Kaygı çağı veya Belirsizlikler çağı
Pek çok şair ve yazar, zamanımızı kaygı çağı veya belirsizlikler çağı’ olarak isimlendiriyor. Bu isimlendirmede örtük bir önkabul var: Biz geçmiş nesillere kıyasla daha incinebilir durumdayız. Psikolojik anlamda, kendimizi emniyette hissetmiyoruz. Endişeli, gergin, nevrotiğiz. Modern bilim ve teknoloji, insanın insana yabancılaşmasını, insanın evrene ve Allaha yabancılaşmasını tırmandırıyor. Modern politika, aidiyet ihtiyaçlarımıza cevap vermiyor. Kontrol edilemeyen her şey, bizim için risk oluşturuyor. İtimat duygusu zayıfladığı için sokaktaki yabancıyı hemen düşman hanesine yazıyoruz. Başımıza kötü bir şey gelecek beklentisiyle hayatı kendimize zindan ediyoruz. Demek istiyorum ki, kaygı, aslında yaşadığımız zamanın ruhunda var.
Geleceğin istikrarsız bir piyasa ekonomisi’ ve ilkesiz bir ‘laissez-faire ahlâkı ile biçimlendiği, bir günde binlerce insanın işsiz, evsiz ve barksız kalabildiği bir dünyada kaygı kaçınılmaz. Ailenin de eprimeye yüz tuttuğu, pek az insanın girdiği işten emekli olduğu, barbarın hiçbir mazeret aramaksızın kapımızın önüne kadar sokulduğu ve nihayet sığınacak liman bulmanın zorlaştığı bir dünyada, panik ve kaygı salgınlar halinde insan ruhunu dövüyor.
Yeryüzündeyiz ve bunun bir şifası yok.
Kaynak:
Kemal Sayar-Herşeyin Bir Anlamı Var