Hayvani Kuvvetler
Ey kardeşim bilmiş ol ki canlılara özgü olan ihtiyari hareketin mebdei, vasatı ve kemâli vardır. İhtiyarî hareketin mebdei nâkısın kemâle ihtiyaç hissetmesi ve tâlibin iştiyakıdır. Kemâli,matluba nail olmak; vasat, istenen şey doğrultusunda çaba sarfetmektir.
Hayvanlara özgü ihtiyarî hareketler istemli, bilinçli ve bilgili bir şekilde değişik yönlere doğru mekânsal ve fiilî olarak gerçekleşir.
Bitkilerin hareketi gayr-i ihtiyarî olup, istem, bilinç ve bilgi olmaksızın muhtelif yönlere doğru değişik şekillerde olur. Bitkilerdeki sadece büyüme ve çoğalma tarzında bir harekettir.
İnsana özgü olan ihtiyarî hareketler, fikrî, kavlî, fiilî bir nitelik taşır. Hayvanların hareketi ihtiyarı olmakla birlikte,fikri ve kavli olmayıp, sadece fiilidir.
Bitkisel hareketler kendilerinden beklenen kemale ulaşana dek koruma ve bakıma (budama gibi) ihtiyaç duyarlar. Onlardan beklenen kemâl, onların meyve verebilir ve çoğalabilir bir hale gelmesidir. Onların meyve vermesi bizzat kendisinden faydalanmak; çoğalması nev’inden faydalanmak içindir. Onların bizzat kendilerinden sağlanan fayda küçük; nev’inden sağlanılan fayda büyüktür.
Hayvanların hareketleri de onlar kendilerinden beklenen kemâle ulaşana dek terbiyeye ve gözetime muhtaçtır.
Onların kendilerinden beklenen kemâl vücutlarından yük taşıma, binme, yeme ve onların süt, deri, yün gibi ürünlerinden faydalanma şeklindedir. Onların nev’inden ise doğurma, çoğalma ve satılma süretiyle faydalanılır. Hayvanların vücudundan sağlanan fayda küçük, nev’inden sağlanan fayda büyüktür.
İnsanların hareketleri de inayete, teklife, tarife ve teşdide (ıslah) muhtaçtır. İnsana özgü olan fikrî hareketler hak veya bâtıl olabilir. İnsanın ise batılı değil de hakkı tercih etmesi gerekir. Kavli hareketler de doğru (sıdk) veya yalan (kizb) olabilir. Bu durumda da insanın yalanı değil de doğruyu seçmesi lâzımdır. Yine aynı şekilde fiili hareketler de hayır veya şer olabilir. Bunda da insanın şerri değil de hayrı tercih etmesi gerekir. Bu doğrultuda tercihlerin yapılabilmesi ancak teyîd, tesdid ve tarif ile mümkündür.
Teyidin eseri insanın hayrı seçmesi ve şerri terketmesi şeklende fiili hareketlerde kendini gösterir. Tesdid, doğruyu (sıdk) tercih etme ve yalanı (kizb) terketme şeklinde etkisini kavli hareketlerde gösterir. Tarif ise hakkı tercih edip, batılı terketme sûretinde fikrî hareketlerde tesirini gösterir.
-Teyid, tesdid ve tarif şeklindeki bu üç mertebe, üç ulvî mertebe olarak takdir edilmiş olup, bunlara melâike-i müeyyidîn, cudûd-i ruhaniyyîn ve kelimât-ı fi illiyyîn adı verilir.
Nasıl ki nebatî hareketler bakıma; hayvani hareketler terbiyeye muhtaçsa aynı şekilde insanî hareketler de te’dîbe muhtaçtır.
Tüm hareketlerini bâtıldan, kizbten ve şer den arıtmış kimseler:
‘’Rabbim beni ne güzel edeblendirdi”
demeyi hak ederler. İşte bu gibi kimseler başkalarını edeblendirmeye, terbiye etmeye, temizleyip arındırmaya, talime ve uyarıp hatırlatmaya ehildirler.
Nitekim Allah-u Tealâ:
“Biz size âyetlerimizi okuyacak, sizi kötülüklerden arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek, bilmediklerinizi bildirecek bir resûi gönderdik” buyurmuştur.
İmam Gazali,Mearicü-l Kuds