Edip Yüksel’in darmadağın olduğu tartışma

images-3-1 Edip Yüksel'in darmadağın olduğu tartışma

Halis Aydemir Vs Edip Yüksel

 

Halis Aydemir , Edip Yüksel’in 19 Mucizesini (?) anlattığı kitabında 3 tane yeri tespit edip (tüm hesapları kontrol etme zor ve vakit alacağı için) onların doğruluğuna baktığında üçünde de yanlış olduğunu gördüğünü söylüyor. (1)
Ah bu RŞD yok mu? Her şey onun şapkasından çıktı.

Videonun 1:44:35 . dakikasında Halis Aydemir: Kur’an-ı Kerim’de RŞD kelimesi 19 kere geçer. (Edip’in Allah’ın elçisi Reşad Halife’ye ne derece bağlı olduğunun bir örneğidir bu RŞD kelimesinin Kuranda geçiş sayılarını aramak) Veri tabanında taratıyorum 13 yerde geçiyor ardışık . Herhalde dedim fiilleri de eklediler.Ne buldumsa ekledim  ancak o zaman 19 ‘a çıktı..

Tahlil: 19’cular önce ulaşmak istedikleri sayıyı belirliyor ve o sayıyı tutturmak için çalıntı minarenin kılıfı misali , kuralını sadece kendilerinin bilebilecekleri sayım usulleri geliştiriyorlar..Böyle bir sayım kendi içinde bir karışıklık içerdiği için hiç kimsenin aklına bunu kontrol etmek gelmiyor..Ama bir de kontrol edilince tüm fiyasko, matematik kadar gerçek  bir şekilde gözler önüne seriliyor..

Halis Aydemir: Sonra dedim ki Edip Abi’nin kitabında bir kelimeyi Kur’an’da yoklamanın yöntemi şu: o kelimenin bütün kök , türevlerini taramak. Yani bütün versiyonlar..Öyle kırılmalara uğruyor ki. Araya “vav” giriyor , “ye”  giriyor , çoğul oluyor , her şey oluyor..Yani RŞD her türlü şeye geçiyor..Bu zatın ismi Muhammed Reşad iken ismini sadece Reşad diye alıp tarama yapıyorsunuz..Demek ki dedim Kur’an-ı Kerim’den ayet attıkları gibi Mucizeyi tamamlamak için isimden de atmışlar. Bu sefer isim kelimesini tarıyoruz..RŞD’deki gibi tüm köklerini tarasak 19 mu çıkıyor? Hayır , felaket büyük bir sayı..

Tahlil: Bu 19’cular RŞD’de sayıyı tutturmak için tüm kökleri , “isim” kelimesinde de ise yine sadece kendilerinin vakıf olduğu usul ile Kur’an’da pek çok yerde geçen isim kelimesinin sadece hesaplarına gelenlerini alıyorlar..Matematiğe biraz olsun saygısı olan herhangi bir şahıs bu saçmalığa pirim vermez..

 

Halis Aydemir : (1:45:50)  bütün kökleriyle “ism”i tararsak Kur’an-ı Kerim’de 381 yerde çıkıyor. Halbuki 19 yerde geçecek. O zaman farklı bir tarama yapılmış..Bu kez kelimeyi önünden arkasından ekleriyle taradım bu kez 24 tane çıktı..Bu 24 tanesinden de dedim “demek ki eliminasyon yapılmış.” Şimdi siz bana burada neyi saydığınızı neyi saymadığınızı söyleyin , ben kelimeyi böyle tarıyorlar diyeyim. İsmihu’yu sayacak mıyız ? 19’un içinde mi bu ? Edip: Bekliyorum kitabı (gelsin ki oradan bakıp söyleyeceğim)

 

Tahlil-1: Edip sağlam bir kroşe yemiş boksör gibi rakibine sarılıp vakit kazanmak vegong çalınıp köşesine nakavt olmadan çekilebilmek için oyalama taktiği yapıyor..

