Fazla Nafile Ibadetle Tanınan Bazı Büyük Alimler

hizmete_vakfedenler2 Fazla Nafile Ibadetle Tanınan Bazı Büyük Alimler

TABİİNDEN SONRAKi MUCTEHİD İMAMLAR İLE BÜYÜK ALİMLERDEN MiSALLER

36 (1) -Tabiinden olan Süleym b. İtr et Tu· cibi. (rh). el Bidaye ve’n Nihaye adlı eserinde Hafız İbn Kesir diyor ki: Hallac’ın tercemesi esnasında (9/118) de: Mısır kadısı İbnu Asakir Süleym b. İtr Ticibi’nin hal tercemesini veririerken diyor ki:”Kendisi tabinin önde gelenlerindendir. Zahidlik ve ibadet yönü çok baskın olan bir zattır. Her gece namazda ve namaz dışında olmak üzere üç hatim inerlerdi.”Şezeratu’z-Zehep, 1/83 te belirtildliğine göre h. 75 te vefat etmiştir. (rh).

37 (2) -Mis’ar b. Kidam el Hüdli el Kufi (rh). Kendisi muhaddisinin önde gelenlerindendir. Tehzibü’t Tehzib, 10/150 de Hafız Ibni Hacer şunları yazıyor. Muhammed b. Mis’ar demiştir ki:”Babam, Kur’an’ın yarısını okumadıkça uyumazdı.”H.155 yılında vefat etmiştir (rh).

38(3) el Hasan b. Salih b. Hayy es Sevri el Hemedanı (rh). İmam Ebu’l Hasan İcli ‘Ma’rifetü’s Sikat’ı kitabında, Hafız İbni Hacer, «Tehzibü’t Tehzib, 2/288» te bu zatın terceme-i halini verirken şu ifadelere yer veriyorlar: «Veki’ demiştir ki; el Hasan ve kardeşi Ali ki ikisi de Salihin oğullarıdır ve anneleri geceyi üçe bölmüşleredi. Evlerinde her gece hatim inerlerdi. Bunlardan her biri sırası geldiğinde kalkar ve öncekinin bıraktığı yerden devam ederdi. Herbiri kendisine düşen üçte bir bölümünü ihya ederdi. Anneleri vefat edince, iki kardeş hatme devam ettiler. Daha sonra Ali de vefat edince Hasan (rh) her gece hatim inerdi. Ebu Süleyman Darani demiştir ki: «Hasan’dah daha çok, yüzünden Allah korkusu beliren bir kimseyi görmedim. ‘Amme Yetesaelun… ‘ ile gecesini ihya ederdi de bunun üzerine bayılır ve sabaha kadar onu bitiremezdi. Kendisi h. 169 yılında vefat etmiştir. (rh).

39 (4) -İmam Ebu Muhammed Abdullah b. idris b. Yezid el evdi el Kufi (rh). Sahih Müslim şerhinde (1/78, 79) da İmam Nevevi şunları yazıyor: “Onun İmam oluşunda, büyüklüğünde, itkan ve faziletinde, vera ve ibadetinde ittifak olunmuştur. Ondan rivayet ettiğimize göre kızına şöyle demiştir: «Kendisi, ölüm döşeğinde iken kızı ağlamış o da, «ağlama kızım, ben bu evde Kur’an’ı Kerim’i dörtbin defa hatmettim.» Ahmed b. Hanbel (rh) onun hakkında şu ifadeleri kullanıyor: «İbni İdris ilimde benzeri bulunmayan eşsiz biriydi. h. 192 yılında vefat etmiştir (rh).

40 (5) -İmam Ebu Bekr b. Ayyaş (rh). İmam Nevevi (rh), Müslim şerhi (1/79) da hakkında şu ifadelere yer veriyor: O, faziletinde ittifak edilen bir zattır. İsmi, ayni zamanda künysidir, sahih olanda budur. Biz oğlu İbrahim’den rivayet ettik, şöyle söylüyor: «Babam bana şöyle söylerdi: «Yavrum, baban hiç bir zaman kötü bir iş yapmış değildir. O otuz yıldan beri durmadan her gün bir defa Kur’an hatmeder.» Yine ondan rivayetle oğluna demiştir ki; «Yavrucuğum! Sakın bu odada Allah’a isyan etmeyesini Çünkü ben bu odada on ikibin hatim indirdim.

Yine ondan rivayetle ölüm döşeğinde iken kızı ağlamaya başlayınca kızına demiştir ki:”Kızcağızım! Sakın ağlama! Allah’ın beni azabetmesinden mi korkuyorsun? Şunu bil ki, ben bu zaviyede yirmi dörtbin hatim indirdim.” Hafız İbni Hacer, -Tehzibu’t-Tehzib-, 12/36’da terceme-i halini verirken şunları kaydediyor: Bu zat h. 95 veya 96 yılında doğdu. H.193 yılında da vefat etti. Yetmiş yıl oruç tuttu, gecelerini de ihya etti. Onun geceleri uyuduğunu bilen yoktur. (rh)».

41 (6) -Ebu Bişr Ahmed b. Muhammed b. Hasnuveyh el Hasnuyı el Abid en Nisaburi (rh). -el Lübab fi Tehzibi’l Ensab-ı (1/300) ‘de Allame İbni Esir şunları kaydediyor: “Muhammed b. İshak b. Huzeyme diyor ki: Ebu Bişr Ahmed, Kur’an’ı Kerim’ i her gece hatmederdi.”Kendisi h. 390 yılında vefat etmiştir. (rh)

42 (7) Cafer b. Hasan ed Derzincanı (rh). Zahid ve fakih olan bu zat Hanbelidir. -Zeylü Tabakati’l Hanebile, 1/110- adlı eserinde Hafız İbni Recep şunları yazıyor: «Kendisi,Allah’ın salih kullarındandır. iyiliği pek çok emreden ve o nisbette de kötülükleri nehyeden bir kişidir. Onun bu konuda meşhud bulunan makamları vardır. Kendisi devamlı oruç tutar, teheccüd ve kıyama devam eder. Gerçekten bir çok defalar hatimler indirmiştir. Bu hatimlerden hemen her biri bir rekatta olmuştur. Kendisi 506 h. yılında secdede iken Allah’ın rahmetine erişmiştir (rh).

İnceleyin:  Zatî güzellik ve neticeleri itibariyla güzellik

43 (8) İmam Nevevi Merhum -et Tibyan fi adabi Hamaleti’l Kur’an, s. 11-12- de ve -el Ezkar, s. 95-96- da şunları yazıyor: «Kur’an hamilinin, hafızanın görevi, Onu pek çok okuması ve buna devam etmesidir. Gece -gündüz, seferde hazarda ara vermeksizin okumaya devam etmesidir. Selefi Salihinin (rh.him) Kur’an hatmi hususun da değişik adetleri vardı. Bu zatlardan bir gurubu her iki ayda bir hatim inerleredi. Kimi her ayda bir hatim yaparlardı. Kimisi her ongünde bir hatim okurdu. Bazısı sekiz gecede bir hatim inerlerdi. Bazıları ise her yedi gecede bir hatim yaparlardı. Bu ise bir çok selefin en çok yaptıklarıydı (yedi günde bir hatim). Bazısı da her altı günde bir hatim indirirdi.

Yine kimisi her beşgünde bir, kimisi de her dört günde bir, kimisi de her üç günde bir hatim indirirlerdi. Birçokları da birgün ve gecede hatim indirirdi. Bazılarıda her birgün ve gecede iki hatim, bazıları üç hatim okurlardı. Hatta bazıları da dördü gündüz ve dördü gece olmak üzere sekiz hatim indirirlerdi. İşte gece ve gündüz yapılan hatimler konusunda bize ulaşan haberler bu kadardır. Yani dokuz olarak bize ulaşan bir haber olmamıştır.

Şimdi de dördü gece ve dördü de gündüz olmak üzere bir günde sekiz hatim indirenlerden örnek verelim. es Seyyid el Celil b. Katip es Sufi (rd), bu zatlardan biridir. İşte gece ve gündüz hatimleri konusunda ulaşan haberler bu merkezdedir. es Seyyid el Celil Ahmed ed Devraki, kendi isnadiyle Mansur b. Zazandan rivayet etmiştir ki, bu zat tabiinin (rd.hum) pek çok ibadet edenlerindendir, Kur’an’ı Kerim’i öğle ile ikindi arasında, akşam ile yatsı arasında olmak üzere birer hatim indirirdi. Ramazan ayında ise akşam ile yatsı arasında iki hatim iner ve birazda fazla okurdu. Bunlar yatsı namazını gecenin dörtte birine ramazan ayında tehir ederlerdi.

