Medya
Her gün zihinlerimiz haber organları, ortalama Amerikalının haftada altmış saat izle, eliği televizyon, popüler romanlar ve günlük temasta olduğumuz kişiler tarafından bombardıman edilmektedir. Bütün bu şeylerin din karşıtı, liberal-hümanist, sosyalist ve az-çok şüpheci-ateist bir bakış açısı benimsediğine dair benim zihnimde hiç şüphe yoktur. Üstelik modern hayatın stresleri öyledir ki bıraktığımız az-uz vakitte çoğumuz kendimizi medyaya bütünüyle pasif ve eleştirel olmayan biçimde maruz bırakıyoruz. Biz özü itibarıyla haber spikerine, siyasetçilerine ve Ayın Kitabı Kulübü romanlarına bize nasıl düşüneceğimizi söylemesine izin veriyor ve sonra da kendi adımıza düşündüğümüzle övünüyoruz. Bunu beyin yıkama olarak görmüyorsak, bunun sebebi bu kaynakların egolarımızın pezevenkliğini yapması ve bizim de sunulan mamayı hem makul hem de hoş bulmamızdır. Diğer taraftan, çocuklarına atalarının inancını öğreten bir anne ve dinî temizlik hakkında ısrar eden ve sınırlamalar getiren bir brahman Hindu din adamı da beyin yıkamakla suçludur. Ama burada pek çoğu süreci oldukça sakıncalı görmektedir.
Bir an için kendi eğitim geçmişimizi düşünelim. Evlerimizden nasıl bir formasyonla geldik? Çoğu annelerin beyinleri çağımızın liberal ve agnostik ruhu ile bugün öylesine yıkanmıştır ki artık çocuklarına -tabii maddî başarıyı bir inanç sistemi olarak kabul etmezseniz-, herhangi bir değer sistemi veya sabit fikirler dizisi taşımazlar ve taşıyamazlar- Dolayısıyla çoğu çocuk boş bir zihinle veya daha da kötüsü televizyon ekranının dünyasına olan bir inançla evden çıkmaktadır. Yayınlanan istatistiklere göre her cumartesi 16,5 milyon çocuk bir buçuk saatini Graystone veya Ninja-Kaplumbalar’ı izleyerek geçirmektedir. Sosyologlar televizvonu ‘üçüncü ebeveyn’olarak’ isimlendirmektedir. Ne yazık ki televizyon çoğu zaman tek ebeveyndir!
Geleneğe İhanet – Harry Oldmeadow (insan yay.)