Beşinci Pencere
Görüyoruz ki, eşya, hususan zîhayat olanlar, def’î gibi âni bir zamanda vücuda gelir. Halbuki, def’î ve âni bir surette, basit bir maddeden çıkan şeyler gayet basit, şekilsiz, san’atsız olması lâzım gelirken, çok maharete muhtaç bir hüsn-ü san’atta, çok zamana muhtaç ihtimamkârâne nakışlarla münakkâş, çok âlâta muhtaç acip san’atlarla müzeyyen, çok maddelere muhtaç bir surette halk olunuyorlar.
İşte, bu def’î ve âni bir surette bu harika san’at ve güzel heyet, herbiri bir Sâni-i Hakîmin vücub-u vücuduna şehadet ve vahdet-i rububiyetine işaret ettikleri gibi, mecmuu, gayet parlak bir tarzda, nihayetsiz Kadîr, nihayetsiz Hakîm bir Vâcibü’l-Vücudu gösterir.
Şimdi, ey sersem münkir! Haydi, bunu neyle izah edersin? Senin gibi sersem, âciz, cahil tabiatla mı? Veyahut, hadsiz derece hata ederek, o Sâni-i Mukaddese “tabiat“ ismini verip, onun mu’cizât-ı kudretini, o tesmiye bahanesiyle tabiata isnad edip, bin derece muhali birden irtikâp etmek mi istersin?
Bediüzzaman Said Nursî
(Sözler-33. Söz)
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…