İbni Ebi Davud kendi sahih isnadıyla rivayet ettiğine göre, Mücahid (rh), ramazan ayında akşam ile yatsı arasında Kur’an’ı hatmederdi. Bir rekatta veya bir günde Kur’an’ı Hatme denlerin Sayıları ise çokluklarından ötürü hesaba gelemezler. Bazıları: Hz. Osman b. Affan (rd), Temimu’d Dari (rd), Said b. Cubeyr (rd) gibi zatlar Ka’be’de bir rekatta Kur’an’ı Ketimi hatmediyorlardı. Yine Mücahid, Şafii ve başkaları ise birgün ve gecede hatim indiriyorlardı.

Mansur’dan rivayete göre, Ali el Ezdi, ramazanın her gecesinde akşam ile yatsı arasında hatim inerdi. İbrahim b. Sa’d’dan rivayete göre diyor ki: “Babam, Kur’ an’i hatmedinceye kadar kemerini çözmezdi (soyunmazdı)”. Üç hatim indirenler arasında ise, Hz. Muaviye (rd) zamanında Mısır kadısı bulunan Süleym b. İtr (rd) bulunmaktadır.

İbni Ebi Davud’un rivayetine göre bu zat, gecede dört hatim inerdi. Yine Ebu Ömer el Kindi -Mısır kadıları- adlı ki tabında bu zatın geceleyin dört hatim indirdiğini yazmaktadır. Haftada bir hatim indirenlerin sayıları ise pek çoktur. Hz. Osman b. Affan, Abdullah b. Mes’ud, Zeyd b. Sabit, Übeyy b’ Ka’b (rd) ‘hin ecmain) ile tabiinden Abdurrahman b. Yezid, Alkame ve İbrahim (rh.him ecmain) gibi zatlardan bu konuda nakiller yapılmıştır. Burada doğru olan şudur ki, bu durum kişilere göre değişir,

Her kime ince düşüncesiyle latif durumlar ve ince manalar ortaya çıkarsa o, okuduğundan anladığı kadarıyla yetinsin. Yine kim de ilim neşriyle meşgul bulunuyor, kim de müslümanlara ait din ve dünya işleriyle uğraşı yorsa o da işin esasını kaçırmayacak ve beklenileni ihlal etmeyecek şekilde yetinsin. Eğer kişi bu sayılanlardan değiise yani ne ilim erbabından ve ne de müslümanların dini ve dünyevi işleriyle meş gul bulunmuyorsa, o da işi usanç verecek duruma götürmeden gücü nisbetinde yapmaya gayret etsin. Kısaca bizde bir kaç hususa değinmiş olduk.

Aslında merhum müellifimizin aklımıza gele bilecek sorulara cevabı ilerdeki sayfalarda görülecektir. Çünkü hepimiz, az bir süre içerisinde bu insanlar, bu kadar ibadeti veya okumayı nasıl başarabilirler?» diye kendi kendimize sormuşuzdur. Pek yakında merhum müellifimizin cevabı dördüncü bölümde görüleceektir.

İnceleyin:  Namazı İkame

Şimdiye kadar sahabeden, tabiinden, ayrıca fukaha, muhaddisler ve müctehid imamlar gibi bu zevata tabi olanlardan misaller gösterdik. Bunların ibadet konularında ne derece titiz olduklarını ve gayretlerini gördük ki, onlar böylece nasiplerin en yücesine kavuşmuşlardır. Onları anmak suretiyle rabmetin inmesine vesile olundu. Onların haberlerini duymakla zahmet ve sıkıntı da ortadan kalkmış oldu. Allah (cc) bizleri on lara iktida edip hidayet bulanlardan eylesin ve bizi yüksek dereceleri elde edenlerle beraber haşretsin.

Ben, Zehebi merhumun ‘el İber’ ile ‘Siyeru A’lami’n Nübela’sını, Yafii merhumun ‘Miratu’l Cinan’ı ile ‘el irşad ve’t Tatriz bi Zikri Fadli’z Zikri’l Kur’ani’l Aziz’ adlı kitaplarını, Nevevi merhumun ‘Tehzibu’l Esmai ve’l Lügat’ını, Ebu Nuaym el Isbahani’nin ‘Hilyetu’l Evliya’sını, Sem’ani’nin ‘el Ensab’ını ve bunlar dışında tarih ve Rical isimleriyle ilgili eserleri inceledim. Bunların bazısının tamamını, kimisinin de çoğunu okudum. Bu sahada gayret gösterenleri fazlasıyla buralar da gördüm. Hepsini buraya sayıp dökmek müm kün değildir. İnsan onu saymaklada bir şey elde etmez. Biz sadece anlattıklarrmızla yetindik. Böylece zaten insaf erbabı kimselere bu yeter. Fakat kara ve katı cahillere ise biz sözü ne kadar uzatsak da bir yarar sağlayamaz.

