Mü’min ve Kâfir Bakımından Dünya Hayatı

“Dünya hayatı bir oyundan, bir oyalanmadan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, sakınacaklar için elbet daha hayırlıdır. Halâ düşünmüyor musunuz?” (En’âm, 32). Bu âyette birkaç mesele vardır: Birinci Mesele Bil ki, öldükten sonra dirilmeyi ve Kıyameti inkâr edenlerin, dünyaya olan arzulan, onun lezzetlerini elde etme istekleri büyük olur. İşte bu sebeple, Allah Teâiâ, dünyanın […]

Daha fazla oku
İnsanın Dünyada Bulunuşunun Sebebi

  Dünya, din yolunun duraklarından biri; yolcuları Allah’ın huzuruna götüren bir yol ve çölde yolcuların azıklarını aldıkları bir çarşıdır. Dünya ve ahiret iki halden ibarettir: ölümden öncesine –bu sana daha yakındır– “dünya” denir, ölümden sonrasına da “ahret” denir. Dünyanın amacı ahiret azığıdır. Zira insan ilkin yalın ve eksik yaratılmıştır; fakat kemale ermek, Allah’a layık olmak, […]

Daha fazla oku
Kendimiz, derdimiz; niyetimiz, seferimiz; bilgimiz, azığımızdır…

……… Bir mümin için asıl olan Hayat’tır; dünya ve âhiret yalnızca birer sıfattır; sıfatı bırakıp mevsûfa, dolayısıyla zâta bakmalıyız. İnsân kuldur; muhâlif değil… Kul olmak ise, Varlık dâiresindeki her bir var-olanın, var-olma koşuluna uygun eylemesidir. İnsanın var-olma koşulu, düşünmedir/bilmedir; bu nedenle halîfedir; yani muhâtabtır; mükelleftir; mesûldür. Nitekim bu hakikati Âşık Paşa, Garîb-nâme’de şöyle dile getirir: […]

Daha fazla oku