Tekfîr ve İlâhî Rahmetin Genişliği

Gazzâlî [1] çev. Zeynep Şeyma Özkan Faysalü’t-tefrika beyne’l-İslâm ve’z-zendeka ve el-Mustafa’sından seçilen bu metinlerinde Gazzâlî (ö. 505/1111), bir kişiye ya da zümreye küfür ve inkâr isnad etmenin her şeyden önce risâlete yönelik bilinçli bir yalanlayışla ve bu doğrultuda sergilenen inatçı bir karşı koyuşla ilgili olduğunun tespiti­ne odaklanır. Öncelikle küfür isnat etme fiilinin {tekfir) şer‘î bir […]

Daha fazla oku
Ölümün Hakikati, Ölümün Acı Verici Oluşu ve Ölümün Hakikatine Dair Rüya Yoluyla Bilgi Edinme*

    Gazzâli çev. Hümeyra Özturan Gazzâlî (ö. 505/1111) İhyâu ulûmi’d-dîn adlı eserinin son kısımlarında ölüm ve ölüm sonrası haller meselesini genişçe ele almıştır. Dikkat çektiği ilk husus, ölümün ne olduğuna dair muhtelif fikirlerin varlığına rağmen isabetli olan tek görüşün âyetler ve güvenilir rivayetler yoluyla bize ulaşanlar olduğudur. Buna göre ölüm, ruhun bedeni alet olarak […]

Daha fazla oku
Kur’ân’da ve Tefsirlerde Ehl-i Kitap ve Fetret Ehli

Mâtürîdî & İbnü’l-Cevzî &Kiyâ el-Herrâsî & Fahreddin er-Râzî & Bikâ’î & Bursevî & Âlûsî Kur’ân’da ve Tefsirlerde Ehl-i Kitap ve Fetret Ehli çev. Muhammed Coşkun Hak dinin hangisi olduğu, âhirette kimlerin kurtuluşa ereceği, Hz. Muham– med’e iman etmenin kurtuluş için gerekli/zorunlu olup olmadığı gibi temalar, nüzûl koşullan çerçevesinde Kur’ân açısından anlamlı ya da tartışmaya açık […]

Daha fazla oku
İnsanlar Niçin Farklı Tanrı Tasavvurlarına Sahip?*

  Gazzâlî çev. Mahmut Kaya Gazzâlî (ö. 505/1111), sembolik anlatımıyla Kur’ân’daki en dikkat çekici âyet­lerin başında gelen “nur âyeti”ni (Nûr 24:35) yorumlamak için kaleme aldığı Mişkâtü’l-envârın aşağıda iktibas edilen üçüncü bölümünde bu defa sembolik bir hadisi yorumlamaya koyulmaktadır. Allah’ın nurdan ve zulmetten yetmiş (veya yedi yüz) perdesinin bulunduğunu, bunlan açacak olsa zâtının ihtişa­mının O’nu gören […]

Daha fazla oku
Allah’ın Kaderinden Öbür Kaderine Kaçıyorum

  Burada kader tartışmalarına girmek istemiyorum. Konum o değil. Ama bir rivayet var. Başlıkta geçen ifade orada yer alıyor. Bu ifadeyi anlamakta zorlanıyordum. Ama Türk dizi ve filmlerinde çokça zikredilen bir repliklerle karşılaştır­dığımda bu ifadeyle ne kastedildiğini anlar gibi oldum. Önce olayı nakledeceğim, ardından repliği nakledip bir değerlendir­mesini yapacağım. İbn Abbas anlatıyor: Hz. Ömer,Şam’a gitmek […]

Daha fazla oku
Kur’an ve Bilim İlişkisi Ama Nasıl?

Modern bilim, bilim adamının fiziksel evreni ve insan ger­çekliğini rasyonel bir şekilde kavramak için başvurduğu bir yöntemin adıdır. Bu anlamıyla modern bilimin tamamen seküler veya laik karakterli olduğu tartışmasızdır. Bilimsel ger­çeklerin doğrulanması ve kanıtlanması için ilahi bir otoriteye başvurma söz konusu değildir. Bırakın başvurmayı, İlahî bir yönlendirme, İlahî bir ilham, İlahî ilkeler ışığında çalışma gibi […]

Daha fazla oku
”Naklin Doğruluğu Ancak Akılla Bilinir” Ne Demek?

  Bu ifade kelamcılara aittir. Gazali ve Razî gibi… İlk planda çarpıcı ve sarsıcı olduğu görülür. Akla bu kadar vurgu, bu kadar ehemmiyet fazla olmadı mı? Naklin doğruluğu haber ve­renin doğruluğu ile bilinmiyor muydu? Hemen belirtelim ki, burada nakilden kasıt hadis de­ğil, Kur’an’dır, Kelamullah’tır. Bu durumda yukarıdaki ifade “Kur’ahın doğruluğu ancak akılla bilinir” şeklinde anlaşılma­lıdır. […]

Daha fazla oku
Gazali Bir Ara Agnostik Oldu Mu?

Enis Doko, Gazalî’nin bir ara agnostik olduğunu söylüyor. Bazıları da Gazalî’nin 6 aylık gibi bir dönemde sofist ol­duğunu iddia ediyor. Oysa agnostizm veya sofizm bizzat Tanrı­nın yahut bilginin varlığından şüphe içerisinde olmak demektir. Agnostiğe göre Tann’mn varlığını ve yokluğunu ispat edecek kadar yeterli delil yoktur. Bunlar sadece bir yöntem olarak de­ğil, epistemik olarak da ontolojik […]

Daha fazla oku
Anlam ve Yorum Üzerine Rast-Gele Düşünceler- Taberi’den Gelip Giden Yorumlar

4 Soru: Esas olan nedir? Dil mi, anlam mı, süreç mi, kuram mı, yöntem mi? Düşünce dünyamızda, anlamlandırma ve yorumlama anlamında tercihlerimiz olabilir mi, var mı? Cevap: Bu hususa girmeden önce bir hatırlatmada bulunmak isterim. “Taberi Yaman, Paul De Man Aman” şeklinde bir girizgah yazmıştım daha önce, geri kalanını da o şekilde tamamlayabilirim ve metin […]

Daha fazla oku
Anadolu İnsanının Zindanı: Resmî Tarih

  *** Ali Şerîatî (ö. 1977) Çehâr Zindân-ı İnşân (İnsanın Dört Zindanı) isimli eserinde, insanoğlunun tabiat, tarih, toplum ve benlik zindanlarıyla çevrili olduğunu anlatır. Fakat onun insa­noğlunun zindan duvarlarından biri olarak ifade ettiği tarih, Anadolu insanının muhatap olduğu tarih değildir. Evet, tarih her insanın zihnî ve fiilî ufkunu sınırlayan bir yön taşır, ama bizim tarih […]

Daha fazla oku