Postmodernizm Hakkında
Aslında postmodernizm, modernitenin özgürlük, kardeşlik, eşitlik, gibi ideallerinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığının, zihnimizde kurduğumuz tozpembe bir dünyanın gerçekte bulunmadığının görülmesi üzerine ortaya çıkmış bir özeleştiri sayılabilir. Esasen postmodernizm, bazı modern olguların izolasyonundan cesaret almıştır. Mesela o, işçi hareketlerinin geri çekildiği ve kapitalizmin aşırı tüketici dinamiklerinin karakterize ettiği bir dönemin ürünüdür.
Postmodernizm, moderniteyi eleştirirken genelde her şeyden önce akılcı – kurgusal yapısına karşı çıkmaktadır. Buna göre mesela her şeyde sınırların yavaşça erimesi, mesafelerin ortadan kalkması, ayırım çizgilerinin belirsizleşmesi ve benzeri gelişmeler, bir postmodern durumdurlar. Gerçi postmodern eleştiri daha ötede yer yer bir başkaldırı psikolojisi taşımaktadır.
Belirtildiği üzere postmodernizm bu eleştirilerde öncelikle meta anlatıları sorgulamaktadır. Bu çerçevede mesela kardeşlik, ebedi barış, insanlık gibi söylemler, içerik- siz meta anlatılardır. 19. yüzyıl düşüncesinin önemli bir kısmı meşruiyetlerini yitirmişlerdir. Bununla birlikte postmodernizmin eleştirisi modernist bir temelde seyretmektedir. Yani kullandığı argümanlar moderniteye aittir. Hatta bu arada bazı temel kabulleri de moderniteyle örtüşür. Mesela modernizm de postmodernizm de din konusunda benzer düşüncelere sahiptirler. Hatırlanacağı üzere Aydınlanma felsefesi din ve Tanrı düşüncesini içkin kültürel bir olgu olarak almış, genelde onu bir yanılsama saymıştı. Postmodernizm de dine tarihsel bir olgu, devri geçmiş bir kurum, sıkça kullandığı bir ifadeyle artık atılması gerekli bir büyük söylem gözüyle bakmaktadır.
Postmodern düşünürlerin sıkça göndermelerde bulundukları en önemli düşünürler, Nietzche ve Heideger’dir. Bu düşünürler, Aydınlanmacıların sorunları pek valin indirgemeci olarak ele aldıklarını belirtirler. Bunlardan uyarladıkları görüşlerinde
Lyotard ve Dcrrida insan varlığının köklerinin yöresel olduğunu, aydınlanmanın evrensel ve soyut kavramlarıyla kavranamayacağını belirtirler.
Yine de bu düşünürlere göre aydınlanmanın rasyonalitesi, ekonomik sistem gelişip burjuvazi yeni yapılarını oluşturdukça, bir erdem olmaktan çıkmış, amaç farklılaşmıştır. Artık istenen şey insanın bilgeliğini artırmak değil, mali zenginliğini artırmak olmuştur. Kötü olan şey bilgisizlik değil, fakirliktir. Eleştirel akıl anlamını yitirmiş, amaçsal akıl ön plana geçmiştir. Buna bağlı olarak mühendislik önem kazanmıştır. Teknolojideki başarılarla diğer insani eksiklikler örtülmeye çalışılmaktadır. İnsanlar desteğe alınan bilimin tarafsızlığına inandırılmalardır.
Gelişmenin toplumsal boyutları, üstün görülen bilginin dışında bırakılmıştır. “Teknoloji her türlü değer yargısının dışında çalışır” yanlış görüşü toplumlara benimsetilmiş, böylece sistemin kendini genişleterek yeniden üretmesine köstek olabilecek sesler bastırılmıştır. Günümüzde Tanrı veya onun vahyi ile desteklenmiş amaçsal aklın yerine geçmiş olan araçsal akıl artık hiçbir engel tanımadan sadece üretimin sürdürülmesine nezaret etmektedir. Öte yandan üretimin karmaşıklaşması işbölümünü artırmış, bunun sonucu insanlar, bütünlüğünü göremedikleri bir çarkın dişlileri konumuna itilmişlerdir. Doğa nasıl teknolojiye girdi oluyorsa, insan da öylesine teknolojinin nesnesi olarak algılanır olmuştur. Modernite bu mekanizmayı sürdürebilmek için de üst anlatılar oluşturmuştur ki bunlar iyiden modası geçmiş masallardır. Üstelik bu üst anlatıların başında da bizzat modernleşmenin kendisi gelmektedir.
Bu açıklamalara dikkatle bakıldığında görülür ki postmodernizm, modernitenin içinden yapılan bir eleştiridir. Çünkü söylenenler modernitenin bir yorumu ve açılımından ibarettirler. Esasen postmodernizm modernitenin bir parçası olduğundan dolayıdır ki eleştirdiği en temel konularda bile yeni ve farklı bir şey söylememektedir. Kaldı ki postmodernizm, modernite bağlantılı olmayan hiçbir şey söylememektedir. Bu söylenenler ise genelde bir eleştiri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu söz konusu eleştiriler yeni fikri bir inşa özelliği taşamıyorsa da onun düşünsel görüşlerini tamamlayan açıklamalardır.
Hece Dergisi,Postmodernizm Özel Sayısı