Kitabun Merkum
Mutaffifin 7-8-9: Kellâ inne kitâbel fuccâri le fî siccîn. Ve mâ edrâke mâ siccîn. Kitâbun merkûm
Mutaffifin 18. Hayır! Andolsun iyilerin kitabı İlliyyûn’dadır.
19. İlliyyûn nedir, bilir misin?
20. (O İlliyyûn’daki kitap) İçinde ameller kaydedilmiş bir kitaptır.
Mutaffifin 9, 20 (83:20): Kitâbun merkûm
Kitâbun Merkum
Ayet-i kerimedeki hakkında iki görüş vardır
1) Kitâb-ı merkum ile kastedilen, onların amellerinin yazıldığı kitaptır.
2) Bu, illiyyîn’e konulmuş olan bir kitap olup, bunda, Cenâb-ı Hakk’ın iyi kulları için hazırlanmış olduğu ikramlar ve mükâfatlar yazılıdır. Ulema bu “kitap” hakkında ihtilafa düşmüştür. Bu cümleden olmak üzere Mukâtil, “O şeyler, o iyi kullar için, Arş’ın ayağına yazılmıştır” derken, İbn Abbas’tan da, onun, Arş’ın altına asılı, zebercedden bir levhaya yazılı olduğu nakledilmiştir.
Diğer alimler ise, bunun, onların neşe ve sevinçlerini arttıracak bir biçimde yazılmış olan bir kitap olduğunu; bunun da, kitapları, hoşlarına gitmeyecek şeylerle yazılmış olan facirlerin kitabının zıddı bir durum ile meydana geleceğini söylemişlerdir. Cenâb-ı Hakk’ın, “Ki huzurunda mukarreb melekler bulunur” ifadesi de bu manaya delalet eder. Bunun anlamı, “illıyyîn’de bulunan melekler yazılı olan şeyin yanında bulunur ve ona şahitlik yaparlar” şeklindedir. Bunun, amellerin yazılı olduğu kitap anlamına geldiğini söyleyen kimse ise, bunun manasının, “Hafaza meleği bu kitabı illiyyîn’e çıkardığı vakit, mukarreb melekler, mümine ikram ve izzet olsun diye bu kitabın yanında dururlar…” şeklinde olduğunu söyler.[Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Akçağ Yayınları: 22/577-578.]
***
Edip Yüksel’in Kitabun Merkum Yanılgısı
Edip Yüksel ‘Kitâbun merkûm’a ‘rakamlanmış bir kitap’ olarak meal vermekte ve bundan kastedilenin ise Kuran’ı-Kerim olduğunu zannetmektedir..Hiç şüphe yok ki bu hatadır. Abdülaziz Bayındır ile yaptıkları tartışmada bu hatayı tekrarlayınca Bayındır Hoca, bu hatasını hemen yakalıyor:
EDİP YÜKSEL : Kuranda iki yerde Kitabun Merkum deniyor..Birisinde müminler tanık olur buna diyor ..Diğerinde..Mücrimler ise tanık olmuyor ona. Kitabun Merkum, rakamlanmış kitap.
ABDÜLAZİZ BAYINDIR: Oradaki Kitabun Merkum ile senin dediğinin alakası nedir?
EDİP YÜKSEL : Çünkü Kur’an rakamlanmış bir kitap.
ABDÜLAZİZ BAYINDIR: Oradaki Kuran mı?
EDİP YÜKSEL: E tabi.
ABDÜLAZİZ BAYINDIR:Açıp bakalım.
ABDÜLAZİZ BAYINDIR: (Bayındır Hoca, Mutaffifin Suresinin 7-8-9. ayetlerini okuyor..Edip’in çevirisine göre ayetlerin meali:
7-Doğrusu, kötülerin yazgısı Siccin’dedir.
8-Siccin nedir bilir misin?
9-Rakamlanmış bir kitaptır.)
Siccin’dir o rakamlanan Kur’an değil.
EDİP YÜKSEL: Senin anlayışına saygı duyuyorum..Bu bir anlayış..Ama biraz daha farklı yönde bakarsan çok farklı anlayabilirsin.
3.KİŞİ: Kötülerin kitabı siccindedir, o rakamlıdır..İyilerin kitabı da illiyyundadır..O da rakamlıdır..
EDİP YÜKSEL: Çok güzel.
