Eğer bu şartları sağlamakla birlikte düşmanlarım başka bir düşmanıyla savmak mümkünse onları buna havale eder. Hz. Ali (r.a.) şöyle söyler: “İyiliğin karşılığı iyiliktir ve iyiliği ilk yapan daha şereflidir; kötülüğün karşılığı ise kötülüktür ve kötülüğü ilk yapan daha zalimdir.” İmam Malik ise şöyle der: “Kötüye, kötüyle mukabele idrakin tamlığındandır.” Şair der ki:
“Asile güzellik edersen ona sahip olursun Adi kimseye güzellik edersen onu asi yaparsın,
Kılıç gereken yere hoşgörü koymak kötüdür Kılıcı ıslak yere koymak gibi.”
Şu da bilinmelidir ki, düşmanlar arasından hasetçinin yaşantısını nimetler, erdemler ve öfkesini gerekli kılan ama rezilete varmayan tartışmalar ortaya koyarak bozmak lazımdır, ancak onun şerrinden sakınmalıdır, çünkü onun kötülüğü hiç eksik olmaz.
[Makam ve yetkinlikte denk olan emsâtın] üçüncüsü, ne dost ne düşman olanlardır. Bu itibarla müellif bunları aradakiler sözüyle tanımladı. Birbirinden farklı türleri olması hasebiyle bunlara yapılacak muamele de çeşitlidir. Bunlara bağışta, yani ikramda bulunmak ve tümüne, yani ortada olanların hepsine güzellikle mukabele etmek lazımdır. Ortada olanlardan kendini büyük görene aynıyla mukabele etmek gerekir, zira mütekebbire kibirli davranmak sadakadır. Eğer onlara böyle davranılmazsa kibir ve gururları artar, yollarının iyi olduğu vehmine kapılırlar, insanların kendilerine hürmet etmek zorunda olduğunu zannederler. Onlara büyüklenerek davranınca, yaptığı davranışlardan uzaklaştırılırlar ve fiilinin kötülüğünü görürler ve belki bu sayede onu yapmazlar. Hz. Peygamber (a.s.): şöyle buyurmuştur: “Kibirli, kibrini unutuncaya kadar ona kibirli davran!'(A.Hanbel,Müsned,XIX,376)
Bunlar arasında samimi olanlara güzellikle davranmalıdır, onlarla güler yüzle ilişki kurmalı, iyi karşılamalı ve sözlerine kulak vermelidir. Uyumlu olanlara da iyi davranmalıdır. Müellif bunlarla ara bulmaktan bereket uman kimseleri kastetti. Böylelerini överek ve onlara güzellikler yaparak hürmet etmeli, onların yoluna uymalı ve onlara benzemelidir.
Onların yolu ne de övülesi bir yoldur. Fakat ahmaklarınki böyle değildir. Bunlara aldırış etmemeli ve kendileriyle bir arada olmamalıdır. Ahmaklıklarına ve cefalarına incinmeden, üzülmeden ve ciddiye almadan alaycılıklarına karşılık vermekten de uzak durmalıdır. Bir şair şöyle der:
“Kerem gösterip alçağa sövmekten yüz çevirmek,
Ona sövgüden daha ağır gelir.”
Bir başka şair de şöyle demiştir:
“Asil insanın ayıbını örterim; onu kaybetmemek için
Çirkefe sövmekten de yüz çeviririm, onurumu muhafaza için.”
Şerhu-l Ahlak-i Adudiyye – Taşpürülüzade Ahmed Efendi
Müellif:Adudüddin el-Îcî’
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…