Kabilelerin mezellet içinde kalmalarını gerektiren borçların ve vergilerin meselesini de bu bölüme katmak icab etmektedir. Şüphesiz ki (ağır vergi, resim, haraç ve cizye gibi) borç altında bulunan kabileler, bu hususta mezellete razı olmadıkça söz- konusu vergileri elleriyle vermeyi kabullenmezler. Zira borç ve vergilerde haksızlık ve zillet vardır. İzzet-i nefs sahibi olanlar böyle bir yükün altına girmezler, meğerki öldürülme ve mahvolma durumu bunu onlar için ehven-i şer haline getirmiş olsun. Bu durumda ise asabiyetleri müdafaa ve himaye hususunda zayıf kalmıştır, demektir. Eğer bir kimsenin asabiyeti, kendisine yönelen zulmü defetmiyorsa, o kimse nasıl mukavemet gösterebilir ve yeni haklar taleb edebilir? Halbuki (bahiskonusu meselede vergilerin verilmesi ve borçların ödenmesi suretiyle) zillete boyun eğme hali o kimse için fiilen gerçekleştirmiştir ve önce de söylemiş olduğumuz gibi mezellet, mülke giden yoldaki engellerden bulunmaktadır.
Hz. Peygamber (s.a.)’in, Ensarın evlerinden birinde saban demirini gördüğü zaman çiftçilik hakkında söylemiş olduğu şu söz de, yakardaki hususun delillerindendir: “Hiç bir kavmin evine bu alet girmez ki, o kavmin arasına zillet girmemiş bulunsun”. (O vakit, devlete vergi ve haraç verenler ekseriya çiftçilerdi onun için çiftçilik yapanlar, hayvan besleyen bedevilere nazaran zillete daha çok maruz kalırlar). Borcun zilleti icabettirmesinin açık delili budur. Ayrıca buna ek olarak hileve hud‘a gibi huylar da borç (ve vergi)lu olma zilleti ile birlikte bulunur.2(Borçlu hile ve dalavere yoluna sapmak zorunda kalır).
Bunun içindir ki, sahih bir hadiste nakl edildiği gibi (Müslim, Mesacid, 25) Hz. Peygamber borçtan (ve vergiden) Allah’a sığınmışlardır. Ya Resûlallah, ne kadar da çok, borçtan Allah’a istiâze ediyorsun? diye sorulduğu vakit, “Çünkü, insan borçlanınca, konuşur ama yalan söyler, vaad eder lâkin sözünden döner”, demişlerdi.
Şu halde bir kabilenin boynunda, vergi ve borç zilletinden örülen bir yular gördün mü, mülke sahip olacaklar, diye hiç tamah etme, dünyanın sonuna kadar mülke sahip olamazlar zira (sömürülme, mülke ve iktidara engeldir).
İbn Haldun , Mukaddime , cild:1 (Süleyman Uludağ)
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…