 

2- Yahu Edip! , adam sana “sayacak mıyız saymayacak mıyız ?” diyor ; sen “bekliyorum kitabı” diyorsun..Kitaba bakmadan konuşamıyor musun ? Mucize ezberinde değil mi? Senin standart bir sayım tekniğin yok mu? Bende Edip’inismihu‘nun sayılıp sayılmayacağına ilişkin herhangi bir fikri olmadığı izlenimi oluştu. Tartışmaların büyük şampiyonu Edip Yüksel’den eskiv hareketi: “Bekliyorum kitabı orada gözünle göreceksin ”

 

  1. A. :(1:47:17) Niye RŞD’yi sayarken tüm türevleri aldık ta ism kelimesinde seçici davrandık ?Edip ‘te cevap yok.

*

Tarafların iddiaları:

 

Edip : İsm kelimesi Kur’an’da 19 defa geçer.

 

Halis Aydemir ise bir sayıma göre 381 , bir sayıma göre 24 , ama 19 hiç bir sayıma göre tutmaz..Ayrıca RŞD kelimesi sayımında tüm kökler alınırken “ism” sayımında alınmıyor..
Her iki kelimenin sayımından farklı bir usul ve formül uygulanıyor..Mucizenin genelini tanımlayan ve diziyi, örüntüyü ifade eden bir usul ve tarz yok. Ayrıca sayımlar yanlış..
19’cular milleti yanıltıyorlar. Sayımlar kontrol edildiğinde rakamlar tutmuyor..

 

Tahlil : Edip , RŞD‘de neden tüm köklerin ism’de ise neden bazı köklerin sayıma tabi tutulduğunu açıklayamıyor..Unutmayalım ki bu tartışma Halis Aydemir’in rastgele seçtiği 3 örnek üzerinden yapılan tartışma. Yoksa kitabın gerisi doğruda tek yanlış yerler buralar değil. Rastgele bir seçimle 3 tane kelimenin sayımını kontrol eden H. A. , üçünün de yanlış sayıldığını ve kitapta verilen sayıların tutmadığını tespit ediyor..

*

İkisi beraber sayıma başlar:

 

  1. A.: (1:48:25) “İsmihu“yu sayıyor musunuz ? E.Y. : Hayır. H.A.: Bu kural mı ? Yani sondan ek alırsa [isim + sonunda gelen ek hu] sayılmıyor mu? H. A. :Abi not eder misiniz ? Sondan ek alırsa saymadık . Edip: Tabi. Bu kural mı ? Edip : Efendim ? H. A. : Kural mı? Edip: Kural , Evet.

 

Tahlil -1: Edip çok sağlam bir darbe aldı ve ringe serildi..Halis Aydemir’in çok net bir şekilde sorduğu bu kural mı ? sorusuna Efendim ? diye ne diyeceğini bilemez bir tereddütle cevap vermesi ilk devrilişinin habercisiydi.

 

2- Bismihi de sayıyorsunuz ama ismihu’da saymıyorsunuz sorusuna Edip’ten anlaşılır bir cevap gelmiyor. 2 kelime de ek almış , ama biri sayılıyor diğeri sayılmıyor..Biri mucizenin bir parçası diğeri ise değil..Neye göre? Hangi matematiksel örüntüye , kurala ve formüle göre? Belli değil..Temiz kalple bakarsan ancak anlaşılabilecek bir yöntemle öyle olduğu söyleniyor. O temiz kalpte bilin bakalım kimde var: Edip ve Allah’ın Elçisi! Reşad’da .

 

3- Öyleyse mucizenin ismini şöyle düzeltmek gerekir: “Temiz kalple bakılınca görülen Kurandaki 19 Mucizesi..” Eğer bu yapılan işlem “Matematik mucizesiyse” onun temiz veya kirli kalp ayrımı olmamalıydı; rakamlar temiz kalbe göre konuşmaz. “Mucizenin matematiği” uydurulmuş ama matematiksel mucize yok..

 

H.A.: (1:50:47) “bi’sel ismul fusûku” bunu alacak mıyım abi? Edip: İsim, tabi.

