Ölümsüz Hayatın Şiirini Yakalamak

Hayat-548x380-300x208 Ölümsüz Hayatın Şiirini Yakalamak

İnsanlık tarihinin her döneminde toplumla» içe ve dışa dö­nük dünyada, Dergah kültürüyle seven gönüllerin, düşünen akılların, veren ellerin ölümsüz şürini yakalayanlar dönüş­türmüştür. İki dünyayı şiire, şiiri iki dünyaya taşıyanlar, şiirler şiirini bularak, iç dünyaların derinliklerini, dış dünyaların zen­ginliklerine yansıtmışlardır. Geleceğin dünyasının mimarları, Al­lah sevgisinde yok olmayı Yunus’tan, Peygamber sevgisinde var olmayı Süleyman Çelebiden öğrenenler olacaktır. Onlar yüzyıl­lar içinde, Anadoluda yakaladıkları iki dünyanın şiiriyle, bütün dünyayı aydınlatacaklardır.

Anadoluda hayatm şiiri, toplumlarm omuzlarında taşıdıkla­rı yöneticilerle değil, toplumları omuzlarında taşıyan öncülerle yakalanmıştır. Yunusun şiirleriyle yoğurulanlar, ateşten sudan geçer gibi geçerek, zorlukları kolaylıklara, tüketen elleri üreten ellere, arkadaşlıkları kardeşliklere, düşmanlıkları dostluklara dö­nüştürmesini bilmişlerdir. Onlar gittikleri her coğrafyayı, çar­şılarla, camilerle, dergahlarla, çeşmelerle donatmışlardır. Onla­rın kubbe sevgisi Sinandan, coğrafya sevgisi Evliya Çelebiden, tarih sevgisi Naimadan kaynaklanır.

Hayatı kolaylaştırmak için dünyadaki bütün insanları, aynı annenin ve aynı babanın, çocukları olarak görmek ve sevmek gerekir. Kardeşler aralarında hem görünen, hem görünmeyen dünyanın zenginliklerini, paylaşmakta güçlük çekmezler. Pay­laşmasını öğrenmek, matamatik öğrenir gibi, fizik öğrenir gibi, kimya öğrenir gibi, düzenli ve sürekli çalışma gerektiren kesinti­siz bir süreçtir. İnsanlar kazanımlannı paylaşmakta birbirleriyle yarışmazlarsa, insanlığın düşünce ve eylem birikimine katkıda bulunamazlar. Paylaşmak her zaman bereket kaynağı olmuştur.

Hayatı bütün boyutlarıyla zenginleştirenlerin dünyasında, gönül zengini insanlar birbirlerini Allah için severler. Onların dünyası çatışma dünyası değil, uzlaşma dünyasıdır. Onlar ha­yatın her alanında, uzlaşmayanların çatışmalardan kurtulama­yacaklarını bilirler. Uzlaşmayan insanların elinde iki dünyanm zenginlikleri, güneş altındaki karlar gibi, kısa zamanda erir gi­derler. Bunun için iyilikleri çoğaltmada, kötülükleri azaltmada sürükleyici güç, iki dünya zenginliklerini birbiriyle çatıştırma­dan değerlendirmekten kaynaklanır. Güçlü olanlar çatışmadan uzlaşmasını bilirler.

Hayatın şiirini yakalayanların dünyasmda, alın terinin karşı­lığından daha fazlasmı tüketenlere yer yoktur. Onların yeni yo­rumlar kazandırdıkları Dergah kültüründe, Gazali’nin kitapla­rında (sürekli vurguladığı gibi, yaşanılarak öğrenilir öğrenilerek yaşanır. Düşünce ve eylem iç ve dış dünya gibi, birbirini büyü­ten bir bütünün iki ayrı alanıdır. Nasıl iç dünyanm derinlikle­ri, dış dünyanm zenginliklerini etkilerse, düşünce dünyasmm derinlikleri, eylem dünyasmm zenginliklerini etkiler. Dergah­larda düşünceler eylemlerle, eylemler düşüncelerle bütünleşir.

İnceleyin:  Elleri Yalnızca Her Şeyi Bilene Her Şeyi Görene Açmak

İnsanlar dış dünyayı denetim altına almanın yollarını, gö­nül dünyasmm öncülerinin oluşturdukları çekim alanlarında öğrenirler. Onların üniversitelerinde güzellik öğrenilir güzel­lik öğretilir, insanlar hem öğreten hem öğrenen olurlar. Gü­zellik üniversitelerinde güzel insanların çevresinde halkalanan, güzel insanların düşünen akıllarından ve seven gönüllerinden herkes yararlanır. Onların oldukları yerlerde, kötümserlik bu­lutları, iyimserlik rüzgarlarıyla dağıtılır. Onlar iyimserliğin, gü­cünün büyüklüğünü, herkese gösterirler.

Soğukkanlılıklarını yitirmeyen iyimserler, sorunlar ne kadar karmaşık olurlarsa olsunlar, bir çözüm üretmesini, bir çıkış yolu bulmasını bilirler. İyimserlik her zaman kıyıları olmayan, sınır­sız bir deniz gibi hiçbir karşılık beklemeden el uzatanlar için, bitmez tükenmez bir hazinedir. Dünyanın her yanında, güzel ürün, güzel hizmet ve güzel bilgi üretmesini bilenler, iyimser­likte sınır tanımayan iç dünya zenginleridir. Onlar vermeyenle­re verilmeyeceğini bildikleri için, ellerinde olanları paylaşarak, iç dünyalarıyla birlikte dış dünyalarını zenginleştirirler.

İç dünyalarım güzelleştirerek, dış dünyalarını güzelleştirenler, en çok sevdiklerinden, en çok vermesini bilenlerdir. Onlar­la insanlar vazgeçilmezlerden vazgeçmesini öğrenirler. İnsanla­rın hiçbir karşılık beklemeden, vermelerini öğrenmeleri uzun soluklu bir süreçtir. Dünyada insanlar kadar biriktirme susuz­luğu çeken, başka bir varlık yoktur. İnsanların biriktirme tut­kusunun üstesinden, veren eller olmasını bilenler gelir. Çaylar­da şekerlerin kaybolması gibi, iç dünyalarında kaybolmayanlar, dış dünyanın zenginliklerine zenginlik katamazlar.

Dünyada her zaman verenlere verildiğini bilenler, veren elle­riyle verilen ellere vermesini öğretirler. Onların veren eller olma eylemlerinde, “Şehadet” etmenin dışında hiçbir yerde “yoktur” demeye yer yoktur. Onlar yorulma bilmeyen eylemleriyle, gök- yüzüyle yeryüzünü, gündüzle geceyi, hayatla ölümü bütünlük içinde ele alarak, zorlukları kolaylıklara, kötülükleri iyiliklere, çirkinlikleri güzelliklere dönüştürürler. Nasıl yağmur yüklü bu­lutlar topraklara can kazandırırlarsa, veren eller düşünce yüklü eylemleriyle, insanlara coşku kazandırırlar.

Dergah kültüründe hayat şiirdir şiir hayattır. îki dünyanın şiirini yakalayanlar, kelimelerle düşünceleri eylemlere, eylem­leri düşüncelere dönüştürürler. Eylem taşıyan düşünceleri an­latmada, yararlanılan diller değil, anlatılanlar önemlidir. Güzel olanlar sözlerden önce özlerdir, özleri güzel olanların, sözleri güzel olur, özlerin sözlerini yakalayanlar, gerçeklerin gerçeği­ni bulurlar. Onların dünyasında gerçek olan ölümsüzdür, ölüm- süz olan gerçektir. Onlar yalnızca “Anadolu’nun Yunus’u” değil,bütün “Dünyanın Yunus’u”, olurlar. Yunus’ların şiirlerini insan­larla birlikte, göklerde kuşlar da denizlerde balıklar da dinler.

İnceleyin:  Adalet ve Mizan

Gökyüzünde bulutların yağmurların habercileri olmaları gibi, şairler iki dünyadaki güzelliklerin habercileridir. Nasıl arı olma­dan bal, bahçe olmadan gül olmazsa, şairler olmadan söz olmaz. Şairler iç dünyanın düşünce yüklü bulutlarını, dış dünyaya ta­şıdıkları gibi, dış dünyanın eylem yüklü bulutlarını iç dünyaya taşırlar. Şairlerle iç dünyanın engin düşünceleri, dış dünyanın iz bırakıcı eylemlerine dönüşür. Şairler derin iç dünyanın bil­geliklerini, zengin dış dünyanın bilgilerine yansıtırlar. Onlar iki dünyanın hiç paslanmayan aynalarıdır.

Dünyanın her yanında iç dünyanın derinleştirilmesi, dış dün­yanın zenginleştirilmesi, iki dünyada güzelliğin şiirini yakala­yan şairlerin işidir. Onlar şiirleriyle bütün insanlığa seslenirler, onların sesi bütün insanlığın sesidir. Şairlerle insanlık tarihi bo­yunca, elden ele dolaşan ölümsüzlük meşalesi, geçmişten gelece­ğe doğru, ölürse tenler ölür canlar ölmez, can biziz ölümsüzlük bizdedir diyerek, ışığını bütün insanlığa saçmaya devam etmek­tedir. Onların dönüştürücü güçleri, dünyanın değişik çiçekle­rinden yararlanarak, hayatm balını yapmalarından kaynaklanır.

Dünya tarihinin her döneminde, insanların gönüllerinde uyu­yan aslanları uyandıranlar, kemikleşmiş yapılan yıkanlar ve top­lumdan dönüştürenler, iki dünyanın özünü ve sözünü kavrayan, gönül dünyasının öncüleri olmuştur. Onların gizemli tezgahla­rında, dış dünyayı güzelleştirenlerin kumaşları dokunmuştur. Geçmişte olduğu gibi, gelecekte de savaş dünyasmı, barış dünya­sına dönüştürecek olanlar, şiirle silahlanan güzellik avcıları ola­caktır. Onlar önce söz vardır öz sözle taşınır diyerek, şiirlerin si­lahlardan daha güçlü olduğunu, bütün dünyaya göstereceklerdir.

İç dünyanın öncülerinin çevrelerinde kenetlenenler, Yirmi birinci yüzyılda bilinen bütün yapılanmaların dışında, iç dün­yanın derinliklerinden aldıkları özlerle, yeni sözler söyleyerek, Doğudan Batıya bütün dünyayı aydınlatacaklardır. Onlar ömür­lerini dünyaya takılıp kalma yoluna değil, dünyayı aşma yoluna vererek, insanların dış dünyalarından önce iç dünyalarına önem vereceklerdir. Onların büyük rüyalar gören, engin bilgi ve bil­gelik dünyalarında, bütün insanlığı Ademoğullan bilen, Cehen­nem başkaları değil biziz diyen herkese yer vardır.

Ersin Nazif Gürdoğan – Görünmeyen Üniversite,syf:

Muhammed Ali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir