İnsanda birçok şeyler mevcuttur. [Mesela] Fare vardır, kuş vardır. Kuş kafesi yukarı kaldırır; fare aşağı çeker. İnsanda daha bunun gibi, binlerce çeşitli yırtıcı hayvanlar bulunur. Bunlar eğer, fare fareliğini, kuş da kuşluğunu bırakırsa, hepsi birleşir ve istenilen şey de meydana gelmiş olur. Çünkü istenen ne yukarı ne de aşağıdadır. Ve istenilen hasıl olunca, ne yukarı ne de aşağı kalır.
Birisi bir şey kaybetmiş. Sağda, solda, önde ve arkada arıyor. Bulduğu zaman ne sağı ne solu, ne önü ne de arkayı arar. Bunların hepsi bir olur. Kıyamet gününde nazarlar birleşir. Diller, kulaklar ve duygular bir olur. Mesela on kişinin müşterek bir bahçesi veya dükkanı bulunsa, hepsinin sözleri, kaygıları bir olur ve hepsi bir şeyle uğraşırlar. Çünkü istedikleri şey bir olmuştur.
Kıyamet gününde hepsinin işi Allah’a düşer. Yani hepsi Allah ile meşgul olur ve hepsi bunda birleşir. Bunun gibi, dünyada herkes bir işle uğraşır. Kimi kadın sevgisiyle, kimi mal toplamakla, kimi kazanmak, kimi bilgi elde etmekle uğraşır; bunlardan birinden zevk alır ve hoşlanır. Hepsi de: “Benim dermanın, saadetim ve huzurum bundadır.” Der ve ona inanır. Bu da Allah’ın bir rahmetidir. Çünkü insan, o sevdiği şeye gider, onu arar, bulamayıp geri döner, bir zaman bekler ve kendi kendine: “Bu zevk ve rahmet aranılmağa değer; belki ben iyi arayamadım tekrar arayayım.” diye, yeniden aramağa başlar. Fakat, yine bulamaz. Böylece Allah’ın rahmeti ona perdesiz olarak yüz gösterinceye kadar devam eder. Rahmet yüz gösterdikten sonra, bu tuttuğu yolun, gerçek yol olmadığını anlar.
Hz.Mevlana , Fihi ma fih
0 Yorumlar