 

H.A.: Peki, burada daha özel bir şey soracağım..Eğer burada anlam olarak önemsiyorsak buradaki kelime Allah’ın ismi şeklinde bir terkibin parçası. Buradaki isim kelimesi ise “el ismi el füsuku” fasıklık ismi diye Allah’ın ismiyle falan hiç alakası yok. Tam bu noktada eğer bunu al diyorsanız ki Allah’ın ismiyle hiç alakası yok , o zaman niye Kur’an kelimelerini sayarken falanca yerdeki Kur’an’ı almayacağız çünkü o kuran , Kur’an değil diye hariç tutuyorsunuz.
Kaldı ki o dediğiniz haliyle de gittim ama hesap yine tutmadı .

 

Tahlil-1: 1:51:30 Kur’an kelimesinin hesabında kelimenin anlamı üzerinden giden 19’cu isim kelimesine gelince anlam üzerinden sayımı bir kenara bırakıp fasıklık ismini bile Allah’ın ismi sayımında sayıma tabi tutmuştur..Neyi nerede ve nasıl saydığını çözebilmek için matematikçiden ziyade müneccim olmak lazım , ama ne yazık ki müneccimlik işlerini de dinimiz yasaklıyor..

 

2- 1:51:53 Edip karşılık vermeye çalışır: Nerede , nerde nerde , nerde , nerde , Kuran kelimesi nerde ?( Edip, tek nerede neyine yetmiyor?) H. A. : Kuranda 57 kez Kuran kelimesi geçer. Yanlış . Ben göremedim , gösterebilirim size. Edip: Tamam , tamam. H. A: Parantez içinde 10:15 Ayetinde geçen sayılmamıştır. Zira burada başka bir Kurandan bahsedilmektedir. [Bahsi geçen ayet ve meali : 10/Yunus 15: Ve izâ tutlâ aleyhim âyâtunâ beyyinâtin kâlellezîne lâ yercûne likâena’ti bi kur’âningayri hâzâ ev beddilh(beddilhu), kul mâ yekûnu lî en ubeddilehû min tilkâi nefsî, in ettebiu illâ mâ yûhâ ileyy(ileyye), innî ehâfu in asaytu rabbî azâbe yevmin azîm (azîmin). Böyle iken ayetlerimiz birer açık delil olarak karşılarında okunduğu zaman Bize kavuşmayı arzu etmeyenler: «Bundan başka bir Kur’an getir veya bunu değiştir!» dediler. De ki: «Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir! Ben ancak bana vahyolunana uyarım. Rabbime isyan edersem şüphesiz büyük bir günün azabından korkarım.»]

A.:(1:52:04) Bu şunu öğretiyor bana: Demek ki kelimenin anlamıyla da ilgiliyim sayımlarda. Madem öyle burada neden fasıklık ismini sayıyorum bu bir. Sondan ek alırsa neden saymıyorum ?

 

Edip: Ben bunu zaten çoktan çıkardım , o bir yanlış sayım.

İnceleyin:  Enam 38: "Biz kitabta, hiç bir şeyi eksik bırakmadık"-2, Muvazeneyi Kaybetmiş Edip'e Cevap

 

A.: Buradaki sayımlar emin olmadığınız , elinize birilerinin tutuşturduğu (sayımlar mı?). Buna dayanarak siz Kur’an’dan ayet atıyorsunuz?

 

Tahlil: 1974 ortaya atılan bu Matematik Mucizesinin (?) yanlış sayımları 201’te bile tespit edip düzeltiliyorsa bu Mucizenin de kendi içinde yanlışlarını temizlemeye çalıştığı anlamını veriyor..Bu demektir ki bazı sayımlar yanlış olduğu için iptal edilmiş..Soru şu : Yarın bir gün farklı bir sayım yaparak Tevbe’nin son iki ayetinden başka ayet de atmak gerekecek mi?

 

Edip: Dinle..Bu kitapta yüzde yüz hata yoktur demiyorum bak. [sonradan işi ironi yaptıma döküyor]

 

Tahlil : İlerleyen vakitlerde Edip bu sözünü geri alıp kitabın hatasız olduğunu savunacak.

 

H.A.: (1:54:43) Bizim bir sayma standardımız var mı yok mu ?

 

Edip: Var .

 

Tahlil: Yok.

