Kadınların,Uhrevi Hayatlarını Dünya Malı Uğruna Berbat Edecek Ortamlardan Uzak Durmaları Farzdır
Ahirzamanı yaşadığımız şu devirde kadınların laik düzenin kendilerine öğrettiği ” biz de erkeklerle eşit haklara sahibiz ” kuru sloganı ile her kuruma ve üniversitelerde her türlü bölüme girdikleri üstelik dinen haram olduğu halde erkeklerin bulunduğu ortamlarda eğitim gördükleri malumdur .
Aslında evvela kadınları bu hale sokan mimsiz medeniyeti eşitlik adı altında kadınlara ettiği zulümleri konuşmalıyz ancak Allah-u Teala Insanoğluna irade verdiğinden kadınlar : ” zaten medeniyet bizi bu hale mecbur etmiş , dolaysıyla üniversitelerde erkekler ile beraber eğitim de görürüz , onların olduğu ortamda iş hayatına da gireriz ” demelerine hiç bir surette şeriatın cevazı yoktur ve buna şeriatın katiyyen izni mevcut değildir . O halde evvela kadınların yabancı erkeklerle bir arada bulunmasının haram oluşunun delillerini nakletmemiz icab edecek :
KADİNLAR EĞITIM KURUMLARİNDA EĞITIM ADİ ALTİNDA ERKEKLER ILE BIR ARADA BULUNABILIR MI ?
İslam dini kadına yabancı erkeklerle bir arada bulunmayı ve açık saçıkliği yasaklayip evinde oturmasını emretmiştr. Bunun için de gerekli her türlü tedbiri almış ve kolaylığı sağlamıştır . Allah u teala Mü’min kadınların misalleri olan peygamber hanımlarına şöyle hitap etmiştir : ” evinizde oturun ilk cahiliyede yapıldıği gibi açılıp saçılarak evinizdn dışarı çıkmayın “(El- Ahzab, 33/33) …
Imam El- Kurtubi bu ayeti tefsir ederken şöyle der : “bu ayet Allahın kadınlara evlerinden çıkmamaları gerektiğine delalet etmektedir ” demiştir . Hitap her ne kadar peygamberin hanımlarına ise de diğer kadınlar da bu emrin kapsamına girmektedir . Bu hüküm bütün kadınları kapsamamş olsa dahi şeriatın bütün kadınları evlerinde oturmakla emri ve ancak bir zorunluluk durumunda evden çıkmalarına izin verişi sabittir . O halde eğitim ve öğretim adı altında bir genç kızın üniversitelerde yabancı erkeklerin bulunduğu ortamlara girmesi onlar ile aynı mekanda bulunması hiç bir surette caiz değildir . Ancak böyle kurumlarda karma eğitim olmazsa ve bir kızın eğitim gördüğü kurumun bütün elemanları kadın olursa cevaz verilebilir .
Ümmü Seleme’den: ” Allah Resulünün yanındaydım . Meymüne de bizimleydi . İbn Ümmü Mektum yanımıza geldi . Daha örtünme emri inmemişti . Allah Resülü ondan sakinin, örtünün buyurdular. Biz Ey Allahn Resulü o âmâ değil mi ? Nasıl olsa bizi göremez dedik … Siz de mi Ama’sınz, sizler de onu görmüyor musunuz ? Cevabını verdiler . ” ( Ebu Davud , 4112) …
Yine başka bir ayette şöyle denilmektedir : ” ey peygamber mü’min kadınlara söyle gözlerini harama bakmaktan alıkoysunlar. Namuslarını korusunlar …ziynetlerni eşleri , kardeşleri , kız ya da erkek kardeşlerinin oğulları dışında kimseye göstermesinler”( Nur, 43/31) . Kadınların yabancı erkeklere avretleri hariç olmak ve şehvet ile bakmamak kaydıyla bakmaları caizdir . Ama efdal olan ayette ifade edildiği gibi erkeklere hiç bakmamalaridr.
Hatta Imam Nevevi şöyle demiştir : ” şehvetle bakmak ya da fitne korkusu durumlarında bakmanın haram oluşu ittifak ile sabittir . Şehvet endişesi olmaması durumunda da bakmak yine haramdır ” yine Hadisde şöyle denilmiştir : ” sizden biriniz yanında bir mahrem olmaksızın herhangi bir kadınla başbaşa kalmasın ” ( Müslim, 1341) . Bu hadis de aynı zamanda bir kadının yabancı erkekler ile bir arada bulunamayacğna bir delildir .
KADİNLAR IÇIN EFDAL OLAN
Peygamberimizin kızı Hz Faıtma ‘ya ” kadın için efdal olan yani uygun olan nedir? ” diye sormuşlar . O da ” kadın için efdal olan şey yabancı bir erkeğin onu görmemesi , onun da yabancı bir erkeği görmemesidr” cevabını vermiştir . Bu cevap üzerine hz peygamber onu kucaklayıp cevabının güzelliğinden dolayı mutluluğunu ifade ederek ” ne kutlu bir zürriyyetsn” buyurmuşlardr. Buna göre Allaha ve ahirete iman edn bir kadın yabancı erkeklerle bir arada bulunmaktan sakınmalıdır.
Fakat : ‘ bugün ne de olsa bütün kızlar dışarda geziyor dolaysıyla onların üniversitelerde ve liselerde erkekler ile aynı ortamda bulunmaları ve mahrem erkeklerin bulunduğu ortamlarda çalışmaları bir sorun olmaz ” diyerek üniversite veya liselerde erkeklerle iç içe sözde eğitim öğretim gören kızların acaba Peygamberin kızı Hz Fatma’yi kendilerine misal alacak vakitleri gelmedi mi ?
