İnsanın aklı onu Kur’ân-ı Kerim ’in emir ve nehiylerine uymaya götürdüğü için işe yarar. Batı medeniyetini kuran akil tam tersine insanı hem bilhassa Kur’ân’dan ve hem de İlâhî kaynaklı bütün bulgu ve bilgilerden uzaklaştıran,insana Allah karşısında bir serbesti sağlamaya çabalayan akıldır. İnsanın kulluğu müslim olmakla başlar, hatta insan olmak bir bakıma Müslüman olmakla eş anlama bile gelebilir. Modern insanlar olarak bizler böyle sözlerden fazla anlam çıkartamıyoruz. Müslüman olduk, şimdi Allah’a kulluğumuzu nasıl yerine getireceğiz diye soruyoruz. Karışık ve karanlık bir çağda yaşıyor olmamız bize böyle sorular sorduruyor. Bu sorulara cevap bulmak da çağın karanlığını dağıtmanın bir yolu.
Müslümanın kulluğu cansız maddenin kulluğu gibi başlar. Aklımız bizi Kelimetullah’ın kurtuluş olduğu gerçeğini kavrama noktasına getirmiştir. Şimdi harekedmiz tamamen Kur’ân ve Sünnet çerçevesinde kalacaktır. Sanki biz “cemâd” imişiz gibi Kur’ân ve Sünnet’in bize hangi faaliyetleri uygun gördüğünü anlar ve uygun görülenin dışında ihtiyaç sahibi olma hevesine kapılmayız. Eğer bunu başarabilirsek kulluğumuz bir üst seviyeye yükselir. O zaman “nebât” gibi kökümüz Kur’ân-ı Kerîm’de olmak üzere hareket edebiliriz. Yani doğar, büyür, çoğalır ve Müslümanca ölürüz.
Kaynak:
İsmet Özel-Taşları Yemek Yasak
0 Yorumlar