Yapraklar Çevrilirken

415720_129948538671021228761_Original Yapraklar Çevrilirken

Tarihin yaprakları çevriliyor. Her sayfa döndükçe, bir ateş rengi, yangın kokusu yayılıyor ortalığa.

Bir bakıyorsunuz, Hazreti İbrahim’i ateşe atmışlar. Neden atmışlar? Onları Allah’a çağırdığı için. Putlara, insanlara tapmamalarını öğütlediği için. Çağlarını kri­tik ederek geçici, yalan ve ölücü olanı gösterdiği için. Ölmeyeni, kaba ve gerçek olanı gösterdiği için attılar ateşe Hazreti İbrahim’i. İnsanlar onu yakmak istedi ama ateş yakmadı. Ateş neden yakmadı? Gerçi bu bir mucizedir ama mucizelerin de hikmetleri vardır. Haz­reti İbrahim’in tebliği ateşe tesir edecek bir yüksekliğe erişmişti de ondan ateş onu yakmadı. Hazreti İsmail’in teslimiyetinin bıçağa tesiri gibi. Hazreti İsmail o kadar teslim olmuştu ki, bıçağın kesiciliğinin ötesine geçmiş­ti. Bıçak neyi keser? Bıçağın kesmesi için azıcık ta olsa bir sertlik, bir red, bir mukavemet, bir direniş gereklidir. Hazreti İsmail, Allah’ın iradesi önünde o kadar yumuşamış, o kadar kendinden geçmişti ki, bıçak kesecek bir şey bulamamıştı. Bıçak, lisan-ı hal ile yükselen bu teslimiyetin dilinden anlamıştı.

Mucizeler başlı başına bir tebliğdir. İnsanlara ve eş­yaya tebliğ. O tebliğ eşyaya ulaşınca, eşyanın diretişi kayboluyor ve mucizenin iradesine boyun eğiyor. Eşya­nın tabiatında bir değişim yapıyor mucizelerin tebliği.

Derken tarihin yaprakları çevriliyor. Firavun as­kerleriyle, Hazreti Musa ve ona inananların peşinden gidiyor. Fakat Kızıldeniz yarılıyor, önden gidenlere yol veriyor ve Firavunla askerlerini boğuyor. Halbuki on­lar Hazreti Musa ve bağlılarını ayni suda boğmak isti­yorlardı. Neden istiyorlardı? Hazreti Musa Firavun’un gururunu kırmak istemişti, firavun kavminin zulmünü ortadan kaldırmak istemişti. Onları Allah’a ve Allah’ın yoluna çevirmişti. Onun sesini su duydu, fakat firavun ve adamları gurur yüzünden duyamadılar. Hazreti İbrahim’in de nasıl ki sesini ateş duymuştu ama Nem­rut ve adamları duyamamışlardı. Nemrut ve adamları ateşi bir vasıta olarak kullanmak istemişlerdi. Fakat ateş zulme alet olmamak için ve hakikatin kılıcı olmak için Hazreti İbrahim’in tarafına geçti. Firavun ve kavmi de suyu bir vasıta olarak kullanmak istemişlerdi. Ama su zulme alet olmamak için Hazreti Musa’nın yanma geçti.

İnceleyin:  Tehlikeli Dönemeç

Ve derken tarihin yaprakları çevriliyor. Hazreti Zekeriya’yı şehit ediyorlar, Hazreti Yahya’nın başını kesiyorlar. Niçin? Onları, sapıklıktan döndürmek, unuttukları Allah yoluna çağırmak istedikleri için. Hazreti Isa’ya da ayni şeyi yapmak istediler. Ama başarıya ula­şamadılar. Çünkü, zulme verilen müddet bitmişti. Koca imparatorluktan, bir kaç munis müminin sözleriyle yı­kılacaktı. Zulme verilen müddet ve mühlet sınırlıdır,bir gün gelir biter, ama hakka, adalete verilen mühlet ebedidir, bitmez.

Ve derken tarihin yaprakları bir kere daha çevrildi, peygamber kendilerini din ve dünya saadetine çağırdı­ğı için onu öldürmek istediler. Ama Allah’ın tedbiri, in­sanın tedbirinden çok üstündür. Allah inşam bir örüm­cek ağıyla da, bir güvercin yuvasıyla da korur. Sonra Medine, İlâhî bir site oldu. İnkarcılar, puta tapıcılar, mümin kardeş, baba ve oğullarını öldürmeğe geldiler. Ama Bedir’de, en keskin kılıçlarla karşılaştılar, inanmışlığın ve meleklerin, yerlerin ve göklerin kılıcıyla. O zaman gözlerine atılan bir avuç topraktan kör oldular. «Attın attın ama sen atmadın, sen atmadın. Allah attı, Allah attı.»

Yapraklar döne döne, üst üste yığıldı ve bu çağa gel­dik. Çağımızda insan yine unuttu hakikati. Yine guru­ra kapıldı. Kendi çağının Allah’ın çağından üstün oldu­ğunu sandı. Yirmi yıl arayla iki dünya cehenneminde yandı. Yine uslanmadı. Yine isyan, inkâr bataklığına saplandı. Yine ateşi ve suyu, müslümanları, müminle­ri ezmekte kullanabileceğini sandı. Şimdi onu deniyor inançsızlar, inkârcılar. Bu demektir ki, Allah’ın çağrısı­na kulak tıkıyorlar ve cezayı çağırıyorlar. Büyük cezayı çağırıyorlar. Tarihten bir yaprak daha çevrilirken, kor­karım bu sefer, tarihin kalın cildi kafalarına inecek.

Sezai Karakoç-Günlük Yazılar 2

Muhammed Ali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir