Derin Tarih Dergisi’nin Mehmet Genç ile Röportajdan Bir Bölüm
‘’Osmanlı 16.yüzyıldan itibaren geriledi ‘tezi hakim Osmanlı tarihçiliğinde.Ancak siz buna karşı çıkıyorsunuz.
Osmanlı gerilemesi sathî bir yakıştırmadan ibarettir. Bazı tarihçiler Kanuni devrini zirve olarak düşünür: sonra sırası ile duraklama, gerileme ve dağılma gibi bir dönemlendirme yaparlar. Bunların gerçekte olup bitenlerle fazla alakası yoktu.
Osmanlı sistemi Kanuni’den sonra da yüzyıllar boyu bütün kurumlarıyla gelişme ve değişme içindedir. Mamafih Osmanlılann Batı Avrupa’da kapitalizmin getirdiği muazzam değişmenin dışında kaldıkları muhakkaktır.
Ancak Osmanlıların sistemlerini olduşturdukları dönemde bu değişmeler henüz ufukta yoktu.Kapitalizmden kaynaklanan bu değişimleri önceden görebilselerdi onları benimser ve o yola girerler miydi,bundan hiçbir şekilde emin değilm.Zira kapitalizmin getirdiği değişmeler Batı’ya sonra da dünyaya çok pahalıya mal oldu.Fakir halk kitleleri çok büyük sefalet ve sıkıntıya duçar oldu.Osmanlılar Müslüman olan ve olmayan hiçbir topluluğu bu denli bir sefalete asla müstehak görmedi.O yüzden bilmiş olsalardı bile benimsemezlerdi.
Sizin bu bahiste verdiğiniz çok meşhur bir dilenci örneği var..
Evet, Mesela 16, yüzyıldan 18 yüzyılın ortalarına kadar İstanbul Avrupa’nın en büyük şehriydi,Londra ve Paris’in nüfusları da İstanbul’a yakındı. 18. yüzyılda bu iki şehirdeki dilenci sayısı nüfusun %10’u civarındaydı. 50 bin dilenci Paris’te, bir o kadar dilenci de Londra’da vardı. Osmanlı İstanbul’undaysa sadece 322 dilenci yaşıyordu ve bunların tamamı gayrimüslimdi. Onlara da sadece Pazar günleri kilisede dilenme hakkı veriliyordu. Müslümanların ise dilenme hakkı yoktu. Çok muhtaçsa vakıflar ona destek sağlıyordu. Bu Batılı seyyahların seyahatnamelerinde hayretle müşahede edip anlattıkları bir olgudur.