Çağımızın Istırabı ve Yaradıcıyı Araması
İnsanın tarih boyunca yaradıcısını araması,yaratmaya özenmesi boş bir vehim değil,korkunç bir ihtiyacın ifadesidir.İnsan,her türlü köleliği reddederek,yalnız ve ancak yaradana tapınmak istemektedir.İnsan idraki,yalnız ve ancak yaradıcı hamlede dinlenebilceğini ummaktadır.İnsanların,peygamberleri diğer insanlara niçin daha fazla tercih ettiklerini artık anlamalıyız.Kadiri Mutlak olan Allah’ı bize ‘şahdamarımızdan daha yakın’ olarak hissettirenler sadece ve ancak peygamberlerdir.Bize,sınırlıdan sonsuza,esaretten hürriyete,çoktan bir’e,ölümden ebediyete giden yolu,apaçık ve pırıl pırıl olarak yalnız onlar gösterebildiler.Onlar olmasa idi,kendimizi sınırlı,esir,parçacık ve ölümlü zannedecektik; ancak onlarladır ki sonsuzluğun, hürriyetin birliğin ve ebedîliğin tadına varabiliyoruz. Sınırlı ve esir parçacık olmaya isyan ediyoruz.
Yüzyılımız, ilim adanılan ile, sanatkârları ile, her türlü inanan ve inanmayan yığınları ile bütün insanlık artık Allah’a olan susuzluğunu bütün çıplaklığı ile hissetmeye başlamıştır; bu ihtiyaç hergün biraz daha şiddetlenecektir. Büyük ve gerçek dinî hayat Auguste Comte’un vehmettiği gibi geride kalmadı; bilâkis, insanlık onu ileride bütün haşmeti ile yaşayacaktır. Çağımızın ıstırabı bu hayata gebedir. Geride kalan gerçek dinî hayat değil katıya ve somuta tapınan insanların hayatıdır.
S.Ahmed Arvasi,İnsan ve İnsan Ötesi