Samiha Ayverdi – Yusufcuk ”Alıntılar”

  “Rûhum, bir kalıbın esîri olmadan evvel, elimi bir el tuttu ve bana güneşleri, seyyâreleri, semâvâtın acâibini gezdirip seyrettirdi. Nihâyet bir âleme getirerek: -İşte misâfir olacağın yer.. burası dünyâdır, dedi. Şaşkın şaşkın etrâfıma bakınırken de devam etti: -Burada herkes kendi istidâdına göre bir tohum eker ve mahsûl devşirir. Para, kadın, evlât, mevki, rütbe, şan ve […]

Daha fazla oku
Bilimsel Ufkun Sınırı

“Her ilim sahibinin üzerinde daha iyi bilen biri vardır.” (Yû­suf, 76) “Size ilimden ancak az bir pay verilmiştir.” (İsrâ, 85) “Bilimin herşeyi başarması mümkün değildir. Bu nedenle bü­tün problemleri halledecek bir yol bulacağı varsayımı, insan­lığı nihayetinde kaosa sürükleyecektir.” Nobel Fizik ödülü sahibi Polykarp Kusch Aşırı bir ateist olan kimyager Peter Atkins şöyle der: “Dindar­lar, evrende […]

Daha fazla oku
İnsan İnsandan Çekilince

  Sohbet konuşmaktan ibaret değil, konuşmanın öte­sinde insanın ruhunu saran ve onu tesir altına alan, in­sanı değiştiren, dönüştüren, kelime ve duygu dağarcı­ğını geliştiren hisli bir dildir. Her sohbetin karakteri ve kendine ait dokusu başka başkadır. İnsan herkesle konuşur ama hakiki sohbet, can kulağıyla dinlediği ve içinden gelerek konuştuğu o nadide insanla olur. Ger­çek bir sohbet, […]

Daha fazla oku
Acıyı Karşılamak

  Sevdiği bir şeyi kaybedenin ümidi ve kendine gü­veni azalır, dünyanın hâllerine tahammül eşiği düşer. Yitirmenin acısı, insanın omuzlarına, kalbine, adımla­tma ağır bir taş gibi oturur ve hareket etmesine mâni olur. Acılı insan kendini umutsuz, ürkek, çaresiz his­seder. Dış dünyaya ilgisi zayıflar. Dünyanın sonuymuş hissine kapılır. Konuşmak da susmak da onun en bü­yük ihtiyacıdır. Acılar […]

Daha fazla oku
Güzel itibarını Ruhundan Alır

‘Güzelden ve güzellik’ten bahsederiz ama güzeli ve güzelliği çevreleyen, inşa eden aslî unsurları, kav­ranılan, erdemleri, değerleri ya görmezden gelir ya da onlardan pek söz etmeyiz. O kadar ki güzelin güzel­liği yok etmesi, dilediği her şeyi yapmayı, mesela haddi aşmayı, vicdansızlığı kendine hak olarak görmesi gibi çarpık bir noktaya geliriz. Güzellik, insanın içindeki cevherdir ya da […]

Daha fazla oku
Türkiye’de Tek-Parti Dönemi Totaliterlik Deneyimi

1 Tek-Parti Diktatörlükleri Avrupa’da iki dünya savaşı arasındaki dönemde birçok otoriter rejim kurulmuştu. Öyle ki 1918-45 arasındaki yıllara “diktatörlükler çağı” demek yanlış olmaz. İtalya’da Faşistler 1922’nin Ekim ayında Roma Yürüyüşü ile iktidara geldi; Almanya’da Naziler 1933’te Hit- ler’in Şansölye ilan edilmesiyle büyük bir zafer kazandılar; İspanya 1923’ten 1930’a kadar General Primo de Rivera’nın askeri diktatör […]

Daha fazla oku
Deneyim/Müşahede

  Öğrenmek yaşamayı öğrenmektir. Öğrenmek nihayetinde yaşamayı öğrenmektir, kıylükal değil. Maddeden tamamen uzaklaşan metafizik felsefe çalışıyor olsanız dahi nihai maksat hakikati keşfedip o hakikate göre yaşamak ve bunu insanlara salık vermektir. Gerçekte öğrenmek özü itibariyle güzeldir. Yani hiçbir ek fayda veya sonuç getirmese dahi bilmek, bilmemeye nazaran güzel bir şey olurdu. Buna rağmen öğrenmek neredeyse […]

Daha fazla oku
Nedir Şu Aşk?

Ailenin ne olup ne olmadığıyla başladık, günümüzde aile ve kadm-erkek ilişkilerindeki değişimler etrafında dolandık ve buradan aşka düştü yolumuz. Aranızda “Ne alakası var, nereden nereye geliverdiniz!” diyenler olabilir. Onlan say­gıyla selamlarım. Lâkin günümüzde evliliklerin geleneksel dünyaya göre birçok değişiklik yaşadığı, mesela bizim kül­türümüzde de bir süreden beri “görücü usulü” yöntemin­den ziyade şöyle ya da böyle […]

Daha fazla oku
Günümüzde Kadın-Erkek İlişkilerinin Halleri

Psikolojik rahatsızlıklar ve geleceğin dünyası arasında­ki bağlan yapıtlarında temel alan Çarpışma yazan J. G. Ballard, yaşadığımız dünyanın “aile karşıtı” niteliğini şu sözleriyle gözler önüne seriyor: “20. yüzyılı egemenliği al­tına alan kâbusun akılla evliliğinden her zamankinden daha belirsiz bir dünya doğdu (…) Yaşamımız 20. yüzyı­lın o büyük, ikiz ana temasının egemenliği altında: seks ve paranoya (…) […]

Daha fazla oku
Sağlıklı Aşkın İlk Şartı:Sevme Becerisi

Hepimiz bir sevgi potansiyeli ile mi doğuyoruz? Haset hissiyatının tam karşısmda doğuştan bir sevgi ve şükran kutbumuz var mı dünyaya geldiğimizde? Bu sorulan kesin biçimde cevaplamamıza imkân yok ama sevme becerisini ve ortaya çıkıp gelişmesine mâni olan hâlleri daha net bi­çimde gözlemleyebiliyoruz. Sevme becerisinin oluşup ge­lişmesinde yaşamın ilk yılı çok önemli. Bebeğin çevresine temel güven […]

Daha fazla oku