İlk bakışta bu hadisin “Dinde zorlama yoktur” ilkesine aykırı olduğu op rülmektedir. Acaba bu hadiste ne kasedilmektedir? Sırf beğenmediği, aklın yatmadığı için İslam’dan çıkmayı isteyip köşesine çekilenlere bu irtidat ce zası uygulanacak mıdır? Yoksa bu ceza İslam’dan çıkmayı siyasî bir hesap ile yapıp mevcut meşru yönetime karşı organize işlere bulaşanlara mı; yahut bir komplo olarak İslam’dan çıkmayı hatta tekrar girip tekrar çıkmayı ayette belirtildiği gibi müslümanların imanını zaafa uğratmak gayesiyle yapanlara mı uygulanacaktır?
Ayrıca “Dinini değiştireni öldürünüz” hadîsi “Müslüman bir kimsenin kanı ancak üç şeyden dolayı helal olur: Evli iken zinadan, adam öldürmekten ve dinini terkedip cemaatten ayrılandan”(Buhari,Diyat,6) hadîsiyle birlikte düşünülmelidir. Dikkat edilirse burada sırf din değiştirmeye değil, cemaatten ayrılmaya vurgu yapılması dikkat çekicidir. Cemaat olgusu ise burada sırf dinî bir olgu değildir. Sosyal ve siyasî bir olgudur. İslam toplumunu, İslam toplumunun birliğini ve bütünlüğünü ifade etmektedir. Dolayısıyla sırf öyle inandığı için, kendi köşesine çekilip organize işler içine girilmediği müddetçe din değiştirene irtidat hükmü uygulanmaz.
Bu konuyu ele alan Ahmed Ebu Süleyman’ın yaklaşımı din değiştirme meselesinin zaman-mekan boyutunu açıklar mahiyettedir. Şöyle der: “İrtidat konusunun zaman-mekan unsuru, bazı yahudi grupların irtidat taktiğini (yani önce müslüman olmuş görünüp sonra onu topluca terketme) kullanarak genç müs- lüman cemaat arasında anarşi ve zihin karışıklığına sebep olmayı amaçladıklan bir komployla ilgilidir. Bu komplo ile umulan sonuçların Kur’an’da anlatıldığı ayetler kayda değerdir: ‘Kitap ehlinden bazıları şöyle dedi: İnananlara indirilene günün başında inanın. Sonunda inkar edin ki, belki dönerler…’. (Al-i İmran, 72) İrtidat konusunda ilk İslâmî tavır, gördüğümüz gibi din ve vicdan özgürlüğünü değil, müslümanlaştırma siyasetini bedevi kabilelere uygulamayı ve komployu boşa çıkarmayı hedef alıyordu… Geleneksel İslam siyasî düşüncesindeki inanç özgürlüğüne ilişkin kavram karışıklığı, Hz. Peygamber’in vahşi Arap kabilelerini müslümanlaştırma siyasetinin ardındaki esas sebepleri İslam düşünürlerinin anlamamalarından ortaya çıkmıştır. Bu düşünürler olayın cezaî yönünü ve Hz. Peygamber irtidatı kınadığında ilk müslümanların karsı karşıya bulundukları güvenlik ihtiyacını farkedememişlerdir… İlk halife Hz. Ebu Bekir’e karşı başlatılan irtidat savaşının bir din ve vicdan özgürlüğü uygulaması ile alakası yoktu. Olay
kısıtlamalar getiren siyasi ve sosyal otoriteye karsı her zamanki bedevi tepkisinden ibaretti. Bu, Hz. Ebu Bekir hükümetine zekat ödemeyerek Arabistan’ın yeni merkezî siyasî otoritesine karşı bir ayaklanmaydı.”
Yavuz Köktaş-Günümüz Hadis Tartışmaları
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…