 

H.A.: Niye bunu ifade etmezseniz ?…Yoksa bu sizin için opsiyonel bölge mi (yani kelime sayımını nasıl yaptıklarını net bir şekilde ortaya koymayıp her bir kelime için ayrı bir usul uygulamaları )..Sizin kitapta tarihin en büyük Matematiksel kitabı diyorsunuz 19 sayısının kimliği yok orada..

 

Edip: (1:57:30) Bismide Kur’an eliyor. Kur’an zaten öyle diyor. Bu sistem öyle bir şey ki ilk başta eğer yamuk yaklaşmak istiyorsan iki yol görüyorsun .

 

Tahlil: Edip ve Reşad doğru yaklaşanlar , Reşad’ın Elçiliğini , uyduruk Matematiksel Mucizeyi , Tevbe suresinin son iki ayetini atmayı reddedenler ise Edip’e göre yamuk yaklaşımlar cümlesinden oluyor..Bu durum bana şu fıkrayı hatırlattı:
Temel otoyolda ters yöne girer.. Bunu gören trafik polisi, sürücüleri uyarmak için radyodan anons yaptırır. Bu arada ters yolda ilerleyen Temel de radyo dinlemektedir..
Polis radyodan: Lütfen dikkat, ters yönde ilerleyen bir araç var!
Temel bağırır, “ne bir tanesi hepsi hepsi”..

 

H.A.: Ben bu sayımlarda bir kural arıyorum , kuralınız ne?

 

Edip: (1:59:50) Eğer bir robot matematikçi bile şey edersen bunu göremeyeceksin kesinlikle. Manipülasyon değil hayır burada çok güzel bir örnek. Allah ona 2 yol gösterdi , burada sana bana yol gösterdi. Bir bakalım bir sürü yollar mı çıkacak ilk başta yoksa senin niyetini şey ediyor…

 

Tahlil: Edip’in elinde tek silahı var : niyet sorgulaması..Halis Aydemir’in ısrarlı bir şekilde kural nedir sorgulamasına niyet bozuk olursa göremezsin diye bir cevap veriyor..

 

Edip: Ona göre sen 19’u görmeyeceksin zaten..Bak oraya listeyi koymuşum o listenin yanlış olduğunu göster. H.A.: İsm kelimesi Kuranda 19 kere geçtiğine inanıyor musun? Edip: Geçer tabi. H.A.: O zaman bana yerlerini gösterin..Edip: Burada bütün ayetlerin listesi burada. O zaman buyur:

 

Kuranda ism kelimesinin sayımına geçilir.Edip’in iddiasına göre çıkacak sayı 19’dur
1)  5. sure 4. ayet, (H.A. Tarafından da Onaylanır)
2)  6. sure 118. (H.A. Tarafından da Onaylanır)
3)  6. sure 119. (H.A. Tarafından da Onaylanır)
4)  6. sure 121. (H.A. Tarafından da Onaylanır)
5)  6. sure 138. (H.A. Tarafından da Onaylanır) Hepsinde de isim kelimesi yalın olarak var olduğu onaylanır..
6)  22. sure 28. ayet. (H.A. Tarafından da Onaylanır) isim kelimesi yalın olarak var.
7)  22. sure 34. ayet. (H.A. Tarafından da Onaylanır) isim kelimesi yalın olarak var.
8)  22. sure 36. ayet. (H.A. Tarafından da Onaylanır) isim kelimesi yalın olarak var.
9)  22. sure 40. ayet. (H.A. Tarafından da Onaylanır)
10)49. sure 11. ayet. H.A. İtiraz eder.

 

H.A.: Bunu sayacak mıyız? Edip : İsim , hiçbir şey değişmiyor gramatik bir şey.

 

H.A.: Sadece gramatik değil ismin resmi de değişti. El takısı aldı. Edip : Alınır.

 

H.A.: O zaman sondan he takısı alanı niye almıyoruz ..Edip: Ayrı bir şeydir..

 

Tahlil: 1- Edip cevap veremiyor..Sondan takı alıp yalın halinden takılı hale geçen ismuhu’yu almıyor ama el ismul füsuku şeklindeki baştan takılı olanları alıyor..

 

2- Baştan takıntılı olunmayınca baştan takılı olanların alınıp sondan takılı olanların alınmayacağını bilinemiyormuş demek ki.

