Süper Kahramanlar; Gerçeklik ve Gelecek
Hollywood’un süper kahramanları; örümcek Adam, Yarasa Adam, Süpermen, Kedi Kadın üzerinden bir gerçeklik ve gelecek öngörüsü yapmaya çalışalım. Süper kahramanlar üzerinden dünyaya atılmışlık mitinin temsilcisi, kendi gezegeninden kovulmuş bir Süpermen karşımıza çıkar. Tanrısal güçleri ile bu uzaylı karakter gizil güçlerini kullanmadığı durumda Clark Kent adında, sıradan bir Amerikan vatandaşından daha kabiliyetsiz bir kişilik profili çizer. Sakar, kadınlarla ilişki kurmada beceriksiz, tedirgin, sönük tavırları ile sunulur. Aynı tabloyu Örümcek Adam için de söyleyebiliriz.
Diğer bir süper kahraman Kedi Kadın, cinsiyeti gereği giyim tarzı, makyajı ve gereksiz nezaketi üzerinden küçümsenir. Süper kahramanların genel özellikleri olarak asosyallik ve mesleki başarısızlıkları ile tanımlayabileceğimiz bu karakterler, ait oldukları orta sınıfın alay konusudurlar. Fakat ait oldukları orta sınıfa özgü bir güçleri vardır. Klasik Hollywood sinemasının orta sınıfa özgü tanımlamalarında karşımıza çıkan rastlantı,süper kahraman filmlerinde özgü bir sihir taşımaktadır;dönüşüm.
Tanrısal güç sahibi süper kahramanlar dönüşerek içerisinde bulundukları dünyayı değiştirecek gücü ortaya koyar. Dönüşüm; bu anlamda hem kahramanın kendisi için, hem de yaşanmaz hale gelen dünya için umut vaat etmektedir. Dönüşüm için bir arzuya ihtiyaç duyulmaz. Beklenen, arzulanan bir durum olmadığı gibi kahramanın da bu anlamda yaşadığı dünyadan bir rahatsızlığı dahi yoktur. Tanıktır sadece. Tesadüf sonucu gelişen bir olay dönüşüm kurgusunun başlangıcı olur. Hollywood sineması için önemli bir öykü inşa nesnesi olarak tesadüfü anmak gerekir.
Hollywood senaryosunda öykünün merkezine yerleşen tesadüf, batılı yaşam tarzının dışma çıkarılmıştır. Yapılandırılmış bir yaşam sürerken kontrol dişilik ancak kaza ile ilişkilendirilir. Ki İngiliz dilinde de kaza/olay (accident) aynı zamanda tesadüf olarak anlamlandırmaktadır. Hayatın gerçekliği, kurgulanamaması rasyonel olarak açıklanamayacak olması, sinemada bu şekilde yer bulmuştur.Kendine has dili ve anlatım özellikleri ile izleyici üzerinde görsel/işitsel bir alan sunan Hollywood sineması bizlere kişisel gelişim karakterleri sunmaktadır.
Hollywood için toplumsal gerçeklik, kendisinden beslenerek evrensel gerçekliği yönetme/yönlendirme iddiası ile şekillenmektedir. Hollywood’un bu anlamda önemli işlevi; geleneksel değerleri ve egemen kurumlan meşrulaştırarak egemen ideolojiyi sağlamlaştırmak, ya da egemen ideolojiyi aşılamak olarak değerlendirilmektedir. Bireycilik, sahip olma, hâkimiyet ve yarışma arzusu, ataerkil yapı, ırkçılık vb. değerler üzerinden bir tanımlama yaptığımızda Hollywood sineması sanılanın aksine her anlamıyla ideolojik bir sinema olarak değerlendirilmektedir.
Bu ideolojik kurgu, rasyonelleşme/dünyevileşme ve hâkim olma arzusu ile kendini kamufle etmiş, kendi gerçekliğini yenileme yönünde çaba sarfetmektedir. Hollywood batının ideolojik kaynakları ile sadece kendine ait bir etki alanı oluşturmanın değil, tüm düşünce kanallarına hâkim olmanın, tüm düşünme ve okuma biçimlerini şekillendirmenin sinemasıdır. Hakimiyetini, kendini eğlence mecrasına yerleşmiş olmanın verdiği rahatlık üzerine ve “efekt” ile her geçen gün biraz daha meşrulaştırarak.
Hece Dergisi, Batı Medeniyeti Özel Sayısı