İslam
Yezid bin Muaviye ve Kerbela Vakası4 Aralık 2024
Muhammed Ali
00:27 - 22 Ocak 2013
Hamidiye Alayları şunlara yaramıştı: 1. Askerlik yapmayan Kürtlerle kolluk kuvveti eksikliği giderildi. 2. Rus istilasına karşı caydırıcı oldu. 3. Kürtler ve konar göçerlerin dış güçlerce kullanılmasına engel oldu. 4. Aşiretlerin yerleşik hayata geçmelerini hızlandırdı. 5. Çocuklar İstanbul’daki Aşiret Mektebi’nde eğitilerek Osmanlılık bilinci edindiler. 6. Aşiret kavgalarının önüne geçildi. 7. Sükûnet sağlanınca Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun […]
Muhammed Ali
00:25 - 22 Ocak 2013
0 Yorumlar
31 Mart isyanında en ufak bir katkısının olmadığı kesin olarak ortaya çıktığı halde asırlık İttihatçı propagandanın etkisi hâlâ sürüyor. İsyanı araştırma komisyonu başkanı Yusuf Kemal [Tengirşenk], 31 Mart’ın Abdülhamid’in eseri olmayıp İttihatçılara karşı yabancı casus şebekeleri ile mürtecilerin teşebbüsleri olduğunu yazmıştır. Rıza Tevfik ise mahkemede şunları söylemiştir: 31 Mart uydurma ihtilali hazırlandığı zaman ben Talat […]
Muhammed Ali
00:24 - 22 Ocak 2013
0 Yorumlar
‘İstibdad’ kelimesini ‘despotizm’ diye çevirmek yanlıştır. Hele totalitarizm hiç değil. Kaldı ki, İslam siyaset düşüncesinde “istibdâd” meşru yönetim şekillerindendi. Mesela İbn Haldun ‘istibdâd’ı tek adam yönetimi, yani otokrasi anlamında kullanır ve meşru yönetim şekillerinden biri kabul eder. Kaldı ki, önüne gelen idam cezalarını sürekli affeden birinin istibdâdın yetkilerini hangi yönde kullandığını da pekala görmüş oluyoruz. […]
Muhammed Ali
00:21 - 22 Ocak 2013
0 Yorumlar
Hafiye teşkilatının topluma nefes aldırmadığını iddia edenler, aksi halde ne yapılması gerektiğini de söylemelidirler. Meydanı İngiliz, Rus, Fransız ajanlarına mı bırakmalıydı? Hafiyesiz, ajansız, casussuz bir devlet olur mu? Unutmayalım ki, Fransa’nın İstanbul büyükelçisi, Abdülhamid’in tahta geçtiği yıl sokaklarda Fransız Kralı’nın posterlerinin Ermeni hamalları tarafından satıldığını yazıyordu. Devlet Londra, Paris ve Petersburg’dan yönetiliyor, “Hasta Adam”ın kimin […]
Muhammed Ali
00:20 - 22 Ocak 2013
0 Yorumlar
Sansürün elbette savunulacak tarafı yok. Ancak PKK ile mücadele döneminde basının nasıl ağır bir sansür altında çalıştığını unutmadık. Sansür vardı, evet. Fakat siyasi konulara girilmemesi aynı zamanda edebiyatımızın görkemli eserlerinin ortaya çıkması gibi hayırlı bir sonuç da vermemiş midir? Hem Takrir-i Sükûn döneminde uygulanan “cellat sansürü”yle hiç mi hiç kıyaslanamaz Abdülhamid’inki. Mustafa Armağan
Muhammed Ali
00:17 - 22 Ocak 2013
0 Yorumlar
Abdülaziz döneminde dünyanın 3. büyük deniz gücü olmuştuk ama bu donanmanın sadece yıllık boya parası bile Denizcilik Bakanlığı’nın bütçesini aşıyordu! Abdülhamid “karacı” idi, kabul. Ama Atatürk de, İnönü de karacı idi. Demek ki, Türkiye’nin etrafı denizlerle çevrili bile olsa böylesine büyük bir deniz gücünü besleyebilecek ekonomik altyapısı mevcut değildi. Savaş gemisi alıp yeniden dışarıya bağımlı […]
Muhammed Ali
00:15 - 22 Ocak 2013
0 Yorumlar
Bilinenin aksine, Osmanlı tarihinin en canlı eğitim hamlesi, Abdülhamid dönemine rastlar. Sevan Nişanyan’ın hesaplamalarına göre Türkiye, Abdülhamid dönemiyle kıyaslanabilecek bir okullaşma düzeyine yeniden ancak 1950’li yıllarda ulaşabilmiştir. Mesela 1895’te TC sınırlarına tekabül eden bölgede bine yakın (835) ortaokul ve lise bulunuyorken 1923’te bu sayı 95’e düşmüştür. 1895’teki yüz bine yakın öğrenci sayısı (97.837), 1950-51 sezonunda aşağı […]
Muhammed Ali
00:14 - 22 Ocak 2013
0 Yorumlar
93 Harbi’nde Osmanlı topraklarının üçte biri kaybedilmişti. Bu çapta bir toprak kaybı karşısında meclisteki farklı milliyetlere mensup üyeler paniğe kapılmış, her biri kendi milletinin topraklarını kurtarma telaşına düşmüştü. Birleştirici olacağı ümidiyle kurulan meclis, tam tersine bölücü bir meclis olmuştu. İki seçenek vardı: Ya parçalanmaya seyirci kalmak ama meşrutiyetten taviz vermemek ya da meşrutiyeti askıya […]
Muhammed Ali
00:11 - 22 Ocak 2013
0 Yorumlar
Bu iddia, Albert Vandal adlı bir Fransız yazar tarafından ortaya atılmıştı. Atılış sebebi de, Abdülhamid’in Ermeni isyanlarını bastırtmış olmasıdır. Başta İngiltere ve Fransa olmak üzere Avrupa kamuoyunda Abdülhamid’in kan dökücü bir padişah olduğu propagandası başlatıldı. İşte “Kızıl”, yani kan döken Sultan lakabı bu sırada asıldı boynuna. Hadi Ermenilerin böyle demesini anladık; iyi ama bir tekini […]
Muhammed Ali
00:04 - 22 Ocak 2013
0 Yorumlar
1783 yılında, Avrupa standartlarına göre mütevazı da olsa, yeni bir denizci devlet olan ABD, denizlerde tek başına bayrak gezdirmeye başladı.25 Temmuz 1785’te, Atlantik’te Cadiz açıklarında, bu yeni bayrağı taşıyan ilk gemi Cezayir açıklarında Osmanlı gemileri tarafından ele geçirildi. Bu gemi, Boston limanına bağlı, Kaptan Isaak Stevens’in idaresindeki Maria idi. Arkasından, Philadelphia limanına bağlı, Kaptan O’Brien’in […]
0 Yorumlar