 

3- Bakınız temiz kalp , niyet , yamuk yaklaşanlar ve yaklaşmayanlar ayrımı , ayrımın kriteri için bkz : “ne biri ne, biri hepsi , hepsi”

 

H.A. : Burası seçicilik. Şurada “başka Kur’an diyor” derken ki mantığınız neydi?

 

Edip: Onu ben kendim fark ettim , çoktan eledim onu.

 

H.A.: Anlamsal fark gözettiğinizi başka yerde de gördüm. Edip: anlamsal fark var, eğer bir özel isimse orada şey..ama isim kelimesi ister kötülüğün kelimesi olsun yani gramatik bir kelime. Falanca ismin anlamında hiçbir değişiklik yok. Ama bir kelime Allah için, insan için kullanılınca o kelimenin mefhumu birisinde sonsuzluk ifade eder , diğerinde farklıdır. Fakat isim kelimesi gramatik bir ifade yani içeriği yok , sadece bir etikettir. Özel isim için kullanılıyorsa kesin şeye bakacaksın özel isim yani Allah için kullanılıyor mesela Salih peygamber için özel isim olabilir bir de salih bir kul; arada bir fark var birisini özel bir isim
olarak kullanıyor diğeri de her hangi bir salih. H.A.:Ama burada anlamına dikkat ettiniz.

 

Edip: Tabi. Ama sadece orada salih derken iyi kişiden öte bir kişi. H.A.: Anlama geçiyorsunuz ama. Edip : Gayet tabi

 

Tahlil: Bu gayet tabinin ömrü 3 saniye oluyor.

 

H.A.: Burada geçmiyorsunuz ama.

 

Edip: Hayır anlam yok, isim yine değişmedi anlamı değişmedi. İstersen Allah’ın bir ismi olsun isim kelimesinin özelliği isim kelimesi sıfat değil isim kelimesi salih gibi yani şeyiyle nedir mevsufundan dolayı..Biraz felsefi bir şey..

 

Tahlil: Matematik mucizesi mi felsefi mucizemi tartışılıyor? Eğer Matematik ise felsefi düşünmenin matematiğin içinde ne işi var ?
Öğretmen sorar : Oğlum 2+2 kaç eder.
Öğrenci cevaplar: 5 eder örtmenim.
Öğretmen sorar : Oğlum emin misin , iyi düşün ?
Öğrenci cevaplar: Örtmenim biraz felsefi bir mesele!

 

İnceleyin:  Edip Yüksel'in Kitabun Merkum Yanılgısı

Halis: Yalın isimlerin sayısı 19 değil..Eğer 19 bu el-ism’siz sayı tutmuş olsaydı bu el-ism alınmayacaktı. Denecekti ki bu zaten Allah için kullanılmış değil [Nasıl ki Kur’an kelimesi sayımında aynısını yaptılar burada da aynı taktik işleyecekti ]

 

  1. kişi: (2:09:36)Şuna ihtiyaç var Edip Abi. Giriş kısmında şu şu şu durumlara göre yaptık bu hesapları..

 

Edip: Bunu millet kendisinden çıkarır.

 

H.A.: (Bunun neden yapılmadığını ben çözdüm..Çünkü bu ayağınıza dolaşacak..Bir yerde sayacağım dediğin kuralla diğer yerde saymayacağım diyebiliyorsun)

 

İsim kelimesini saymaya devam ediyoruz:
11) 55. sure 78. ayet. (H.A. Tarafından da Onaylanır)
12) 56. sure 74. ayet. (H.A. Tarafından da İtiraz eder)

 

H.A.: Bu isim yalın değil sayacak mıyız? Hani isim di ?Bak be harfi var orada..

 

Edip :(2:11:20) Demek ki bu adam da bizim gibi yanlış yapmış.

 

Tahlil: Edip ilk önce pes eder gibi oluyor.Yanlışı kabul ediyor.

 

Edip : (20 saniye önce yanlış yapmış dediği adam için ) Bu adamın doğru olduğuna inanıyorum diyor ve sonradan bu ağız değişikliğini ironi yaptım diye izaha kavuşturuyor.

