Kategoriler: Felsefeİslam

Cimrilik (el-Buhl) Hakkında

Bu huyun tamamen hevadan kaynaklandığını söyleme­miz mümkün değildir. Çünkü biz, fakirlikten aşırı de­recede korkmalarının, çok ilerisini düşünmelerinin, bela ve musibetlere karşı tedbir almada aşırıya kaçmalarının kendilerini cimri olmaya ve sahip olduklarını korumaya sevk ettiği bazı insanlar görürüz. Diğer bazı insanların da herhan­gi bir gayeye yönelik olmaksızın, sadece kendileri için mal bi­riktirmekten zevk aldıklarını görürüz. Yine biz, düşünceleri ve aklî melekeleri tamamen oluşmamış olan çocukların bir kısmının tamamen cimri davranmasına karşın, başka bir kıs­mının ise sahip olduklarının hepsini arkadaşlarına verdikle­rini gözlemleriz.

Bundan dolayı bu huyla sadece hevadan kaynaklandığı zaman mücadele etmemiz gerekir.  Eğer cimrilik yapan bir kimse, kendisine malı tutmasının, yani cimrilik yapması­nın nedeni sorulduğunda, uygun bir sebebe dayanan açık- seçik ve kabul edilebilir bir gerekçe bulamayarak kaypak, kaçamak ve karışık cevap veriyorsa, işte bu kişinin cimriliği sadece hevadan kaynaklanmaktadır. Bir keresinde ben, mal biriktiren adamların birine kendisini bu şekilde hareket et­meye yönelten nedeni sordum. O da bana yukarda belirtti­ğim şekilde cevap verdi. Bunun üzerine ben de ona, cevabınin geçersiz olduğunu ve bunlardan hiçbirinin onun bu şe­dide cimri olmasının gerçek nedeni olamayacağını söyle­dim. Ben ondan zenginliğini azaltacak ve ona zarar verecek bir şekilde malından cömertlik etmesini istemedim. Bana en son verdiği cevap: “seviyorum, istiyorum” oldu. O zaman ben de ona, delil olarak ileri sürdüklerinin ne şu andaki halini, ne de ihtiyatlı ve tedbirli olmasını, ilerisini düşünmesini etkile­mediği için, akim hükmünden ayrılarak hevaya tâbî olmuş olduğunu söyledim.

Cimrilik bu dereceye vardığında ıslah edilmesi ve hevanın ondan uzaklaştırılması gerekir. [60] Bu, mevcut durumunu daha kötüye götürmeyen ve bundan sonra da istediği bir ma­la ulaşmasını zorlaştırmayan veya imkansız hale getirmeyen bir şey hakkında cimri olmaktır. Bununla birlikte, bunlardan biri veya her ikisi hakkında açık ve geçerli bir mazereti olan kişinin cimriliği ise, hevadan değil akıl ve düşünceden kay­naklanmaktadır. Dolayısıyla da bu şekildeki cimrilik, söz ko­nusu kişiden kaldırılmamak, aksine artırılmalı ve kuvvetlen- dirilmelidir. Yalnız her cimrinin bu delillerin ikinci grubuyla delil getirmesi doğru değildir. Cimriliği vasıtasıyla şu andaki konumundan daha yüksek ve daha önemli bir makama gele­ceğinden ümidini kesmiş olan kişi, -ömrünün sonuna gelmiş veya ulaşabileceği en üst noktaya ulaşmış olan kişi gibi- ke­sinlikle ikinci grupla delil getiremez.

Ebubekir er Razi,-Ruh Sağlığı

 

 

Muhammed Ali

Son Yazılar

Tecelli Türleri

  Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…

2 ay önce

Allah’ı Bilmenin İmkânı ve Bunun Yöntemi

  Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…

2 ay önce

Varlık Mertebeleri ve Te’vil

  Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…

2 ay önce

Dilin Kabuğu

Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağır­lıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…

2 ay önce

Çözüm Aldatmacası

İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…

2 ay önce

Anda Olmak -Geçmiş ve Gelecek Arasında Bir Yer

İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygu­larımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…

2 ay önce