Sanat

Evet yine de şiirdir beni arasıra dinlendiren Acıma aralıklar verdiren Ufuklardan ufuklara taşıyarak kelimeleri Ne yapılar kurdum eleğim sağma gibi içimdeki buluttan yağıştan şimşekten ışıklardan Gizli bir yapı taşından ders okudum ben Şiirin birden kaçışını denizlerden Şiir içimizdeki zindanların mahkumu “Arayışlar/Şiir”54 Sanatın Niteliği Karakoç’un “Din, felsefe ve sanat insanın kendi yaradılış sırrı­nı aradığı alanlardır” cümlesi, […]

Daha fazla oku
Bir Medeniyet Projesi Olarak Dayatmacı Sekülerleşme (1923- 1950)

  Türk toplumunun modernleşme süreci, 1718’lerde başlar, 1923’de olgunla­şır ve nihâî merhaleye erişir. Osmanlı devletinin 18. ve 19. yüzyıl dönemi, Türkiye Cumhuriyeti’nin alt yapısının teşekkül devridir. 18. yüzyıldan itibaren Türk top­lumu, batılı kurumları örnek alır. Kısmî değişimle savunmacı karakterde başladığı süreci, giderek toplumun diğer alanlarını da içeren kapsam genişliğinde sürdürür. Osmanlı’da batılılaşma, belli kurum ve […]

Daha fazla oku
Maddî Kuşatma ve Medeniyet Arayışı İhtiyacı

Önceki bölümde de gördüğümüz gibi, düşüncenin yerle bir olması da, uygarlığımızın(yazar kendi uygarlığını yani batı uygarlığını kastediyor) çöküşünde belirleyici bir faktör olmuştu; ama bizim ilerle­memizi engelleyen buna eşlik eden daha başka çok sayıda neden vardı. Bu ne­denler, manevî alanda olduğu kadar, ekonomik faaliyetlerde de görülebilir ve hepsinden önemlisi de, bu iki alan arasındaki etkileşime bağlıdır; […]

Daha fazla oku
Tarihi Kırılma,Varoluş ve Hakikat Arayışı ve Medeniyetin Hayatiyeti

İnsanlık, insanlık tarihinin daha önceki dönemlerinde yaşanmayan yepyeni ve esaslı sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sorunlar, sadece niceliksel boyutları olan arızî, değişken ve geçici sorunlar değil, bilakis, niteliksel boyutları olan aslî, kalıcı ve köklü sorunlardır. Burada İslâmî terminolojiyle “mürûr-u zaman” olarak adlandırılan, tarihin akıp gitmesiyle, değişmesiyle vukû bulan arızî değişimlerin yaşanmasından sözetmiyoruz. Çok daha hayatî bir fenomenin […]

Daha fazla oku
Ehl-i Sünnet’e saldırmak, İslâm’la savaşan Batılıların değirmenine su taşımaktır!

  Yusuf Kaplan   Şunu zihnimize kazımak zorundayız: Dünya tarihini üç asırdır yalnızca Batılılar yapıyor. Çinliler, Japonlar, Hintler, Latin Amerikalılar ve tabiî Müslümanlar tarih yapmıyor, yapamıyor; tarihte tatil yapıyor yalnızca! BATI, İNSANLIĞA VE HAKİKATE SALDIRININ ADIDIR! Neden peki? Düşük kültürlere sahip oldukları için mi? Elbette ki, hayır! Bunun nedeni, Batılıların seküler-kapitalist sistemle bütün dünyayı sömürgeleştirmesi, medeniyetlerin kökünü […]

Daha fazla oku
Rönesans

‘”Çeşitli vesilelerle de söylediğimiz gibi, Rönesans aslında birçok şeyin ölümü olmuştur. Greko-Romen uy­garlığına dönmek bahanesiyle bu uygarlığın ancak dış kabuğu alınmıştır. Çünkü yazılı metinlerde yalnızca buyönü açıklanabilmişti. Dolayısıyle eksik onarımın zaten çok iğreti bir özelliği olabilirdi, çünkü yüzyıllardan beri gerçek hayatlarını yaşamayı bırakmış olan şekiller söz konusuydu. Ortaçağ’ın geleneksel bilimlerine gelince, bu çağda onlar, son […]

Daha fazla oku
Batı Algısı:Kapitalizmin Belirlediği ve Dayattığı Bir Yaşam Biçimi

  ‘Batı’ kavramına ilişkin çok yazı yazıldı, kitaplar yayımlandı, sosyolojik incelemeler yapıldı bugüne kadar. Onca yaklaşımın her biri, doğal olarak, ideolojik bir bakış açısıyla yapıldığı için; ayrışmaları, karşıtlıkları beraberinde getirmiş; içerik olarak bir çatışmayı da hep gündemde tutmuştur. Böyle bakıldığında Batı kavramının alabildiğine siyasî bir kavram olduğu rahatça söylenebilir. Bu kavram, elbette coğrafi Batı anlamına […]

Daha fazla oku
Kadın ve Erkek Eşitliği Olabilir mi?

İslam’a göre de kadın ve erkek, her şeyden önce ortak bir nefse dayanan sahip olan birer insan olarak telâkki edilir. Aralarında bir karşıtlık değil, bir farklılık bulunmaktadır. Ama toplumsal bütünlük fe­risinde onlar, bir aile hukuku içerisinde de mütalaa edilirler. İslam açısından burada, olgusal duruma işaret eden bazı telmihlerin dışında, herhangi bir nitel üstünlük atfı söz […]

Daha fazla oku
Reform Ve Rönesans’ı Bir İlerleme Olarak Niteyele Bilirmiyiz ?

Modern batı medeniyetini, salt maddî boyutta geliş­miş yegane medeniyet olarak gören ve gelişmesini ürkü­tücü olarak niteleyen Guénon, bu ‘gelişmenin başlangı­cını‘ Hristiyanlık düşünce yapısıyla, ‘feodalite’ düzeni­nin de sonunu gösteren’’ Rönesans dönemiyle ayni an­da başlatmaktadır. Ürkütücü olan bu başlangıç, fikrî (in­tellectuel) bir gerilemeyi de beraberinde getirirken, Ortaçağ düşünce dünyasındaki çözülmeler için bir sonuç oluşturmuştur. ‘’Rönesans ve reform […]

Daha fazla oku
Bir ahlaki tavır ve dış politika

Artık biliyoruz, Batı uygarlığı (Avrupalı ve Amerikalı insanın hayat tarzı) yapısal olarak çifte standartlıdır. Bu demektir ki, kendi nefsi için istediğini komşusu için istemez, zararı kendisine dokunmayan bir hatanın düzeltilmesi cihetine de yönelmez. Batı hayat tarzı sadece adaletsiz değil, aynı zamanda ikiyüzlüdür. Hz. İsa’ya atfen bir yanağına tokat atılınca öteki yanağının çevrilmesi öğüdünde bulunan Hıristiyan, […]

Daha fazla oku