 

Tahlil: Yersen!

 

H.A.: Anlam ile mi gidiyoruz , resim ile mi? Yoksa amacımız 19’u tutturma mı bilmiyorum.

*

SONUÇ: 3-4 farklı örnek için kuralın nasıl işlediği Edip tarafından izah edilemedi :

 

  1. Örnek (5:4) : Edip ve Halis Aydemir ittifakla kabul ettiği örnek: İsm , yalın..
    عَلَيْكُمْ وَاذْكُرُواْاسْمَاللّهِ

 

  1. Örnek(49:11) :H. A. neden kabul edildiğini soruyor cevap alamıyor , anlam uyumsuzluğu var . Allah için kullanılmıyor:
    بِئْسَ الاِسْمُالْفُسُوقُ : bi’sel ismul fusûku (fasık isimler ne kötü)

 

  1. Örnek (56:74) H. A. neden kabul edildiğini soruyor cevap alamıyor , isim yalın olması gerekirken başa bieki alıyor :

فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ  : Fe sebbih bismi rabbikel azîm(azîmi).

 

  1. Örnek : H. A. 3.’deki kurala göre bunu da almalısınız. Madem sadece yalın olanları almıyor baştan takı alanları da alıyorsunuz , sondan takı alanları neden almıyorsunuz ?

diyor , cevap alamıyor: ismihu

 

  1.  Örnek : Resmin değiştiği ; ismin başında elif olan örnek.

Baştan be geliyor elif geliyor sayılıyor da sondan gelen zamir neden sayılmıyor diye defalarca sorulan soruya doyurucu bir cevap gelmiyor.

*

H.A.: (2:13:20) Demek ki seçici davranıyoruz. Eğer böyle davranacaksak bu ismin 200 bilmem kaç versiyonu var ben oradan size istediğiniz sayıyı tuttururum..29’u isteyin 29’u çıkarayım. 35’i isteyin 35’i çıkarayım..

 

Edip: Doğrudur , doğrudur..

 

H.A.: İsim kelimesi sizin iddianızın en temel noktası ve benim açımdan çökmüştür.

(2:17:10) (Kitaptan göstererek) Bu kitapta ism kelimesi yalın olarak koyulmuş buraya ve 19 defa geçer deniliyor halbuki doğru değil.

*

Özet ve tartışmanın Sonucu:

 

1-Edip, kelimelerin anlama göre mi, resme göre mi, yalın haline göre mi , baştan ek almasına veya sondan ek almamasına göre mi sayım yapılacağına dair bir kural ortaya koyamıyor..

Nasıl sayım yaptıklarını izah edemiyor..Felsefe yapıyor ve felsefi derinliğe dikkat çekiyor ama bir türlü matematik yapamıyor. Sayımlarda standart yok :RŞD kelimesi sayımında tüm kökler alınırken “ism” sayımında alınmıyor..Mucizenin genelini tanımlayan ve diziyi, örüntüyü ifade eden bir usul ve tarz yok. Ayrıca sayımlar yanlış..19’cular milleti yanıltıyorlar. Sayımlar kontrol edildiğinde rakamlar tutmuyor.  Edip , RŞD‘de neden tüm köklerin ism’de ise neden bazı köklerin sayıma tabi tutulduğunu açıklayamıyor. Bismihi de sayıyorsunuz ama ismihu’da saymıyorsunuz sorusuna Edip’ten anlaşılır bir cevap gelmiyor. Neyi nerede ve nasıl saydığını çözebilmek için matematikçiden ziyade müneccim olmak lazım , ama ne yazık ki müneccimlik işlerini de dinimiz yasaklıyor..

 

2-Örnek alınan isim kelimesinin yalın haliyle 19 defa geçeceği söylenmesine rağmen baştan elif ve bi eklentisi alanı kabul etmesine rağmen sondan hutakısı alanı kabul etmiyor ve bu kabulün ve reddin kuralını koyamıyor. Bunun yerine niyet düzgün olmalı , yamuk gelmemeli gibi matematiksel dilin dışında bir dil ile karşılık veriyor..Oysa yamuk ta gelsen , niyet sağlam olmasa da matematik yine matematiktir , kural aynıdır , sağlam niyete göre sağlamlaşmaz, pis kalbe göre de kural geçerliliğini yitirmez..

 

3-Halis Aydemir kitaptan rastlantısal olarak seçtiği 3 örneğin 3’ününde yanlış olduğunu ortaya örnekleriyle ve akli mantıki , şekilsel izahlarla ortaya koymasına rağmen 19’cu Edip Mucizesini savunamıyor..Bunun yerine sen benden eminsin sen efendisin diye övdüğü şahsı tartışmadan daha sonra doldurduğu başka bir videoda hakaret yağmuruna tutuyor .(2)

Ahlaksızlık yaptı, namussuzluk yaptı v.s. gibi..Yazık. Adamla 3 saat tartışmaya tutuş..Adamın bir çok sorusuna cevap vereme. Ondan sonra arkadan böyle hakaretler et.

 

4-Edip , olayı tamamen niyete dökmüş..Onun yaklaşımına göre ;bu ümmet içinde 14 asırdır gelip geçen milyarlarca müslümandan o ve onun gibi bir kaçı hariç bu kalbi selimliği yakalayan olmamış. Ne tevazu ama! Şu kıkırdamaktan konuşamayan  adam mı  doğru yolu bulmuş ?

 

5-Edip , Halis Ayemir’e çok bozulmuş olacak ki yaşına yakışmayacak basitlikte , çocuksu bir şekilde öfkesini sergilemek istemiş : Videonun 51.30. dakikası:http://www.youtube.com/watch?v=xEarbut1C7o Buradan Edip’in Espri anlayışının da din anlayışı kadar gelişmemiş olduğunu söyleyebiliriz..

*

Netice: Mucize hikaye , hakaretler şahane! İslam sapık mezhepler tarihinde bu ölçekte düşünce kaymaları nadirattandır. “Ahir zamanda yaşça küçük, akılca kıt birtakımgençler çıkacak. Yaratılmışın en hayırlısının sözünü söylerler, Kur’ân’ı okurlar. İmanları gırtlaklarından öteye geçmez. Okun avı delip geçtiği gibi dinden çıkarlar… “(Buhari, Fezailu’l-Kur’ân 36, Menakıb 25, İstitâbe 6; Müslim, Zekat 154 ) Bu hadislerde işaret edilenler direkt bunlar olmasa da haber verilen taifenin külli manasından bunların da bir hisseleri var..”Ümmetimde ihtilaf ve ayrılıklar meydana gelecek, (Onlardan) bir grup lafıyla güzel, ameliyle kötü olacak. Bunlar Kur’ân’ı okuyacaklar, ancak köprücük kemiklerinden aşağı geçmeyecek.” (Ebu Davud, Sünnet 31, (4765)). “…Kur’ân’ı okurlar, onu lehlerine zannederler. Halbuki o aleyhlerinedir….” Müslim, Zekat 156, (1066).

Yorum: Hariciler de sünnete karşı durmuşlar ve  Sadece Kuranı esas almışlardır.. Ancak onların şimdikilerden farkı onlar sünneti ret etse bile namaz , oruç , hac v.s. gibi ibadetlerin Efendimizle beraber toplumun her kesiminde uygulanıyor ve biliniyor olması ve onların ibadetlerinde çok ileri olmalarıdır..Efendimiz bu grupların hepsini Haricileri anlattığı hadislerinde birleştirerek anlatmış..O nedenle birinde öyle namaz kılarlar ki sizin namazınız onların yanında sönük kalır derken diğerinde ise tam tersine lafları güzel amelleri kötü olacaklarını beyan ediyor..

*

(1) http://www.youtube.com/watch?v=8HGzjG4Jy5Y (videonun 1:42:40. dakikası)
(2) http://www.youtube.com/watch?v=xEarbut1C7o
ayrıca bkz: http://www.youtube.com/watch?v=pkMAf0ZHO_k
(videonun 3:03 . dakikası)

 

http://ahmednazif.blogspot.com.tr/2013/12/edip-yukselin-darmadagn-oldugu-tartsma.html

 

Muhammed Ali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir