Efendimiz Teşrif Etmeseydi Ne Kur’ân’ın Ne Esmâ-i İlahînin Ne İnsanın Kadrinin Bilmek Mümkün Olmayacaktı

541b840fefa9b0611b928a29b7f2c7cb-300x225 Efendimiz Teşrif Etmeseydi Ne Kur'ân’ın Ne Esmâ-i İlahînin Ne İnsanın Kadrinin Bilmek Mümkün Olmayacaktı

Kıyameti sonuç yahut ferdî mesûliyetimizin uzandığı en ‘son uç’ olarak düşünürsek, mademki kıyâmette cümle peygamberler ve ümmetleri dahi Hz. Muhammed ümmetinde cem olup hepsi orada buluşacaklar, o halde bu âlemin başlangıç sebebi olarak Efendimiz’in nurunu kabul etmekte ne gibi bir tuhaflık var?

Rahman, en önce Kur’ân’ı öğretti. Kime öğretti? İşte o tâlim ilk yaratılıştaki, taayyündeki nur-ı Muhammedi’ye işarettir. Halaka İnsân, Efendimiz ve O’nun nübüvvetini; Beyân eden cümle peygamberler ve hazret-i insan namzeti olarak yaratılmış zâtlara işaret etmektedir ki Kuran-ı âyetleri insanla beyân edilmektedir. Efendimiz teşrif etmeseydi ne Kur’ân’ın, ne esmâ-i İlahînin, ne de insanın kadrinin bilmek mümkün olacaktı..

Kurân-ı Kerîm, o Furkan, Mübin-i Kitâb kendisinden evvel indirilen bütün sahifeleri ve kitapları câmi idi, hepsini içinde barındırmaktaydı. İşte aynen bunun gibi Hz. Fahr-ul Âlem Efendimizde, bütün enbiyânın hikmeti, şeriatı ve feyzi  mevcuddur. Zâten ancak bunları cem eden bir Ahmed’de (as.) Kuranı Kerim cem olabilirdi.

Kaynak:

Fatih Çıtlak-Aşkın Bir Noktası

İnceleyin:  Ehl-i Sünnet'in İnanç Esasları

Muhammed Ali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir