Din Terbiyesi
Din terbiyesi şahsiyet terbiyesidir. Çok bilgiler, hikâyeler ve öğütler insanı dindar yapamaz. O, damarlara yapılan aşı halinde bir aşk terbiyesi verilir. Dindar çok seven ve sevgiden örülen bir şahsiyetin sahibidir. Dindarlık; ilmi, sanatı, ahlâkı ve insanlığı severek Allaha ulaşmaya kabiliyetli bir ruh örgüsüdür. Dindar için, din düşmanı yoktur. Sadece Lütuf dan mahrum olan gâfıl ve zavallılar vardır. Gerçek dindarın kalbinin kaidesi, Mevlâna’nın türbesine yazılı şu ilâhi davetten başka olmamalıdır:
Gel Gel. ‘nereden gelirsen gel! Kâfirsen de, rind isen de, put-perestsen de gel! Bizim dergahımız ümitsizlik dergâhı değildir. Yüz kerre tövbeni bozmuş olsan da gel.
Din terbiyesi hayâ terbiyesidir. Zamanımızda yeryüzünde silinmek üzere olan hayâ, siyasete atılarak hıncını almak için particilik yapan hocanın yüzünden, hepsinden kara bir süngerle silinmişe benziyor.
Din terbiyesi merhamet terbiyesidir. Hayâyı anlatmak da merhametle olur Çünkü hayâsızlık, en büyük merhametsizliktir. Büyük millet ve iman şairimize, nazarlardan taşan mâna ibadullahı istihkar! dedirten hayasızlık bugün kirli ayaklardan merhametsiz başlara tırmanmış bulunuyor. Cemaata “dur!” diyebilecek ses, ömrünü yalnız Allah sohbetiyle geçiren ruhun sesi olacaktır. Onun, Allah’ın kullarına merhameti de Allah sevgisinin ölçüsünde hudutsuz olmalıdır.
Din terbiyesi hörmet terbiyesidir. İnsana, eşyaya, toprağa ve bütün varlıklara hörmet edenin bu hâli, hiç durmadan içimize dolan merhamet dalgalarıyla beslendikçe Allah’ın bu emanetlerine kendimizden geçerek, menfaatsız, garazsız, karşılıksız hizmet etmemiz Allah’a ibadettir. Din terbiyesi bu ibadeti öğretmelidir, Çocuklara örneklerle ve telkin yoluyla sunulacak, ileri kültür basamaklarında ise felsefe ve hikmetle yoğrulacak olan din terbiyesi, İslâm’ın ruhunu yeniden hayata ve bugünkü sefaletten kurtararak kendi gerçeğine kavuşturacaktır.
Nurettin Topçu