Akaid/Kelami Bahisler
Tekfîr ve İlâhî Rahmetin Genişliği30 Kasım 2024
Yusuf Aslan
21:22 - 10 Ekim 2014
Osmanlının sonlarında gelişen İslamcılık ve İslam kimliği aslında milli yönsemeler içeren gelişmeler olarak görülmelidir. Yani bir kimlik olarak İslamlık, dini bir kimlikten ziyade milli bir kimlik olarak ortaya çıkmıştır. Cumhuriyet, milli içerik barındıran bu İslami kimliği, Türklüğü önceleyen bir milli kimliğe dönüştürmeye çalışmıştır. Özellikle Milli Mücadele döneminde halkta oluşan dini mensubiyet şuurunu, milli kimliğe tahvil […]
Yusuf Aslan
21:18 - 10 Ekim 2014
0 Yorumlar
Lozan’da ele alınan önemli konulardan birisi de, Hilafet gibi uluslararası bir etkiye sahip bulunan Patrikhane (Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi) meselesiydi. Türk tarafı bir hıyanet ocağı olarak tavsif ettiği bu kurumun Türkiye’den çıkarılması taraftarıydı. Türk heyeti müzakereler sırasında özetle, Patrikhane’nin Fatih’ten beri kendisine tanınan yetkileri, sonradan siyasal amaçlarla kullandığım, son savaşta da düşmanla işbirliği yaptığım ileri […]
Yusuf Aslan
21:13 - 10 Ekim 2014
0 Yorumlar
Karabekir’in anılarında anlattığına göre, kendisi de dâhil olmak üzere birçok mebus, M. Kemal’in Hilafet ve Saltanat’ı, en azından Hilafet’i kendi uhdesine alacağından endişe ediyordu. Yine Karabekir’in anlattığına göre, M. Kemal’in Saltanat’ın ilgasına yönelik olarak hazırladığı ilk metinde, “Hanedan-ı Al-i Osman madum ve tarihe müntekildir.” hükmü yazılıydı. Yani “Osmanlı Hanedanı yok olmuştur.” K. Karabekir bu ifadeden […]
Yusuf Aslan
08:51 - 7 Ağustos 2014
41 Yorumlar
Saltanatın ilgasına geçmeden önce kısaca Osmanlı Devleti’nin yıkılış tarihine değinmek gerekiyor. Genel kaynaklarda Osmanlı Devleti’nin yıkılış tarihi olarak İstanbul’un İtilaf kuvvetlerince işgal edildiği tarih verilir. (İstanbul 1918’de fiilen 1920’de resmen işgal edildi.) Bu, yaygın ama yanlış bir bilgidir. Çünkü Osmanlı Devleti işgalden sonra da hukuken ve fiilen yaşamaya devam etmiştir. (Zaten Mondros’a göre işgal, barış antlaşmasına […]
Muhammed Ali
15:28 - 20 Mayıs 2014
0 Yorumlar
Ayrıntılara geçmeden kısaca Lozan’daki TBMM heyeti ile Ankara arasındaki haberleşmeden de bahsetmek gerekir. Haberleşme daha çok telgraf kanalıyla oluyordu. Ancak telgraf hattı Ingilizlerin ve Fransızların kontrolündeydi. Bu nedenle telgrafların İngilizlerce öğrenilmesi her zaman muhtemel. Ingiltere Gizli Telgrafları Ele Geçiriyor M. Kemal Paşa tarafından “fevkalade mahremdir” notuyla Heyet-i Murahhasa riyasetine gönderilen bir mektuptan, Lozan’la olan haberleşmenin […]
Muhammed Ali
15:00 - 20 Mayıs 2014
0 Yorumlar
Lozan süreci Saltanatın ilgasından önce başlar Hilafetin ilgasından sonra Lozan’ın Ingiltere tarafından onaylanmasıyla tamamlanır. Bu süreç içinde çok önemli gelişmeler, kırılmalar ve sapmalar olmuştur. Bu süreçte Osmanlı’dan Cumhuriyete geçiş tamamlanmıştır. Bu süreçte Saltanatın ilgası, Meclisin yenilenmesi, Cumhuriyetin ilanı ve Hilafetin ilgası gibi çok önemli gelişmeler yaşanmıştır. Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu belgelerinden biridir; hatta en […]
Muhammed Ali
14:56 - 20 Mayıs 2014
0 Yorumlar
I.Meclis değerlendirilirken sık sık niyetlerin ayrı, söylenilenlerin ayrı olduğundan bahsedilir. Bu, birçok 1. Meclis mebusunun 11. Meclis üyesi iken söylediği karşılaştırıldığında genel olarak doğrudur. Gerçek şu ki, I. Meclis dönemi geçici bir dönemdi. Türkiye ve dünya, yeni bir yapılanmanın eşiğindeydi. Osmanlı Devleti henüz yıkılmamıştı ve hala müessirdi, Türkiye Cumhuriyeti de henüz kurulmuş değildi. Bu dönemde […]
Muhammed Ali
14:49 - 20 Mayıs 2014
0 Yorumlar
Şeriatı bir meşruiyet aracı olarak kullanma konusunda kırılma noktası Hilafetin ilgasıdır. Hilafetin ilgası öncesinde yapılan değişikliklerde dine ve şeriata göndermede bulunulurken Hilafetin ilgası sonrası yapılan düzenlemelerde “irtica”dan ve “dini siyasete alet etmek”ten söz edilmiştir. Örneğin, 25 Şubat 1925 tarih ve 556 nolu Kanun, dini ya da mukaddesat-ı diniyeyi siyasete alet etmek için cemiyetler kurmayı “vatana […]
Muhammed Ali
14:43 - 20 Mayıs 2014
0 Yorumlar
Müzakereler sırasında yapılan tartışmaların en önemlilerinden birisi de Halife’nin vazife ve salahiyetleri konusunda olanıydı. Bitlis mebusu Yusuf Ziya Bey, Vatikan’ı taklit etmediklerini, Halife’nin vazifelerinin belirlenmesi gerektiğini ifade etti. O’na göre, Halife ruhani ve dsmani kuvvetleri nefsinde cem etmektedir ve şuranın reisi olmalıdır. Dolaylı yoldan Halife’nin Meclis’in reisi olması gerektiğini söylüyordu. Bu tehlikeyi gören M. […]
Muhammed Ali
13:00 - 20 Mayıs 2014
0 Yorumlar
..İlginç olan şudur: Vahddeddin’in ülkeyi terk ettiği zaman diliminde Ankara Hükümeti isteseydi bu durumu önleyebilirdi; buna gücü yeterdi. Ancak Ankara, adeta bu gelişmeye çanak tutulmuştur. M. Kemal Paşa, Vahdeddin’in ülkeyi terk edeceğini tahmin ediyordu. Hükümetin bile haberi olmadan bu konudaki sezinlemelerini Refet Paşa’ya bildirmiş ve Ona, “Vahdeddin kaçmak isterse mani olunmamasını” emretmişti.(1) Mani olunmadı ve […]
0 Yorumlar