Yüce Allah’ın Kelamı
Deriz ki: Yüce Allah’ın kelâmı mushaflarda yazılmış, kalplerde korunmuş ve diller ile okunmuştur. Kağıt, mürekkep, yazı, sesler ve harflere gelince, bunların hepsi hâdistir. Çünkü bunlar cisimlerden ve cisimlerde bulunan arazlarlardan ibaret olup, hepsi hâdistir. Biz kelâmın mushaflarda yazılı olduğunu söylediğimizde, her şeyden yüce olan Allah’ın kadîm sıfatını kastediyoruz. Dolayısıyla bu ifadeden dolayı kadîm olanın da mushafta bulunması gerekmez. “Ateş mushafta yazılıdır” dediğimizde de, ateşin zâtının mushafta bulunması gerekmez. Çünkü eğer ateş, mushafta olsaydı onu yakardı. Eğer ateşin zâtı, ateşten bahseden bir kimsenin dilinde olsaydı, onun dilini de yakardı. Ateş sıcak bir cisimdir ve kesik kesik seslerden oluşan “nün”, “elif” ve “râ” harfleri ona delâlet eder.
Burada yakıcı olan sıcaklık, delâlet edilen şeyin zâtıdır yoksa delâletin kendisi değildir. Yüce Allah’ın zâtı ile kâim olan ezelî kelâm sıfatı da böyledir. Bu kelâm delâlet edilen şeydir, delilin kendisi değildir. Harfler de bu [kelâma delâlet eden] delillerdir ve bu delillere saygı gösterilmesi gerekir. Zira şeriat onlan saygıdeğer kılmıştır. Bu nedenle mushafa saygı göstermek zorunludur, çünkü o yüce Allah’ın [kelâm] sıfatına delâlet etmektedir.
İmam el Gazzali – İtikadda Orta Yol (Klasik Yayınları)