İbn-i Teymiyye Kimdir, Üç Talak Hakkında Görüşü Nedir?

Şeyhülislâm Tahiyüddîn Ebû’l-Abbâs Ahmed b. Abdülhalim el-Harrârî: Hanbelî fukahasından meşhur bir zattır. Harran’da 661 tarihinde doğmuş, Tatarların zulmünden dolayı babası ile birlikte Dimaşk’a hicret etmiş, 728’de orada vefat etmiştir. Tahsilini Dimaşk’da tamamlayan İbn-i Teymiyye, az zamanda tefsir, hadis, usûl-i fıkıh ve Arabiyyatta geniş bilgi sahibi olmuş; henüz yirmi yaşında varmadan yüksek malûmatı ile şöhret bularak […]

Daha fazla oku
Sinan ve San’at Günü

Garp bizi harbçi ve teşkilâtçı bir millet olarak tanır. Lehimizde konuştuğu vakit biz onun gözünde en iyi as­keriz; fakat mücadele kıymetlerini bir tarafa bırakarak Türkler hakkında medeniyet ölçüleriyle hüküm vermek istediği vakit bizi “Barbar” sıfatıyla damgalamaktan çe­kinmemiştir. Dilimizi bilen müsteşrikleri istisna edilirse, eski edebiyatımızı tanımaz ve sevmez; bazı müzikologla­rının hayranlığına rağmen, eski musikîmizi anlamaz ve […]

Daha fazla oku
Gençleri Ahlaksızlık Tufanından Kurtaracak Yegane Nizam İslam’dır!

İngilizler medreseyi, toplumu yıkmaya ayarlı içtimai marazlara karşı aşılmaz bir bend olarak gördüklerinden kapattırdı. Asılarak bitiremedikleri ulema, yanlışlara müdahil olur endişesiyle harf inkılabı yapıldı ve bir gecede milletin en bilgeleri eğitim alanından tasfiye edildi. Medreseyi kapatanlar, doğal olarak uyuşturucunun kapısını sonuna kadar açmış oldu. Talimatla kitap yazıldı. İnançsızlığın pençesindeki gençliğe, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi […]

Daha fazla oku
Kuru Kavga Değil!

Osmanlı Devleti’nirı esasını gazâ ruhu teşkil ederdi. Az zamanda üç kıtaya ve açık denizlere yayılması; sağlam bir teşkilat ve güçlü bir cemiyet kurması bu sayede olmuştur. Gazâ (cihâd), “Allah yolunda savaşmak” demektir. Nitekim Osman Gazi, oğluna meşhur vasiyetinde şöyle diyor: “Bizim yolumuz Allah yoludur. Maksadımız Allah’ın dinini yaymaktır. Yoksa kuru kavga ve cihangirlik davası değildir! […]

Daha fazla oku
Kızıl Elma Nerede?

Kızıl Elma, tarihte Türk cihan hâkimiyeti idealini temsil eden bir semboldür. Bu idealin esasını i’lâ-yı kelimetullah da denilen gazâ ruhu teşkil eder. Bu da İslâm dininin her yerde işitilmesini temin etmek demektir. Kızıl Elma, Eski Türklerden beri hükümet erkânının da, askerin de, halkın da haberdar olduğu bir ideal idi. “HAKKIN BENİ GÖNDERDİĞİ YER” Kimine Vaktiyle […]

Daha fazla oku
Osmanlı’nın Son Zaferi

Osmanlı Devleti’nin kazandığı son zafer Tesalya Harbi de denilen 1313 (1897)  tarihli Yunan Harbi’dir. Yunanlıların Girit’e taarruzu üzerine kopan harbde Osmanlı ordusu, Avrupalı askerî otoritelerin “Altı ayda geçilemez” dediği Termofil geçidini 24 saatte geçip Atina önüne gelmişti. Sakarya ve Dumlupınar bir yana bırakılacak olursa, Osmanlı Devleti’nin kazandığı son harb, 1313 (1897) tarihli Yunan Harbi’dir. Tesalya […]

Daha fazla oku
Dil Devrimi Manevî Bir Soykırım

Dünya dilleri içinde Türkçe, 20. yüzyılda başka hiçbir dilin maruz kalmadığı bir kıyım ve kırıma uğradı. Bin yıllık, kendisiyle yüzbinlerce kitap yazılmış alfabesi yasaklandı. Osmanlı bürokrasisinde Fatih Sultan Mehmed dönemine kadar Uygur alfabesiyle yazan bitikçiler olduğu söylenir. 1929 yılından itibaren Türkiye bürokrasisi kendi yazısını unuttu, Latin harfleri ile ifade-i merama mecbur kaldı. “Eski” alfabe ile […]

Daha fazla oku
Muhabbete Muhabbet

Yukarıya çektiğim başlık Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesidir: Üstad sevmeyi sevmekten söz eder… Aslında “sevgi” sözcüğü “muhabbet”i tam olarak karşılamıyor. Zaten yeni Türkçe, eski Türkçenin karşısında hepböyle âcizdir!  Kelimelerin ruhu var mı bilmiyorum, ama bazı kelimeler öyle güçlüdür ki, kavramlarla bütünlenip hızla tefekküre dönüşür. Ne kadar çok kelime, o kadar derin tefekkür… Ne kadar tefekkür, o kadar […]

Daha fazla oku
İslâm Dünyasının ‘Püsküllü Bela’sı: Neo-Selefîler

Arap Baharı olarak adlandırılan süreç, ‘devrim’ olarak adlandırılmıştı. Şimdi, Selefilik, sadece İslam dünyasında değil, Balkanlar, Türki Cumhuriyetler, Afrika ve Avrupa’da deyim yerindeyse ‘ışık hızıyla’ yayılıyor. ARAP BAHARI ‘DEVRİM’LERİNDEN, SELEFİ ‘KARŞI-DEVRİM’LERE… ‘Karşı-devrim’ hareketinin önünde, eski ve yeni yerli aktörler, gerisinde ise sömürgeci ülkeler var. Eski aktörler, diktatörlüklerin artığı, ‘her türlü kullanıma elverişli’ tipler: Özellikle de kaos […]

Daha fazla oku
İnkılâp Tarihi Dersi Kaldırılsın!

Zamanımızda hemen her ülkede eğitim devletlerin kontrolü ve manipülasyonu altında. Devletlerin eğitime el atmasının asıl sebebi, deklare edilen, ortalama eğitim seviyesini yükseltmek, fakirlere yardımcı olmak, amatör velilerin yapamayacağını yaparak çocukları iyi eğitmek değil; genç vatandaşlara doğru değerleri ve davranış kalıplarını belletmek. Bu yüzden, devlet güdümünde eğitim toplumların doğal çoğulluğuna zıt, çünkü bir eğitimi birden fazla […]

Daha fazla oku