EDİP YÜKSEL: Kur’an rakamlanmış bir kitap..Ama onu görmek..
ABDÜLAZİZ BAYINDIR: Yahu kardeşim Kur’an’ın rakamlanmış bir kitap olmasına mani değil bu..Ama burada o anlatılmıyor..
EDİP YÜKSEL :Peki oldu. (1)
Edip, aynı şekilde kendi sitesinde:
Değerlendirme:
1- Edip, Kuran’a Siccin yani, hapishane, yani Cehennem diyor..
Mealcilerden Hakkı Yılmaz Siccin’i şöyle izah ediyor:
SİCCİN
Bu sözcük “hapishane” anlamındaki “sicn” isminden türetilmiştir. “En iyi, en sağlam, en iyi korunan zindan” anlamındadır. Anlaşılan o ki, kötülerin işlemiş oldukları amel defterleri [davranış tutanakları] burada olacaktır; yani burada korunacak, kaybolmayacak, çalınmayacak, silinmeyecektir. Adeta mermere işlenmişçesine sağlam kaydedilmiştir; silinmesi, yok olması kesinlikle söz konusu olmayacaktır. “Siccin”in ne olduğunu sana kim bildirdi?” ifadesi ise bu kaydın korunağının ve boyutlarını kimsenin bilmediği anlamındadır. Yani Siccin, bilinen, duyulan en çetin zindanların da ötesinde bir zindandır..(3)
2-Edip ileri derece demagoji ve felsefe ile Kuran’a Siccin demekte bir beis görmüyor ..Çünkü onun anlayışına göre Kuran içindeki imtihan unsuruyla birlikte kafirin cehennemi Müminin de cennetidir..He ikisi için de cezadır (karşılıktır)..
Videoda bu fikirde olduğunu hissettirmesine rağmen Bayındır’a karşı savunamayacağını anladığından ‘peki oldu’ diyerek geri adım atıyor..Bu örnek mealcilerin Kuran ayetlerine nasıl gelişigüzel manalar yükleyebileceklerinin ve Kurandaki hikmetlerin felsefe dumanıyla nasıl gölgelenebileceğinin bir göstergesi..
3- Öte yandan Edip, Kitabun Merkum’a müminlerin tanık olacağının Kafirlerin ise tanık olamayacağını söylüyor..Buradaki kastı ve rakamlanmış Kitabı Kuran’a yormasındaki asıl hedefi 19 matematiksel kod fikrine şahit göstermekti..Tanık olmaktan kastın bu koda inanmak; tanık olmamaktan kastın ise inanmamak olduğu anlaşılıyor..Ne var ki Mutaffifin suresinde ne böyle bir tanıklılıktan ne de mümine açık olup kafire kapalı olan bir durumdan değil; her ikisi için de kaydedilmiş bir kitaptan bahsediyor..Tanıklığın ise bu dünyada değil ahirette olduğu ortadadır..Sonuç olarak Edip, ayetleri birbirine katıp karıştırarak Kuranda ve meallerinde hiç olmayan hayali manalar üzerinden 19 kodu fikrini işlemeye çalışıyor..Ama Bayındır Hoca’nın karşısında sert kayaya çarptığı için ‘peki oldu’ diyerek geri adım atıyor..
***
(1) http://www.youtube.com/watch?v=mOg2zy9aqPg&index=5&list=PLF9469D7103530FAB
(12:30-14:30 arası)
(2) http://19.org/tr/19-kodu/
(3) http://www.istekuran.com/index.php?page=mutaffifin
http://ahmednazif.blogspot.com.tr/2014/11/kitabun-merkum.html
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…
Yorumlar Göster
nasıl düşündüğümüze bağlı... iki kere ölmek gibi...
düşün ki sen şimdi yaşantın da sana verilen seçeneklerden seçerek yaşıyorsun ve aslında Efendinin önünde hesap veriyor ve filmini seyrediyorsun... ve her insan kendisini bilir...
onun için Efendimizin bize bir şeyi ispatı ahirette kitap ile yazılarak sunması gerekli değildir... kitap bu dünyada iyileri ve kötüleri ayırır...onun için farkına varmadan kimimin zindanı olur üç duvar ile bir kapalı demir bir kapı arasında kalır... kiminin ise kulesi olur ve rahatlıkla etrafını gözeterek emin olur...
Efendimizin mesajları rakamlanmıştır.