Sual: Bunların hal tercemelerinde hakların da anlatılanlar, aslında müselsel olmayan sened le anlatılmışlardır. Buna nasıl itimad olunur? Halbuki bu gibi şeylerde itibar ya müşahedeye veya müselsel bir habere dayanmalıdır.

Cevap : Bir defa şunu iyi bilmelisin ki, biz öncelikle Hilye’den muttasıl ve müselsel isnadlar ile nakillerde bulunduk.

İkinci olarak: Bu menkıbeleri anlatanlar, itimada şayan olmayan kimseler değillerdir. Veya yine bunlar bir şeyi kendilerinden nakil hususun da hüccet kabul edilmeyen kimseler değildirler. Aksine bunlar Müslümanların imamları ve halkın temel direkleridir. Çünkü önemli hususlarda mutlaka bunların sözlerine başvurulur. Bunların vermiş oldukları haberler kesin haberler olarak alınır, kabul edilir. Bu zatlar Ebu Nuaym, İbni Kesir, Sem’ani, İbni Haceri Mekki, İbni Haceri Askalani, Süyuti, Aliyyülkari, Şemsu’l Eimme el Kerderi, Nevevi, Abdulvahhab Şa’rani, Şeyhu’l İslam Zehebi ve bunlar değerinde zatlardır.

Acaba bu zatlar eserlerine yalan olarak sanı lan şeyleri mi alıp uydurdular veya yalancıların uydurageldikleri şeylerin nakline mi itimad ettiler? Hayır, Vallahi asla böyle bir durum vaki değildir. Bunlar her bakımdan ihatalı olan ve de ihtiyatı elden bırakmayan imamlardır. Yazdıkları şeylerde münakaşa edilmemişlerdir. Eğer bunlarda bir şüphen ve de kuşkun var ise hemen tabakata başvur. O zaman bu sika zatların doğru ve güvenilirlikleri ortaya çıkacaktır.

Şayet bu gibi şüphelere itibar edilirse, bu takdirde tarih kitapları ile Rical isimlerine dair kitapların güvenilirlikleri ortadan kalkar. Çünkü bunlar çoğu zaman, alimlerin hal tercemeleriyle ilgili yazdıkları vakit, müselsel olmayan senedie yazarlar. Belki de ihtisar ederek yani kısaltarak irsal yoluyla yazarlar. Eğer herhangi bir şüpheci buna kuşku ile bakarsa kesinlikle bilinmelidir ki, o, mutaassıptır ve muhatap olmaya da değmez. Bu itibarla böyle biriyle münakaşaya,’ zecr ve itaba girmek de doğru değildir.

Sual : Bu zatlarda anlatılan bazı aşırı şekil deki ibadetlerin vukuunu akıl alamaz. Mesela insan bir gün ve gecede nasıl sekiz hatim indirebilir? … Bir gecede nasıl bin rekat namaz kılabilir vb. sorular…?

Cevap : Bu gibi şeylerin yapılabilir olması her ne kadar avam için yani sıradan insanlar için pek güç görünse bile ancak EHLULLAH dediğimiz kimseler için bu pek de zor ve ağır bir şey değildir. Çünkü Ehlullah dediğimiz Allah’ın bu has kulları, Rableri tarafından özel bir melekeye ve ihsana mazhar bulunuyorlar. Onlar bu özel güç ve kuvvetle yukarıda sayılan o meziyyetleri ve sıfatları elde edebiliyorlar, onlara ulaşabiliyorlar. Şayet bunları inkar eden olursa, bu kimseler bu takdirde kerametlerin ve harikulade durumla rın meydana gelmesini de inkar ederler demektir. Yani bunlar bu şeyleri de kabul etmezler.

Abdulhay el-Leknevî’ – Dünden Bugüne Ibadetlerde Bidat,syf.105-115

 

Muhammed Ali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir