İngilizler ve Milli Mücadele

..İngilizlerin elinden silah ve cephane kaçırılması da, L. Kinross tarafından aynı eğlenceli üslupla anlatılmaktadır. Mustafa Kemal’in Mütareke’den sonra 13 Kasım 1918’de İstanbul’a Eprimesinden. Samsun’a görevli olarak hareket etmesine kadar geçen 6 aylık süre içindeki temas ve faaliyetleri üzerinde fazlaca durulmamıştır. İngilizlerin Mustafa Kemal’e düşman oldukları, kendisini her zaman takip ettirdikleri, engellemeye çalıştıkları yolundaki alışılmış tezin, […]

Daha fazla oku
“Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir”

Mustafa Kemal Paşa’nın ‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz ’dir ’ emrinden sonra, ikinci hedef, halen işgal altında olan İstanbul ve Trakya olmalıydı. Ancak Mustafa Kemal bir süre İzmir’den ayrılmamış, kuvvetleri de İstanbul’a doğru harekette ağır davranmışlardır. Mustafa Kemal, Yunan ordularını İzmir’e kadar süren hareketle gösterdiği tavrını, İstanbul’daki müttefiklere, bilhassa İngilizlere karşı göstermemiş/gösterememiştir. Bu sıralarda Mustafa Kemal’in […]

Daha fazla oku
Lozanda İngiltere Ne İstediyse Onu Elde Etmiştir!

Lozan’da esas başarının İngiltere başta olmak üzere müttefiklere ait olduğu ortadadır. İngiltere ne istediyse onu elde etmiştir. Boğazlardan geçiş serbestisi, Batı Trakya’nın Yunanistan’a bırakılması, Yunanlılardan savaş tazminatı alınamaması, Antakya ve İskenderun’un sınırlar dışında kalması, Musul Meselesi’nin hallinin sonraya bırakılması ve netice İttifak İngilizlere terki, Türkiye tarafının verdiği hiç de küçük olmayan tavizlerdir. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar […]

Daha fazla oku
Hindli Müslümanların Milli Mücadelede Yardımları

Hind müslümanlarının Türkiye’de yürütülen Milli Mücadele yardımları ve bu yardımların kullanılış şekli tartışmalara yol açmıştır. Hind müslümanları, bu yardımları açıkça Osmanlı Hilafet’inin ve hatta Saltanatı’nın kurtarılması için yapmışlardır. Mustafa Kemal de Millî Mücadele boyunca bundan başka bir şey söylememiştir. Hind müslümanları büyük bir samimiyet ve ümitle müslüman olmayan kesimleri de etkileyerek mitingler düzenlemişler, boykotlar yürütmüşler. […]

Daha fazla oku
Türkiye Cumhuriyeti’nin 1930lar’daki Tasviri

Cumhuriyetin ilânına kadar bütün inkılâp kararları, günlerce münakaşa edilerek Meclis’e verilirdi. Cumhuriyetin ilânında ve ondan sonraki bazı mühim inkılâp kararlarında böyle hareket edilmemişti. Mevzu Meclis sahnesine getirilmezden evvel kulislerde hazırlanıyor, şahsi idare taraf darları bundan haberdar edilerek vazifelendiriliyordu. Meclis ekseriya fikir adamlarının bulunmadığı bır zamana tesadüf ettirilerek mevzu emrivaki şeklinde meclis heyeti umumi (genel kuruluna) […]

Daha fazla oku
Atatürk Devrimleri ve Sonuçları

Cumhuriyet yönetiminin antidemokratikliği birinci derecede laiklikle bağlantılı bir meseledir.Cumhuriyet öncesinde 1. Dünya Savaşı sonrasında yer yer işgale uğrayan Türkiye, kendini savunmak için halkın doğrudan katılımını gerektiren bir mücadele yürütmüştür. Halkın yönetime katılması bu dönemde sonraki yıllarda görülmeyecek seviyeye yükselirştir. 1920’de TBMM’nin Cuma namazından sonra ve dualarla açılması gibi şeklî unsurlar dışında, Meclis içinde yer alan […]

Daha fazla oku
Latin Harfleri Kabulü ve Sonrası

İslâmî harflerin okuma yazmayı güçleştirdiği, Latin harflerinin kabulü sırasında en fazla ileri sürülen bir iddia olmuştur. Hatta Mustafa Kemal, bütün vatandaşların bir kaç yıl içinde Latin harfleri sayesinde okur yazar olacaklarını öne sürmüştür.Bir ülkedeki okuma yazma oranının tek başına alfabe ile ilgili olmadığı, Latin harfleri uygulamasından sonra daha iyi anlaşılmıştır. Latin harflerinin kabulündan sonra da […]

Daha fazla oku
Kemalizmin Hedefi ve Atatürk’ün Kabri

Kemalizm, hedef olarak dini ve dinî kurumlan seçtiğinden, iştigal alanı bu olduğundan, kendisi toplumda daralttığı kutsallık alanına yerleşmiştir. Mustafa Kemal, türbeleri kapatmış, fakat Türkiye’de bütün zamanların en büyük türbesi (adı türbe olmaksızın, mozole denilmesi tercih ediliyor) onun adına yapılmıştır. Hiç bir Osmanlı sultanının mezarı, Türkiye’nin ilk cumhurreisinin mezarıyla kıyaslanamaz. Belki de Anıtkabir’in alanına altı yüz […]

Daha fazla oku
Menemen Vak’ası Sonrası

Menemen Vak’ası, ülkeyi yönetenlerin yönetim tarzı, halka, dindarlara, basın ve yayın araçlarına bakışları konusunda çok ilgi çekici ipuçları vermektedir. Bizzat M. Kemal Paşa, halkın gözünün korkutulması için mahkûm olanların birer ikişer tecziye edilmesi, hepsinin nihayete bırakılmaması gerektiğini söylemekte ve cezalandırılmayan halkın sürülmesini istemektedir. Çünkü hadiseye karışsın karışmasın bütün halk suçludur. Bazı gazeteler yayınlarıyla hükümetin korkulacak […]

Daha fazla oku
CHP’nin Altı Oku

CHP’nin altı okunun 1937’de Anayasa’ya sokulması ile Parti prensipleri devletin temel ilkeleri hâline getirildi. Altı Ok’la oluşturulan yapının demokrasi ile, katılımcılıkla ilgisi yoktur. Kemalizmin altı oku, cumhuriyetçilik, halkçılık, devletçilik, milliyetçilik, laiklik ve inkılâpçılıktır. Bunlardan devletçiliğin, inkılâpçılığın ve laikliğin kesin olarak totaliterliği öngördüğünü söyleyebiliriz. Türkiye’de laiklik, yalın bir siyasi laiklik/din-devlet ayrımının ötesinde, dinî kurumların toplum hayatındaki […]

Daha fazla oku