Bir de “Gûl kokusu Resûlullah Efendimize âittir.” diye bir söz var. Söz doğru. Anlaşılma yanlış. Bizim Tûrkçede “çiçek” dediğimiz güzelliklerin Farsçası “gûl”dûr. Yani Farsçada gûl, çiçek demektir. Bizim gûl dediğimiz çiçeğe Farsçada ‘verd’ denir. Dolayısıyla, Efendimizin kokusu gül çiçeğinin değil bûtûn çiçeklerin kokusudur. Daha doğrusu bütün çiçekler o güzel kokularını, o güzeller güzeli Fahr-i Kainat Efendimizin o güzel kokusundan “şemm-i Muhammedi” den almışlardır. her çiçek kokladığımızda Efendimizin kokusunu alıp O’na salât-ü selâmlar ederiz.
Ömer Tuğrul İnançer – Muhabbet Peygamberi Hz.Muhammed
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…