KADİNİN ÇALİŞMASİ
ıslam esas itibarı ile kadına tabii bir vazife vermiştir . Bu da evin iç idaresi ve çocuk terbiyesidr. Kadın bir genç kız olarak aile olmak için hazırlık yapar. Bir eş olarak evine , kocasına ve çocuklarına aittir . O evinin idarecisidir . Evinden ve aile muhitinden uzaklaşan kadın ya kadınlık vasıflarını kaybeder veya iş yerini ve memuriyet vazifesini ev muhitine çevirir. Kadın ev ve aile muhitinden uzaklaştıkça evlilik bağları da gevşemektedir . Yirmi dört saatin mühim bir kısmını başkalarının emri kumandası altında çalışmakla geçiren , hayat mücadelesinin dalgaları arasında yıpranan narin yapılı ve ince ruhlu kadın yavaş yavaş hırçınlaşmakta ve sinirlenmektedir . Kimseye minnet edecek değildir . Kendi ekmeğini kendi eliyle kazanmaladır . Istediği vakit eve gelir . Istediği vakit çıkar . Bu da kadına aşırı bir serbestiyet vermekte ve bu sebeple boşanmaların önüne geçilememektedir
Bugün iş ve memuryet hayatının her alanına girmiş olan kadın malesef anne olduğunu unutmuştur .artık ona zor gelen görev evinde oturması çocuklarının eğitim ve terbiyesi ile uğraşmasdr. Kapitalizm insanı ticaret metaı olarak kullanmayı en üst seviyede kadın ticareti ile gerçekleştirmektedir . Kadın modern kapitalizmin vazgeçilmez bir sermayesi haline getirilmiştir . Ciklet reklamından araba reklamına kadınlar kadın vücudun alet edilmediği reklam yok gibidir . Kadınlarımız eskiden yalnız anne , bacı, veya eşti. Şimdi onların bir kısmı çağdaş köle .
Abdullah bin Ömerden:
” Allah Resulü : ” hepinz çobansınz ve hepinz sürünüzdn sorumlusunz. Kadın kocasının aile efradı ve çocuklarının çobanıdr ve onlardan sorumludur…”
(Buhari , 7138)
Allah Resulü bu hadiste kadının sorumluluk alanını beyan etmiş ve sorumluluk alanını kocasına bakmak , çocuklarıyla ilgilenmek ve ailesine sahib çıkmakla sinirlamiştir . bu hadis kadının ev işlerinden ve çocuklarının terbiyesinden onları en uygun tarzda yetiştirmesindn başka herhangi bir sorumluluğunun olmadığını ifade etmektedir . Dolaysıyla ıslama göre bir kadın çalışmak mecburiyetinde değildir .
KADİN ÇALİŞMAK ZORUNDA MIDIR ?
Evli olan kadınların nafakaları kocaya aittir . Kadın ister zengin ister fakir olsun durum aynıdır . Bu nafakaya kadının yiyeceği , giyeceği ve meskeni de dahildir . Kız çocuklarının nafakalari da babalarına aittir . Dolaysıyla kadının çalışması ,geçimi için para kazanması bir mecburiyet değildir . Ancak yine de çalışma durumunda kalırsa şu şartlarla riayet etmesi gerekir :
1) tesettüre riayet edilmesi
2) ihtilattan kaçınması yani müslüman hanımların gerek iş ortamında gerekse sair zamanlarda erkeklerin arasına karışmaktan uzak durmalarıdır.
3) kocanın veya velinin izni : kadın kocasının bütün haklarına riayet etmiş olsa da nafaka ve ihtiyacı kocası tarafından karşılandığı müddetçe kocasından izinsiz evinden çıkıp çalışması haramdır .
4) meşru ve fitratina uygun bir ışte çalışması : fakat esefle müşahade ediyoruz ki şimdiki nisalarn ekseriyeti üniversitelerde her türlü erkek işi bölüme girdikleri ve buraları istila ettikleri üstelik bir çoğunun sırf erkeklerle fingirdeşmek ve evlenip koca bulmak için bu bölümlere girdikleri malumumuzdr.
Kaldı ki fitratlarına uygun bir bölüme girseler dahi karma eğitim olduğundan zaten baştan harama girmiş , erkekleri de kendileri ile beraber günaha sokmuş oluyorlar
Kadınların çalışması konusu , Türkiyede batıya benzeme eğiliminden kaynaklanmıştır . Devlet politikası erkeği geçimini tek başına sağlayamaz seviyesinde tutmak esası üzerine bina edilerek kadınların çalışması bir zorunluluk olarak kabul ettirilmek istemektedir . Neticede işsizlik yaygınlaşmakta , bir tarafta diplomalı işsizler , diğer tarafta çalışma hayatına katkı uğruna evinden ve çocuklarından koparılan kadınlar Türkiyede sosyal hayatın düğümlenmesine doğru gidişin belirtileri olmaktadırlar .
Kadın doktor ,hemşire , öğretmenlere de ihtiyaç olduğu ve dolaysıyla bir kızın karma eğitime mecbur olduğu söylenirse şöyle karşılık verilir : ” meşakati defetmek için vacibi terk etmek caizdir . Ama günahları , hususan büyük günahları işlemekte müsamaha yoktur . Kadınların karma eğitim ile erkekler ile iç içe bulunması şeriatın yasakladığı büyük günahlardandr. Bezzazi’nin ifadesine göre avret yerini örtecek bir şey bulamayan bir kimse nehir kenarında da olsa istincayı terk eder . Çünkü yasak emre tercih edilir . Kadına gusül gerekse ve erkeklerden gizlenecek bir yer bulamazsa guslü terk eder ” ( İbni Nüceym, El- Eşbah Ve’n Nezair,s:90)
Hamid Cengiz