Modern insan kendisini hakikat seviyesine yükseltmeye çalışacağı yerde, hakikati kendi seviyesine indirmek istemektedir.Kendilerine”geleneksel bilimler”den veya saf metafizikten söz edildiği zaman, sadece “lâdinî bilim”in ve “felsefe”nin söz konusu olduğunu düşünen bu kadar çok insanın bulunması kuşkusuz bu nedenledir. Kişisel kanılar alanında her zaman tartışma olabilir, çünkü insan aklı düzeyi aşamaz ve çünkü insan hiçbir üstün ilkeye başvurmayınca,bir konuyu “leyh’de ve “aleyh”de savunmak için az ya da çok geçerli kanıtları kolayca bulabilir. Çoğu durumlarda,hiçbir çözüme ulaşmaksızın sürekli olarak tartışmayı sürdürebilir insan.
İşte bu yüzden hemen hemen bütün modern felsefe, iki anlama gelebilen ifadelerden ve çok kötü bir şekilde ortaya konulan meselelerden oluşmuştur.Genellikle sanıldığı gibi, tartışma sorunlara açıklık getirmesi bir yana, çoğu kez sorunları değiştirip başka yöne kaydırmakta ve onları daha da anlaşılmaz kılmaktadır.
Bunun da en olağan sonucu, herkesin hasmını ikna etmeye çalışarak, kendi kanaatına eskisinden daha çok bağlanması ve eskisinden daha fazla tekelci bir tarzda onda ısrar etmesidir.
Aslında bütün bunlarda, hakikat bilgisine ulaşmak söz konusu değildir. Fakat her şeye rağmen, haklı olmak ya da başkalarını buna inandırmasa en azından kendisini haklı olduğuna inandırmak söz konusudur. Nitekim bu üzücü bir durumdur, çünkü Batı düşüncesinin en belirgin öğelerinden biri olan “kendi dinini yayma” ihtiyacı işe karışıyor daima. Bazen kelimenin en bayağı ve kötü anlamıyla bireycilik daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır:
Böylece bir insanın eserini, o insanın özel yaşamı hakkında bildikleriyle yargılamak isteyen insanları her an görmüyor muyuz? Sanki bu iki şey arasında herhangi bir bağıntı kurulabilirmiş gibi. Bu arada belirtelim ki, ayrıntı merakına bağlı olarak, “büyük insanların yaşamlarındaki en küçük özel durumlara verilen önem, gösterilen ilgi ve onların yaptıkları her şeyi bir çeşit “psiko-fizyolojik” tahlille açıklama kuruntusuna kapılma aynı eğilimden doğmaktadır;bütün bunlar, çağdaş zihniyetin gerçekten ne olduğunu anlamak isteyen için oldukça anlamlıdır.
Kaynak:
Rene Guenon-Modern Dünyanın Bunalımı
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…