Kötülüğün Sonu
Kötü ruh hep yaşayacak değil ya,bir gün de ölecek.
Hep başkalarını baskı altında tutacak,erim cürüm edecek değil ya, bir gün de, kendini kayalara çarpacak.
Kötü ruhun şiddeti hep dışa, masum olanlara karşı olacak değil ya,bir de kendi içinde, kendi kendini iki parçaya ayıracak bir iç kıvrılması olacak.
Kötü ruh, İslâm dünyasında bugüne kadar varabileceği aksiyonun son ucuna, optimum noktasına ulaştı. Şimdi onun için iniş başladı.
Kötü ruhun inişi başladı, iyi ruhun da çıkışı. Aksiyon eğrisinde şanslar değişti. Kötü ruh bunun farkında olsaydı, ne yapar yapar aksiyondan kaçardı.
Kötü ruhun görüş alanı karardı, önünü görmez oldu. Zafer serabının sarhoşluğundan uçurumlara yuvarlanmak üzeredir de farkında değildir.
En yakın mesafeleri göstermez olan sis, iyinin saklayıcı perdesidir.
İyi, güzel ve doğru, en sıhhatli bir çocuk gibi büyüyor. Belki bir aslan yuvasında, belki bir Ashab-ı Kehf bucağında. O büyüdükçe, kötü ruh, bilerek bilmeyerek, şeytansı bir sezginin dürtüsüyle huysuzlanacak, kızgınlıkla zulmünü arttıracak, ama bir gün ayni kızgınlıkla kendini kayalara çarpacak.
Teknik, hızla kötü ruhun elinden iyi ruhun eline doğru kaymakta. Kötü ruhun taktiği ve stratejisi, kendi boynuna dolanan bir ip gibi kendini sıkmaktadır.
İyi ruhsa, karanlıklarda, su ışıltısında dinlenmekte, deniz, çam ormanı ve güneşte büyümekte, Allah’ın bütün nimetlerinin, manevî ve maddî bağışlarının hakkını vermekte ve bu bağışlarla verimli bir gidiş geliş bağı kurmakta ve böylece iç ilhamının hükmünü yavaş yavaş dış dünyaya yaymaktadır.
Kızıl ve kara haçlı ruhu, cazibesini yitirmeye başlamıştır.
Masum mümin ruhu canlanmaya ve varolmaya yüz tutmuştur.
Birinci Cihan Savaşı’nın rövanşı yakındır.
Sam yeli sona erecektir.
Kara dehanın gücü tükenecektir.
Ölüm sularındaki hakikatler dirilecektir.
Köleleşme pazan, alnı dik duranların şuur alanına dönüşecektir.
Yakıcı olan bir şuur, vicdan lekelerini antacaktır.
Kıldan ince, kılıçtan keskin bir doğruluk ve hak şuuru gelecektir.
İnanç, kültür ve ekonomi kurtuluşunun kefili, üçlü kefili bir nesil, topuklarının üstünde aynı anda ufuklara dönecektir.
Kehanet yok, hakikat var.
Propaganda ve reklâma tenezzül etmeyen gerçek inanmışlar var.
Kötü ruhun en büyük gücü olan reklâm ve propagandanın da dönemi geçmek üzeredir.
Herkes hakikati kabul etme ile nursuz bir yaşama arasında bir seçme yapma durumuna gelmiştir.
Hakikati kabul etmekten başka çıkar yol kalmamıştır.
Ama kötü ruh için en güç şey de hakikati itiraf etmektir.
İslâm dünyası bir kere daha kötü ruha başkaldırmaya yüzünü dönmüştür. Müsbet bir oluştur bu. Belki henüz dili, ağzı yoktur bu oluşun. Ama büyüdükçe, geliştikçe dile ve ağıza da kavuşacaktır bu aksiyon. İnanan ve hakikatin, gerçek düşünce ve duygusunun aksiyonu.
İslâm aksiyonu, düşünce ve doktrinler arasında inkâr edilmez yerini aldığı gün, komünizm, amerikanizm, batıcılık, devrimcilik gibi ayni kültür dejenereleşmesinin verimleri olan hayaller kaybolacak, ufuklar aydınlanacaktır.
Sezai Karakoç,Günlük Yazılar 2