1908 Meşruiyet Dönemi Talihsiz Devir
1908 Meşrutiyet», Devlet çekirdeği etrafında et-kemik bağlamış bulunan Türk harsının an-anevi tahtını kaybedip, yeni bir kalıpta yenı tecrübeye tâbi tutulduğu talihsiz devirdir.
“Fakat alelacele tezgaha konup aktif bir renk alan bu ideolojinin elbette ki ömrü kısa olacaktı. Zıra bir nevi kutsiyet ve saygı havası neşredegelmış tarihi Devlet anlayışının açık bıraktığı yeri dolduramayacağı aşikârdı. Nitekim dolduramadı da. Çünkü İçtimaî bünyenin zaruri ve tabii bir icabı değildi. Memleketin iç ve dış yapısı, klâsik ve tarihî inanışının yerme, yabancısı olduğu bu aşın ve tepeden gelme ideolojiyi çağırmamış, böyle bir talepte bulunmamıştı.
“Ama şu var ki. memleket bünyesi için acıklı bir sürpriz olan bu şoven milliyetçilik, İlmî ve siyasî kifayetten mahrum bulunan Meşrutiyetçi iktidar için lâzımdı. Zira sağlam olsun Çürük olsun, bir can kurtarıcıya olan ihtiyaç, bütün çıplaklığı ile meydana çıkıvermiş, felsefesiz ve prensipsiz olarak iktidarı ele geçirmiş bulunan bu alaylı devlet adamları, bir İlmî ve felsefî kal’aya sığınmadan yaslandıktan koltuğun muhafaza edilemeyeceğini anlamışlardı.
“Onun için de, İttihatçılarla el ele veren Ziya Gökalp fikriyatı, açtığı zorlama ve sun’i çığır ile kısa bir zaman tezgâhını işletti.Fakat münevver kitlenin dudağını değdirdiği heyecan, sönmeye mahkûm aydınlığı gibi, memlekete çok pahalıya mal olan siyasî, askerî ve İçtimaî hatalara yol açmakta gecikmedi. Neticede de bir İmparatorluğun başını yedikten sonra, milletin iliklerine işleyen zehirli tortusunu bırakarak çekilip gitti.
Samiha Ayverdi, Milli Kültür Meselelerimiz ve Maarif Davamız, syf;128-129