Fazilet ve Edep:Yücelmenin Anlamı

Eğer akıl başdayısa gönülde ol tuşdayısa İkisi bir işdeyise düşman bana kâr eylemez Yunus Emre Türkçede erdem kelimesiyle karşıladığımız fazilet kelimesi, Arapçada fazlalık ve üstünlük anlamlarına gelir. Dolayısıyla bir kimsenin faziletli olduğunu söylediğimizde onun hangi hususta faziletli ise o hususta bir üstünlüğe sahip olduğunu ifade etmiş oluruz. İslam ahlâk düşünürleri, böylesi bir üstünlüğün iki şeye […]

Daha fazla oku
İslam  Nazarında Ahlak-Anlama İlişkisi

Anlamanın,  derin  düşüncenin  ve  en  genelde  bilmenin  kişinin  ahlakıyla ilişkili  olduğu  kadim  zamanlardan  beri  bütün ulemamızın  farkında  olduğu  bir  husustur.  İmamı Azam’ın  fıkhı  “kişinin kendi  lehine  ve  aleyhine olan  meseleleri  bilmesi” diye  tarif  ettiği  malumdur. Sadru’ş-Şeria ,  bu  tarifin  itikadı  ve  amelı  meselelerin  yanı  sıra  zühd, kalp  huzuru  gibi  ahlak/ tasavvuf  meselelerini  de bilmek  manasına  […]

Daha fazla oku
İlim Kelimesinin Müradifleri (Eşanlamlıları)

İlmin muradifi olduğu sanılan lafızlardan bahsetme hakkındadır. Bu lafızlar, otuz tanedir: 1) İdrâk: bu, karşılaşma ve ulaşma (vusul) demektir. Meselâ, (çocuk kemale erdi, ulaştı; meyve olgunlaştı) denilir. Nitekim Cenab-ı Hak, “Hz.Musa’nın yanındakiler, “muhakkak ki erişilip yakalandık! dediler” (Şuara,61) buyurmuştur. Akleden kuvvet akledilen şeyin mahiyetine ulaşıp, o şeyin mahiyetini elde ettiğinde, bu, bu cihetten bir idrak […]

Daha fazla oku
Aklımız Başımızda mı ?

Aklın merkezinin neresi olduğuna doğru cevabı bulmak önemli. Çünkü aklı beynin bir faaliyeti olarak kabul ettiğimizde, insanı maddi-manevi bütün yanlarıyla sadece biyolojik bir varlık olarak görme tehlikesiyle karşı karşıyayız demektir. Sadece hayvanlardan biraz daha gelişmiş bir varlık. “İnsanı diğer canlılardan ayıran ve hepsinden üstün kılan en önemli özellik nedir?” diye sorulduğunda, cevabımız elbette ‘akıl’ olacaktır. […]

Daha fazla oku
Sözün Amacı ve Hakikati

Bilesin ki, gerçekte insanın cevheri, akleden, düşünen, algılayan, eyleyen nefistir. Tüm düşünülür biçimler, onda bilkuvve vardır. O, kendinden daha yetkin, daha akıllı ve daha bilgili birinden öğrendi­ği ve istifâde ettiği vakit, bilkuvve bulunan biçimler ortaya çıkar ve nefis, bilfiil akıl olur ve duyulurları tetkike ve cisimli şeylerin tadını tatmaya ihtiyaç duymaz. Düşünen nefisler saf, datif […]

Daha fazla oku