Deve idrarı hadisi uydurma değil, adeta bir Mucizedir
Kanser tedavisinde kullanılmak üzere Deve idrarından üretilen kapsül şeklindeki ilaç için Amerika Patent Ofisinden Patent alındığını gösteren belge…
Hadis inkarcıları hadisleri atmaya çalışmak yerine, Kur’an’da belirtildiği gibi azıcık “akıllarını” kullanarak bu hadis üzerinde düşünüp araştırma yapsalardı da patentini alıp kanserle mücadelede kullanabilseydik.
***
Hadis-i şerif inkarcılarının kendi tezlerini delillendirmek gayesiyle ve “çok bilmiş” bir edayla yaptıkları ilk iş; uydurulmuş olduğunu zannettikleri hadislerin bir listesini hazırlayıp muhatabını akıllarınca “etkisiz” hale getirmektir. Bu listenin başına umumiyetle “deve sidiği hadisi” dedikleri rivayeti koyarlar. Halbuki bu şekilde önümüze getirilen birçok hadis-i şerifin aslında uydurma olmadığını gerek ayetlerle ve gerekse mantıki izahlarla defalarca delillendirmiştik. Bu yazıda ise hadis inkarcısı cahillerin “en etkili silahı” olarak gördükleri “deve sidiği” hadisini masaya yatıracağız. Bakalım onların iddia ettikleri gibi uydurma ve akla ziyan bir rivayet miymiş göreceğiz…
Evvela hadisin bir versiyonunu özetleyerek buraya alalım:
“Hz. Enes anlatıyor: Ukl veya Ureyne kabilesi halkından sekiz kişilik bir grup Medine’ye gelip Hz. Peygamber (a.s.m)’e biat ederek Müslüman oldular. Bir müddet sonra Medine’nin havası onlara dokundu ve hasta oldular. Şikâyetleri üzerine Hz. Peygamber (a.s.m), çobanlarıyla birlikte Medine’nin dışına çıkıp, develerin sütlerinden ve sidiklerinden içmelerini öğütledi. Adamlar bir müddet devlerin süt ve sidiklerinden içtiler ve sağlıklarına kavuştular. Derken, çobanları öldürüp develeri önlerine katıp götürdüler. Olaydan haberdar olan Hz.Peygamber (a.s.m) birkaç adam peşlerine taktı ve nihayet onları bir yerde yakalayıp getirdiler. Hz. Peygamber (a.s.m) onlara hakkettikleri ağır bir cezayı tatbik etti. Ellerini, ayaklarını kesti, gözlerine mil çekti ve güneşin altında ölüme terk etti…”[1]
Hadis inkarcıları, sanki Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize çok saygı duyuyorlarmış gibi “bu hadis Peygamber’e iftiradır, O kimseye deve sidiği içirmez!” şeklinde biraz da romantizm soslu bir tepki gösteriyorlar. Halbuki hadis sahihtir. Bu hadisi kabul etmemizin birinci sebebi sahih bir senetle rivayet edilmiş olmasıdır. Buna ilaveten bilimsel araştırmalar da bu hadisin adeta bir mucize olduğunu bize gösteriyor. Zira yapılan araştırmalar hayvan ve insan idrarının birçok hastalığa iyi geldiğini ortaya koymuştur. Bu husus çok sayıda kitaba konu olmuş ve geniş bir literatür oluşmuştur.
Mesela Avrupa’da “Avicenna” olarak tanınan Türk ve Islam Dünyasının en önemli Bilim Adamlarından biri olan Ibn Sina, hayvan sidiklerinde sağlığa faydalı unsurların bulunduğunu kabul eder ve bunlar arasında sidiği en faydalı olanın, havası enfes olan Arap badiyelerinde otlayan develer olduğunu belirtir.[2]Evet, bu kanaat, yaşadığı devirde bütün dünyayı etkisine almış ve eserleri yıllarca Avrupa’da ders olarak okutulan ünlü bir filozof aynı zamanda tıp alimi olan Ibn Sina’ya aittir.
“Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi” yani “NASA” dahi idrar hakkında bir araştırma yapma ihtiyacı hissetmiştir. NASA’nın laboratuvar verilerine dayanan raporunda, idrarda faydalı maddelerin bulunduğu ortaya konmuştur.[3]
Idrar ile alakalı NASA raporunun ilk sayfası…
***
Sağlık alanıyla alakalı kaleme aldığı kitaplarla tanınan Harald W. Tietze’nin ilk baskısı 1996’da yapılan ve “International Bestseller” olan yani Dünya çapında en çok satan kitaplar arasına giren “Urine The Holy Water” yani “Kutsal Su Idrar” başlıklı kitabında, idrar tedavisinin faydalarından bahsedilir ve tedavinin en sık uygulandığı ülkenin Almanya olduğu yazar.[4]
“Deve sidiği” içilir mi diyerek alay eden hadis inkarcıları utanır mı bilmem ama, kitabın 44. sayfasında “Deve idrarı”nın kalp ve dolaşım sistemi hastalıklarına iyi geldiği yazmaktadır.[5]
Harald W. Tietze’nin ilk baskısı 1996’da yapılan ve “International Bestseller” olan kitabı…
2. Dünya Idrar Terapi Konferansı Mayıs 1999’da Almanya’da yapıldı…
***
Dr. Johann Abele ise 1995 yılında yayınlanan kitabında 5 milyon Almanın şifa bulmak için idrar kullandığını ifade eder.[6]
Birçok makalenin yer aldığı “Holistic Health Healing & Astrosciences” adlı kitabın ikinci cildinde “Idrar Terapisinin Mucizeleri” başlıklı makalede, Idrar terapisinin soğuk algınlığından kansere ve eklem iltihabından AIDS’e kadar birçok hastalığı tedavi etme potansiyeline sahip olduğu yazar.[7]
Almanya’da faaliyet gösteren “Sağlık Merkezi” isimli kuruluşun internet sitesinde, idrar terapisinin bağışıklık sistemini aktive ettiği ve özellikle de alerji, astım, gut, romatizma, kronik ürogenital enfeksiyon ve cilt hastalıklarının tedavisinde çok iyi neticeler verdiği belirtilmektedir.[8]
Dr. Johann Abele’nin [6] no’lu dipnotta bahsi geçen kitabı…
[7] no’lu dipnotta sözü edilen “Holistic Health Healing & Astrosciences” adlı kitap…
[8] no’lu dipnota dair… Almanya’da faaliyet gösteren “Sağlık Merkezi” isimli kuruluşun internet sitesi…
***
Idrar tedavisinin temel fikri, kendi kök hücrelerini vücudunuza geri göِnderdiğiniz için kendinizi iyileştirmenizdir. Bilim adamları şimdi bu kök hücreleri yeni vücut parçalarının üremesi için kullanıyor.
Aşağıdaki videoda, Japon bilim adamı Dr. Nakao idrarın faydalarını anlatıyor. Ayrıca sohbetin bir yerinde idrarın oluşum sürecini anlatırken, idrarın dışkı gibi kirli olmadığını özellikle vurguluyor.
Videoyu iyi izleyin Hadis inkarcıları… Dr. Nakao, size fena çakao, lafları ağzınıza ağzınıza sokao… Ne zaman akıllanacaksınız?
***
Idrarın birçok hastalığı tedavi ettiğine dair geniş bir literatür oluşmuştur. Bunlardan birkaçını şuracıkta paylaşmanın faydalı olacağı kanaatindeyiz.
Almanca bir kitap: Carmen Thomas, Ein ganz besonderer Saft, Urin, (Çok Özel bir Su, Idrar), VGS Verlagsgesellschaft, Kِöln 1993. Bu kitap “Çişteki mucize” başlığıyla türkçeye de çevrildi. Leman Çalışkan’ın tercüme ettiği bu kitap, 1995 yılında “Doğan Kitap” tarafından basıldı. Hatta Pakize Suda“Hürriyet”teki köşesinde bir nevi tanıtımını da yaptı. (Bakınız; http://www.hurriyet.com.tr/cisteki-mucize-4828428 )
Almanca bir kitap: Flora Peschek-Bِöhmer, Urin-Therapie – ein Tabu wird gebrochen, Heilerfolge bei vielen Krankheiten und Beschwerden, (Idrar Terapisi-Bir tabu yıkılıyor, Birçok Hastalık ve Rahatsızlıklarda Şifa Başarıları), Heyne Verlag, 1995.
***
Almanca bir kitap: Angela Martens, Heilsaft Urin – Ein altes Mittel neu entdeckt, (Şifa Suyu Idrar – Yeni keşfedilmiş eski bir ilaç), Weltbild Buchverlag, 1999.
***
Almanca bir kitap: Gennadi Malachow: Urin-Therapie, (Idrar Terapisi), Verlag Phِönix, 1999.
***
Ingilizce bir kitap: John W. Armstrong, The Water Of Life: A Treatise on Urine Therapy (Hayat Suyu: Idrar Terapisi üzerine bir Araştırma), Published by True Health Publishing Co. By Health Science Press, Rustington, Sussex, 1948.
