Tek parti doneminin Edirne (Milletvekili) Şeref Aykut, 1935 yılında yazdığı kitapla Kemalizm’i açıktan açığa bir din olarak tanıtıyorda. Mensubu olduğu CHP’nin o zamanki parti programına dayanarak yorumlarını yazan Aykut, kitabının adını da “Kamâlizm” koymuştu. “Kemal” kelimesi Arapça olduğu için o dönemdeki Türkçüler. Atatürkün ismini bir ara Kamal Atatürk” olarak kullanmışlardır Aykutun kitabından, dinle alakalı bazı cümleleri okuyalım:
“Türk devrimini son asırların değişikliklerini hazırlayan fikirlerle ve daha sonraları yürüyen, göğdelenen Rasyonel, Sosyolojik, Markisi, Faşist rejim ve ideolojileri ile izaha çalışmak da fazla bir iş olur. K amalizmin bunların üstünde yalnız yaşamak dinini aşılayan ve bütün prensiplerini ekonomik temeller üzerine kuran bir dindir. ..
“Ulusal bayramlarda bizi coşturan, millete vecit ve heyecan bu güzel ve sevimli bayramlarda caddeleri süsliyen al bayraklar anısında, görünen birçok askılarda, güzel yazılar vardır. Bunlar vecizeler, ölgerlerdir. Bunlardan birisi de şu vecizesidir;
“(Ak günleri yaşarken kara günleri unutma!)”
Türk milletinin bu kara günü biraz çok sürmüş, uzunca ve korkulu bir rüya, biraz ürperten düştür.”
”Bu uzun rüya aşağı yukarı 1337 yıl sürmüştür. Bütün bu uzun yıllar içinde Türk milletinin tarih yolunda gidişi tetkike değer.”
İşte İslam dinine girinceye kadar öteki dinlerden geçerek hep egemen, hâkim yaşamıştır. Öteki dinlerde Şaman, Budist,Zerdüşt Musevi, İsevi gibi dinlere de girmiştir. Ancak bu dinler onu asla kökünden bağlamamıştır. Orıjinalinden uzaklaştırmamıştır.”
“İslâm olduktan soradır ki bütün fikir ve iş alanındaki savaşları, uğraşları yalnız (din) adına olmuştur…”
“Hayat yürüyor. Çağdaş ulusların siyasal, sosyal, ekonomik yolunda ilerleyişlerinin karşısında hep böyle mugeylân dikeninde kutsal bir varlık görenler, loş selvilerin karanlık gölgelerinde çöreklenmiş, kokmuş, hayat kuvvetini kaybetmiş kaidelere bağlı duranlar için yenilik manasız bir şey olup kalmıştır. İşte Partimiz buna kökünden bir nihayet vermek zaruretinde idi.”
“Artık bugunkü ilim ve teknik yolları bu gibi urasalara, hurafelere, vehimlere ün ve önem veremezdi. Türk ulusunu benliğine kavuşturan Kamâlizmi, ulusun egemenliğine göre kanunların kaynağı olarak binlerce yıl önce başka soylar için ve başka yolda konulmuş kaidelere bağlı tutamazdı…”
“Gençlik ruhunun ihtiyacını yerine getirmek.”
“Onun inanını doldurmak, vicdanını doldurmak ister.”
“Bu sebepledir ki, onu Kamâlizm dininin hiç şaşmıyan, şaşırmıyan orunçlu ve coşkun tapkanı yapmak, ona bu kudsal, ulusal ve kurtarıcı dini olanca derinliği ve inceliği ile oydamlamak ister,ta ki Kamâlizm dinine inanı artsın.İşte disiplin altında gençlik böyle olcaktır.Parti bunubunu amaçlamış, hazırlamıştır.”
Kemalist şairlerden de bazılarını aktaralım.()
Behçet Kemal Çağlar
“ger dilersiz bulasız oddan necat,
mustafa-yı ba kemal’e essalât!
ol zübeyde mustafa’nın anesi,
ol sedeften doğdu ol dürdanesi!
gün gelip oldu rıza’dan hamile,
vakt erişti hafta ve eyyam ile.
geçti böyle nice ay nice sene,
vakt erişti bin sekiz yüz seksene.”
“merhaba ey baş halaskâr, merhaba!
merhaba ey ulu serdar, merhaba!
hak teala çün yarattı türk’ü ilk,
dedi ‘üç kıta da olsun ona mülk…’
mustafa nurunu alnına koydu,
‘bil, kemal’in nurudur ol nur!’ dedi.
ger dilersiz bulasız oddan necat,
mustafa-yı ba kemal’e essalat!”
Edip Ayel
Ey dertli saray! Kâbe mi oldun bize artık?
Cennetse bu yurt, sen onu buldundu harâbe,
Bir gün olacaktır anıtın Türklüğe Kâbe.
Zindan kesilen ruhlara bir nur gibi doldun,
Türk ırkının, en son, ulu peygamberi oldun.
Tutsak seni lâyık, yüce Tanrı’yla müsâvi,
Toprak olamaz kalp doğabilmişse semâvî¦
Ölmez bize cennetlerin ufkundan inen ses,
İnsanlar ölür, Türklüğe Allah olan ölmez !
Halil Bedii Yönetken
Yürüyor, kalbimizin durduğu bir yolda değil,
Kanlı bir gözyaşı nehrinde muazzam tabutun
Ey ilâhın yüce davetlisi, göklerden eğil
Göreceksin duruyor kalbimizin üstünde putun!
Kemalettin Kamu – İstiklal Marşı Yarışması.
Ey dertli saray! Kâbe mi oldun bize artık?
Cennetse bu yurt, sen onu buldundu harâbe,
Bir gün olacaktır anıtın Türklüğe Kâbe.
Zindan kesilen ruhlara bir nur gibi doldun,
Türk ırkının, en son, ulu peygamberi oldun.
Tutsak seni lâyık, yüce Tanrı’yla müsâvi,
Toprak olamaz kalp doğabilmişse semâvî¦
Ölmez bize cennetlerin ufkundan inen ses,
İnsanlar ölür, Türklüğe Allah olan ölmez !
Faruk Nafiz Çamlıbel
On milyon bel, iki kat olmuşken eğilmeden
O’nda on beş milyonun boyu birden uzaldı.
Tanrı, peygamber diye nedir, kimdir bilmeden
Taptığımız ne varsa, hepsi ondan şekil aldı.
Hüseyin Dayı, Milliyetçiliğin Dinle Kavgası
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…