Ehl-i Sünnet Kitaplarının Tahrifi,Sinsice Yapılan İlaveler

ilim-696x465 Ehl-i Sünnet Kitaplarının Tahrifi,Sinsice Yapılan İlaveler

EBÛ CÂFER B. CERÎR VE EBU’L-HASAN EI-EŞ’ÂRÎ ZAMANINDAN BERÎ EHL-Î SÜNNET ULEMASININ YAZDIKLARI KİTAPLARDAKİ TÂBİRLERİN SİLİNİP GİZLİCE » TEŞBİH DERÇ VE TAHRİFLERİ YAPILMASI

Bid’atçılar, Eş’ârî ile diğer İslâm âlimlerinin kitaplarına, sayılamayacak kadar çok şeyleri gizlice ilâve etmişlerdir. Meselâ: İmam İbn Cerîr et-Taberi’nin Kur’ân-ı Kerim’deki: «Rabbin seni (ey Muhammed) bir alkışlanacak makama yükseltecekir.»(İsra,79) âyetine yaptığı tefsir yerine kapalı bir ifade kullanarak ondan tecsim anlaşılan bir tâbiri sokmuşlardır. Hindistan’da basılmış İmam Ebu’l-Hasan el-Eş’ari’nin «El-İbâne» adlı eserine, teşbihi (Allah’ı mahlûkata benzetmeyi) ifade eden şeyleri; Kurtubî’nin, «O (Allah), kullarının üzerinde galibdir»(En’am,18) mealindeki âyet-i celileye yaptığı tefsire ilâve yapıp ondan teşbih anlaşılan tâbirleri dercetmişlerdir. Mezkûr tefsiri mütalâa eden kimse, ibarede çelişki olduğunu anlayacaktır. Teymiyeciler de, Alûsî’nin tefsirine çok şeyler ilâve etmişlerdir. Hele kendini meşhur selefi diye lakablandıran Münir Ağa’nın tabettiği tefsirde…

Kendisi birçok kitap tabetmiş ve kitaplarda birçok fâsid yorumlarda bulunmuştur. Alûsî’nin tefsirine gizlice soktuğu en önemli ibaresi, Allahü Teâlâ’nın «Ey iman edenler! Allah’ın azabından sakınıp O’na yaklaşmaya yol arayınız» (Maide sûresi, âyet: 35) meâlinde buyurduğu âyet-i celilenin tefsirindedir. Orada söylediği uzun sözünü mütalaa eden sonu evvelini nakzettiğini (çeliştiğini) anlar. Teşbih inancını, Seyyid Abdulkadir Geylânî’nin «Gunye» adlı eserine de gizlice sokmuşlardır.

Ulemanın eserlerinden sözlerini silip, tahrif etmişlerdir. Bu hususta Tacü’s-Subkî, «Tabakat» kitabının cerh ve ta’dil(1) kaidesinin altında, Basralı Ahmed b. Salih’in hal tercümesi bahsinde şöyle der: Araştırılması lâzım olan meselelerden biri de, Şeyhu’l-îslâm İbn Dakik el-îd’in de belirttiği gibi, birçok sûfiye tâifesi ile hadîs âlimlerinin arasmda vaki olan ihtilâflı konulardır ki, yekdiğerine dil uzatmalarına sebep olmuştur. Nitekim bâzıları, Haris el-Muhasibî ve daha başkaları aleyhinde konuşmuşlardır. Bu tartışmaların hakikatte en mühim sebebi akaid ile ilgili farklı itikatlardır. En büyük belâ, ise, taassup ve nefsanî arzuya dayanan inançlardır. Evet, dünyevî arzu ve mal toplama hırsı da bunlardandır. İyi olmayan bu ahlâk, Mütekaddimîn (evvelki)lerden daha çok, muteahhirın (son gelen) âlimlerde mevcuttur. Halbuki hakikî îslâm akidesi nazarında her iki zümre de birdir. Zamanımızdaki bâzı Mücessime taifelerinin durumları o safhaya varmıştır ki. Nevevî’nin Sahih-i Müslim’e yazdığı şerhdeki müteşabih hadîsler hakkındâki ibaresini şerhten çıkarıp yazmamışlardır. Zira, Nevevinin akidesi Eş’âriye akidesidir.

İnceleyin:  Mezheplerin Doğuşu

Demek ki, bu kâtip Nevevi’nin inancından hoşlanmayıp müellifin dediğini yazmayı hazmedememiştir. Bence bu, büyük günahlardan dır. Çünkü, bu durum Şeriat’ı tahrif etmek (değiştirmek), İslâm âlimlerinin eserlerine ve halkın ellerindeki İslâmî kitaplara karşı bir itimatsızlıktır ve itimatsızlık kapısını açmaktır. Allah böyle yapanı, kötüleyip utandırsın! Öyle yapan kimsenin, Nevevfnin şerhini yazmaya ihtiyacı ve şerhinde ona ihtiyacı yoktu. Burada Tacü’s- Subki’nin dedikleri sona erdi.

Ben de şunu derim ki, âlimlerin eserlerinden sözlerini silme bayrağını bu zamanda elinde tutan kimse Mecelletü’l-Menar’ın sahibidir. Yaptığı hatâların bâzısı şunlardır: Hocalarımızın hocası olan Muhaddis Falih ez-Zahiri, nakil eylediği «Encehu’l-mesai fî sıfati- yi’s-sâmi’ ve’l-vâî» adlı eserinin Ahkâmü’l-Mesâcid bahsinde, daha kitabı basılmadan önce, Muğni b. Kudametü’l-Hanbeli’den, ölen ve hayatta kalan evliyâ ve sâlih zatlardan tevessülün mübah olduğuna dair «İslâmiyet’teki her dört mezheb sahipleri ittifak etmişlerdir» diye nakletmiştir. Bu «El-Menar» kitabını tabedince kitapta yazılı bu nakli yazmayıp içinden çıkardı. Ulemanın kelâmını tahrif etmesi, onlara iftira edip yermesi, kendi arzusuna ve İbn Teymiyecilerin arzularına uygun olmayan meseleleri ve hadisleri kendi mecellesinde ve yorumlarında tahrif etmesi sayılamayacak kadar çoktur.

Kaynak:Ebu Hamid bin Merzuk – Bera’atü’l –Eş’ariyyin(Ehl-I Sünnet’in Müdafaası),syf:96-98,Bedir yay.

Dipnotlar:

 1) Cerh ve ta’dil: Cerh: sözlükte yaralamak ve sövmek mânâsında kullanılmıştır. Hadîs usûlünde terim mânâsı: «Hafız ve mütehassıs bir hadîs âlimi’nin günahkârlık,telhis,yalancılık gibi bâzı sebeplerle bir râvinin rivayetini reddetmesidir.>

Tadil: Düzetmek. temizlemek gibi, sözlük mânâsından alınarak, hadîs ilminde bir raviyi,rivâyeti kabul olunacak şekilde vasıflandırmaktır.

Muhammed Ali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir