İbn Arabiden Vasiyetler

muhyiddin-arabi-turbesi-sam-250x250 İbn Arabiden Vasiyetler

Nafile sadaka vermekle yüce mertebeler istemezsen, bari farzla amel edip zek vermekle kendini cimrilik dairesinden çıkar..

Ey Aziz!..

Zekattan başka, senin üzerine bir farz daha vardır..Meselâ; mü’min kardeşinin, muhtaç olduğunu gördüğünde, şayet muhtaç olduğu şeyi malındaki fazlalıktan vermediğin takdirde helak olacaksa, ona ya hibe veya borç yoluyla muhtaç olduğu şeyi vermen sana vacib olur., İşte bu şekilde onun ihtiyacını gidermen sadakadır.. Farz’dır.

Zira, “Zekattan başka farz olarak vereceğim (sadaka) var mıdır?.” diye varid olan suale Allah Rasulü Aleyhisselam;— «Hayır yoktur. Fakat infakta bulunabilirsin..» diye cevap verdi.

Ben İşbilya’da bulunan alimlerden birisinin bu Hadis’in açıklamasında; «Malından farz zekattan başka farz sadaka olarak da verebilirsin..» dediğini işittim.. Onun bu açıklamasından memnun oldum.Öyle ise;Zekat, farz’dır. Muhtaç olanların zaturetinin giderilmesi için zekat dışında,sadaka vermekte farz’dır.

Ey Aziz!..

İnsanın verdiği sadaka, ister farz olsun ister nafile.. Verdiği bu sadakadan ötürü ALLAH’ın, insanı “Mutesaddik” ile isimlendirmesinde insan kendini sadaka vermeye zorlar,.Yani, insan sadakayı vermekle nefsine galebet eder.Niçin nefsine sadaka vermekle zorlar?..İnsan, hırsına düşkün, sabrı kıt, bir kötülük geldiğinde feryadı basan ve ona bir iyilik dokununca cimrilikte vasıflanmış olarak yaratılmıştır.. Allah, İnsanın yaratılışında asi olan vasıflarını Kur’ân’da;«Mal biriktirip de kab içinde saklayan…Hakikât insan, hırsına düşkün ve sabırsız yaratılmıştır.Kendisine şer dokundu mu feryadı basandır..Ona hayır dokununca da çok cimridir.»(Meâric suresi, Âyet: 18,19, 20, 21)buyurarak beyân etmiştir.Bu yaratılışta oian bir varlık tabî ki sadakayı vermekte zorlanır..

İşte bunun içindir ki, Allah Rasulü Aleyhisselâm’a;— “Hangi sadaka daha hayırlıdır?.” diye sorulduğunda Allah Rasulü;— «Sıhhatli olduğun halde hayatı düşünerek veya fakirliği düşünerek nefsin seni cimrilik yapmaya zorladığı zaman, verdiğin sadaka hayırlı sadakadır.»Cevap buyurarak Allah Rasulü Aleyhisselâm Efendimiz, hem sadakanın faziletini hem de faziletli zamanını açıklamıştır.

İnceleyin:  İslamı Sadece İbadet Mükellefiyetlerin Toplamı Olarak Görmek Hakkında

Ey Aziz!.

Allah Tealâ, sadakanın faziletini şöyle beyan etmiştir:«Kim nefsinin (mala olan) hırsından ve cimriliğinden korunursa işte muradlarına erenler onların ta kendileridir.»(Haşr sûresi, Âyet: 9)

Öyle ise; kurtuluşa erenler onlardır.İnsan uzun emelli olduğu için elindeki malın kayıp olmasından ve fakirlikten korkar…İşte bu uzun emeli, fakirlik korkusu ve mala olan hırsı, onu, elinde bulunan malda cimrilik etmeye yani Allah’ın ona verdiği nimetlerden muhtaçlara vermemeye sevk eder…Böylece de o kimse, habire dünya hazinesini doldurmaya çalışır.. İnfâkta bulunmaz..Hatta üzerine farz olan zekatı bile vermemezlik yapar..Nihayetinde de o, âhirette malları sırtına ağır bir yük olarak Cehennenem’in kızgın ateşleri içine atılır..Allah Tealâ, Kur’ân’da;«O gün ki bunlar, üzerlerinde (yakılacak) Cehennem ateşinin içinde kızdırılarakda o kimselerin alınları, böğürleri ve sırtlan bunlarla dağlanacak..İşte bu, nefisleriniz için toplayıp sakladıklarınız! artık saklayıp istifçilik ettiğiniz bu nesnelerirn acısını haydi) tadın.»(Tevbe Sûresi, Âyet: 35) diye buyurarak beyân etmiştir.Bu âyet, üzerine farz olan zekâtı vermeyen ve muhtaç mü’mine intak etmeyenşahıslara aittir.

Ey Aziz!.

İnfâkın zorluğundan dolayı muhtaca verilen şeye sadaka denmiştir.Sadaka, lûgatta zor, şiddet ve sağlamlık mânalarına gelmektedir.Araplar “Rumhun sadkun” derier.. “Saibun” mânası kast edilerek yani fakirlik çetin ve meşakkatlidir., veya mızrak sert ve sağlamdır,.Allah Rasulü Aleyhisselâm cömert ve cimri kişiler hakkında şöyle bir misâl vererek açıklamada bulunmuştur.— «Cimri ile cömert kimsenin örneği şu iki adamın meseli gibidir ki, bunların üzerinde, memelerinden köprücük kemiklerine kadar demirden zırhlar vardır..

Şimdi, cömert kimse, sadaka verir vermez üzerinde ki demirden zırh genişler uzar, vücudunu tamamiyle kaplar, öyle ki, parmak uçlarını dahi örter., günah izlerini siler.Cimriye gelince; o bir şey infak etmek dilediğinde derhal o zırhın her halkası kendi yerine sıkışır kalır.. Cimri adam, bu zırhı genişletmeye uğraşsa da zırh genişlemez..» (Buhari, Müslim)

İnceleyin:  Her Şey Allah’ın Övgüsünü Tespih Eder

Ey Aziz!..

Cimrilik yapmaktan sakın!.Zira, cimrilik; seni dünya ve ahirette helak olacak yerlere düşürür.,Kesin olarak bil ki!..Cömertlik yapmaya da anca her şeyin hakikâtına ulaşmaya vesile olan İLİM sevk edebilir..Cimrilikten kurtulmaya vesile olacak ilimi şöyle tasavvur etmek mümkündür.Sen, rızkını senden başkasının yiyemiyeceğini onu kendisine azık edinemeyeceğini ve onunla hayatdar olamayacağını bildiğin zaman, – velev ki ver veaök ehli hepsi toplanıp senle rızkının arasına engel olmaya kalkışsa olurki buna güçleri yetmez.— Senin, gönlüne muhtaç olan kimseye sadaka vermek varid olur olmaz…ona infakta bulun ki cömertlerden ve güzel övgülere mazhar olanlardan olasın..Senin mâlik olduğun malda başkasının onunla hayatdar olacağı ve gıdasını temin edeceği rızkı olduğunu bildiğin zaman, velev ki ver ye gök ehli senin mülkünde olan rızıklarıyla onlar arasında engel olmaya kalkışsalar ki buna takatları yetmez— onlara mülkünde olan haklarını şöyle tasavvur ederek ver!..-Yani..Ben bir emanetçiyim, benim hakikaten hiçbir şeyim yok.Allah, onların rızkını bana emaneten verdiği şeylere bağlamakla beni imtihan ediyor. De…!!!

İşte..Böyle bilmek ve tasavvur etmekle, onlara infak etmen nefsine kolay gelir..Böylece sen, ehli kereme hâk olursun ve infak edicilerden olduğun yazılır.Şayet böyle düşünmeyipte sadakayı kibirlilikle ve tereddütle verirsen ve o sadakayı vermekten enaniyet edersen rahata ulaştırdığın o kimsenin faziletlerini kendinden örtmüş olursun..Sakın.,Cehaletle birşey infâk etme!..Hiçbir kimseyi de bilmemezlikten gelme!..Zira, Allah Rasulü Aleyhisselâm:— «Ey Allah’ım, cahil olmaktan ve bilinmemekten sana sığınırım.» demiştir.Artık her kim ilimle hükm ederse ALLAH, onu insaf sahibi kılmıştır.

İbni Arabi, Kitabul Vasaya

Muhammed Ali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir