Dua Ve Âdabı
Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. -Gerçek şu ki O, haddi aşanları sevmez.
Bu buyruğa dair açıklamalarımızı üç başlık halinde sunacağız:
Dua Ve Âdabı:
Yüce Allah’ın: “Rabbinize… dua edin” şeklindeki bu buyruğu, dua etmemizi ve onunla Rabbimİze ibadeti emretmektedir. Daha sonra yüce Rabbimiz bu emir ile güzel olan bir takım sıfatlara riâyeti de zikretmektedir ki, bunlar huşu (tevazu ile kalpten gelen bir boyun eğme ve boyun eğiş), ile tazarru (yalvarıp yakarmak) dır. “Gizlice” ifadesinin anlamı ise riyadan uzak kalabilmesi İçin insanın kendi içinden dua etmesi demektir.
Yüce Allah bununla peygamberi Hz. Zekeriya’yı da Övmüş bulunmaktadır. Onun duasını haber verirken şöyle buyurmaktadır: “Hani o, Rabbine gizlice (dua ile) seslenmişti.” (Meryem, 19/3) Peygamber (sav)’m: “Zikrin hayırlısı gizli olan, rızkın hayırlısı da yeterli olandır” buyruğu da buna benzemektedir.
Şeriat şunu tesbit etmiştir ki: Farz olmayan hayırlı amellerde gizlilik, açıkça yapmaktan daha büyük ecir almaya sebeptir. Bu manadaki açıklamalar daha önce el-Bâkara Sûresi’nde (2/271. âyetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.
eî-Hasen b. Ebi’l-Hasen der ki: Biz öyle kimselere yetiştik ki, yer yüzünde gizlice yapabilecekleri her hangi bir amel varsa, onu ebediyyen açıkça işlemezlerdi. Müslümanlar, alabildiğine dua ederler, fakat sesleri işîtilmezdi. Sadece kendileriyle Rabbleri arasında bir fısıltıları duyulurdu. Buna sebep ise, yüce Allah’ın: “Rabbinize yalvara yakara ve gizilce dua edin” buyruğudur. Yine fiilinden razı olduğu salih bir kulundan söz ederek: “Hani o, Rabbine gizlice seslenmiş (dua etmişti)” (Meryem, 19/3) diye buyurmaktadır. Ebu Hanife’nin arkadaşları (mezhebine mensup ilim adamları) bunu “âmin” sözünü gizli söylemenin onu açıkça söylemekten evla olduğuna delil göstermişlerdir. Çünkü âmin de bir duadır. Bu husustaki açıklamalar ise, daha önce el-Fatiha Sûresi’nde (Âmin bahsi 1 ve 2. başlıklarda) geçmiş bulunmaktadır.
Müslim Ebu Musa’dan şöyle dediğini rivayet etmektedir: Bir yolculukta -bir rivayette de bir gazada- Peygamber (sav) ile birlikte idik. İnsanlar, yüksek sesle tekbir getirmeye başladılar. Bir rivayette de şöyle denmektedir: Bir adam her bir tepeye çıktıkça la ilahe illallah demeye başladı. Rasuluüah (sav) da şöyle buyurdu: “Ey insanlar, kendinize acıyınız, aşırıya kaçmayınız. Çünkü sizler, ne sağır birisine, ne de gaip olan birisine dua ediyorsunuz. Siz, her şeyi çok iyi işiten ve size pek yakın olan ve sizinle birlikte olan birisine dua ediyorsunuz…
- Duada Haddi Aşmamak:
Yüce Allah: “Gerçek şu ki O, haddi aşanları sevmez” buyruğu ile duada haddi aşanları sevmeyeceğini anlatmak istemektedir. Lafız her ne kadar umumî ise de buna işaret edilmektedir.
Haddi aşan (el-Mu’tedî); haddi çiğneyen ve yasağı işleyen kimse demektir. Haddi aşma oranına göre bu hususta farklılık olabilir. Peygamber (sav)’dan şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “İleride duada haddi aşacak kavimler olacaktır.” Bu hadisi, İbnMace, Ebu Bekr b. EbiŞeybe’den şöylece rivayet etmektedir: Bize, Affan anlattı, bize Hammad b. Seleme anlattı. Bize, Said el-Cüreyrî haber verdi. O, Ebu Nuame’den naklettiğine göre Abdullah b. Muğaffel, oğlunun: Allah’ım, ben Senden cennete girdiğim vakit, sağ tarafındaki beyaz köşkü istiyorum, diye dua ettiğini duymuş, ona şöyle demiş: Yavrucuğum, sen Allah’tan cenneti iste ve cehennemden O’na sığın. Çünkü ben, Rasulullah (sav)’ı şöyle buyururken dinledim: “İleride duada haddi aşacak bir topluluk olacaktır.”
Duada haddi aşmak birkaç türlü olabilir. Bunlardan bazıları:
1- Önceden de geçtiği gibi, çokça sesi yükseltmek ve bağırıp çağırarak dua etmek,
2- İnsanın kendisine bir peygamber mevkiinin verilmesini istemesi yahut imkânsız bir iş için dua etmesi ve buna benzer aşırı isteklerde bulunması,
3- Bir masiyet isteyerek, buna benzer bir talepte bulunarak dua etmesi,
4- Kitap ve Sünnette olmayan lafızlarla dua edip asılsız ve hiçbir şekilde mesnet kabul edilemeyecek bir takım nüshalarda bulduğu kuru lafızlar ve kafiyeli sözleri seçerek bunları şiar edinip Rasulünün kendileriyle dua ettiği lafızları terk etmesi gibi.
Bütün bunlar daha önce el-Bakara Sûresi’nde açıklanmış olduğu gibi, duanın kabul edilmesine engel teşkil eder.
İmam Kurtubi-El-Camiul Ahkamul Kuran,cild:7