Abdülhamit Han’ın bütün talihsizliği, içeride onun politikasını anlayabilecek bir aydın kadronun oluşmamış bulunması, dışarıdaysa bu politikayı yıkmak için,Batılı ülkelerin, her yandan, el birliğiyle mücadeleye girişmiş olması noktasında toplanır. Üstelik Osmanlı aydın takımı, içeride ve dışarıda, Batı’nın gönüllü ajanları halinde bir faaliyete girişmişlerdir. Abdülhamit Han, “Avrupa hastalığı”na yakalanmış bu aydın takımının karşısında, yerli düşünceyi savunabilecek aydın kadrosu ile kendisinden sonra aynı politikayı izleyebilecek bir devlet adamları kadrosunu yetiştirmeye fırsat bulamamıştır. Daha doğrusu, belki de, bu fırsatın zuhurunu önleyecek, kendinin dışında bir ortam geliştirilmiştir. Bu güçlü politikacı, gerçekte, prangalı bir mahkûmdan, kesilmiş bir Samson’dan başka ne idi ki?
Kaynak:
Rasim Özdenören-İki Dünya
Necmeddin-i Dâye [*****] çev. Halil Baltacı Necmeddin-i Dâye (ö. 654/1256) tasavvufun bir din yorumu…
Gazzâlî [*] çev. Osman Demir Gazzâlî (ö. 505/111) Allah’ı bilmenin imkânı ve yöntemi konusunda…
Gazzâlî [*] çev. Mahmut Kaya Te’vilin şartlarını tespit etmeyi ve iman ile küfür arasındaki…
Kilise babalarının en ziyade iltifat ettiği, teolojik ağırlıklı bir anlatıma sahip Yuhanna Incil’inin l’inci Bab’ının…
İçinde yaşadığımız dönemin hakim zihniyetini karak- terize eden en önemli hususlardan biri de, hiç şüphesiz,…
İçinde yaşadığımız dünya, bedensel varlığımız ve duygularımız zamanın eliyle şekillenir. Sabretmeyi, şükretme- yi, iyiliğin ve…