Coen van der Kroon, idrar terapisi için bir kılavuz bile neşretti; Coen van der Kroon, The Golden Fountain: The Complete Guide to Urine Therapy (Altın Çeşme: Idrar Terapisi için Tam Kılavuz), Publisher: Amethyst Books, 1995.
***
Gördüğünüz gibi, idrarın birçok hastalığa iyi geldiği yapılan araştırmalarla sabittir. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ise 1400 küsur sene evvel hastalanan birkaç kişiye bunu tavsiye etmekle adeta bir mucize göstermiştir, diyebiliriz. Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam Efendimiz bunu söyleyince “alay” edenler, batıyla neden alay etmiyor? Işte bu aşağılık kompleksinin bir tezahürüdür. Bütün dünya eski medeniyetlerden kalma yazılı metinleri bulmak için arkeolojik çalışmalar yaparken, bizim hadis inkarcıları elimizin altında bulunan ve hazine kıymetinde olan kaynakları atmakla iftihar ediyor. Bunun adı kelimenin tam manasıyla “barbarlık”tır… Kaldı ki, bu hadiste “hepimiz deve idrarı içelim” şeklinde bir emir falan da yok.
Ayrıca bazı cahiller, Hz. Peygamber (s.a.v) nasıl olur da bu adamların ellerini ve ayaklarını keser diye isyan ediyor. Bunların dinden haberi yok. Bu ceza Islam’a uygundur. Zira bu adamlar iyileştikten sonra Hz. Peygamber (s.a.v) Efendimizin çobanlarını öldürüp develeri de önlerine katıp götürmüşlerdi.
Allah Teala Kur’an’da şöyle buyuruyor:
“Allah ve Resulüne karşı savaşan ve yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi, ya da yeryüzünde başka bir yere sürgün edilmeleridir. Bu, dünyada onlar için bir zillettir. Ahirette ise onlar için büyük bir azab vardır.” (Maide Suresi, Ayet 33)
Peki bu hadis inkarcıları şimdi ne yapacak? Şimdiye kadar bu hadis üzerinden hadis alimlerine etmedikleri hakaret kalmadı. Sahih bir hadis-i şerife “uydurma” diyerek vebale girdiler. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin sözünü ayıpladılar, alaya aldılar. Bu veballe işleri çok zor. Allah’tan ümid kesilmez, fakat tevbe edeceklerini hiç zannetmiyorum. En iyisi onlar için şöyle dua edelim:
Ya Rabbi! Bu hadisi inkar edip hadis alimlerine hakaret eden, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin sözünü ayıplayan bu cahilleri öyle bir hastalığa düçar et ki, şifası sadece “deve idrarı” içmek olsun.
Bu bir beddua değil, bir duadır. Zira hadis inkarcıları sadece canları yanınca geri adım atar.
**********
KAYNAKLAR:
[1] Buharî, Vudu, 66; Tıp, 5- 6; Diyat, 22; Müslim, Kasame, 9-11; Ahmed b. Hanbel III/107,163; Ebu Davud, Hudud,3; Tirmizi, Taharet, 55, Nesaî, Tahrimu’d-dem, 8-9.
[2] Ibn Kayyım, Zadu’l-Mead, cild 4, sayfa 47, 48.
[3] David F. Putnam, Composition and Concentrative Properties of Human Urine, NASA Contractor Report, Temmuz 1971. Rapor için bakınız;
https://ntrs.nasa.gov/archive/nasa/casi.ntrs.nasa.gov/19710023044.pdf
[4] Harald W. Tietze, Urine The Holy Water, Harald W. Tietze Publishing: 2003, 3rd edition (3. baskı. 1. baskı: 1996), P/L, Australia, sayfa 15.
[5] Harald W. Tietze, Urine The Holy Water, Harald W. Tietze Publishing: 2003, 3rd edition (3. baskı. 1. baskı: 1996), P/L, Australia, sayfa 44.
[6] Dr. Johann Abele, Die Eigenharnbehandlung-Erfahrungen und Beobachtungen, (Idrar Terapisi-Deneyler ve Gözlemler), Haug-Verlag, 1995.
[7] Dr. B.D. Sharma, Holistic Health Healing & Astrosciences (An International Sourcebook), Holistic Health & Healing in 21st Century, cild 2, B. Jain Publishers: 2003, sayfa 279.
[8] Almanya’da faaliyet gösteren “Sağlık Merkezi” isimli kuruluşun internet sitesi için bakınız; https://www.zentrum-der-gesundheit.de/eigenurintherapie.html
**********
Kadir Çandarlıoğlu
www.belgelerlegercektarih.net
sağolun elinize sağlık tam yerinde ve zamanında