Müslüman’ın Cahiliyede Yaptığı Amelleri,Hayırlı Olarak Nitelenebilir mi ?

indir-61 Müslüman'ın Cahiliyede Yaptığı Amelleri,Hayırlı Olarak Nitelenebilir mi ?

İbn Mes’ûd anlatıyor: Bazı kimseler “Yâ Resûlallah! Biz câhiliyet devrindeki yaptıklarımızdan mes’ul olacak mıyız?” diye sordular. Resû- lullâh (s.a.v.): “İslâm’da sizden kim iyi ameller işlerse câhiliyet dev­rindeki yaptıklarından dolayı sorumlu olmaz; ama kim kötülük eder­se hem câhiliyet devrindeki hem de İslâm’da yaptıklarından dolayı so­rumlu tutulur” buyurdu.(Müslim,İman,120)

Diğer rivâyette yine İbn Mes’ûd’dan Resûlullâh şöyle buyurmuş­tur; “Her kim İslâm’da iyi ameller işlerse câhiliyet devrindeki yaptık­larından dolayı sorumlu olmaz; ama kim İslâm’da kötülük işlerse hem fvvelki hem de sonraki (devirlerdeki yaptıkları) ile sorumlu tutulur.”(Müslim,İman,120)

Bu hadîsin şu âyete aykırı olduğu iddia edilmiştir: “İnkâr edenle­re söyle: ‘Eğer vazgeçerlerse geçmişte yaptıkları bağışlanır. Eğer yine dönerlerse artık öncekiler hakkında uygulanan İlâhî kanun onlara da uygulanır.”

Âyetin zahirine göre, kâfir, Müslüman olduğunda câhiliyedeki tüm günahları affedilir. Âyetin lafzı mutlak olup tevbe edilen ve edilmeyen gü­nahların arası ayırtedilmemiştir. Hadîsin zahirine göre ise kâfir câhiliye işlediği günahlardan Müslüman olduğunda tevbe etmedikçe sorumludur.

Âlimler, kâfir, Müslüman olduğu için tevbe ettiği kabul edilen küf­ründen dolayı bağışlandığı konusunda icmâ etmişlerdir. Küfür halin­de yaptığı günahlardan Müslüman olduğunda tevbe etmediğinde du­rumun ne olacağı ihtilaflıdır. Bu günahları bağışlanır mı, bağışlanmaz mı? Bu konudaki görüşler şöyledir:

1-Kâfir, Müslüman olduğunda küfür veya zenb her türlü günahı af­fedilir. Bu, muhaddislerin çoğunun görüşüdür. Bunlar, Enfal Sûresinin yukarıdaki âyetiyle istidlal etmişlerdir. Ayrıca şu hadîsi delîl almışlardır:

Resûlullâh, Anır b. Âs’a şöyle buyurur: “…İslâm, önceden işlenen­leri yok eder; hicret önceden işlenenleri yok eder; hac önceden işle­nenleri yok eder”.(Müslim,İman 121)

İslâm’ın öncekileri yok ettiğine dair icmâ’ da vardır. Bundan dola­yı İbn Mes’ûd hadîsindeki “kötülük”ten, (küfür değil de) günahın kas- tedilmesi doğru değildir. Günah kastedilmiş olsa bundan İslâm’ın ön­ceden işlenen günahları yok etmediği sonucu çıkar. Bu durumda İslâm ölümüne kadar tüm günahlardan kendini koruyan kimsenin sadece af­fedileceğini beyan etmiş olur ki, bu bâtıldır.

İnceleyin:  Peygamberler Ne Miras Bırakır ?

Bu görüşü savunanlar, İbn Mes’ûd hadîsine şöyle cevap vermiştir:

a-Hadîsteki kötülükten kasıt, küfürdür. Müslüman olduktan son­ra irtidat eden kimse bu hal üzere ölürse, İslâm’dan önce ve son­ra tüm yaptıklarından sorumlu tutulur. Bu, Buhârî, Tahâvî, Mâ- zirî, İbnu’l-Cevzî ve İbn Hacer’in görüşüdür.

b-Hadîsteki kötülükten kasıt, nifaktır. Kişi zahirde Müslüman olur da, kalbiyle tasdik etmezse, câhiliyede yaptıklarından sorumlu olur. Bu, Ebu’l-Abbâs el-Kurtubî, Kirmânî, Aynî ve Münavî’nin görüşüdür.

c– Hattabî şöyle der: Kâfir, Müslüman olduğunda geçmiş günah­ları affedilir. Müslümanken çok günah işler ve buna devam ederse meylettiği bu masiyetlerden dolayı sorguya çekilir ve kâfirken yaptığı şeylere müslümanken devam ettiği için azarlanır. Sanki ona şöyle denilir: Sen kâfir iken şöyle şöyle işler yapmadın mı? Bunları yapmana müslümanlığm bâri mâni olsa idi ya? Böyle de­nilerek kişi azarlanacaktır.”

2-Bu görüş sahipleri, günaha tevbe etmedikçe Müslüman olan bu kişinin affı hak etmediğini belirtirler. Kâfir, Müslüman olduğun­da işlediği günahlara tevbe ederse affedilir. Ama câhiliyede işlediği günahlara Müslümanken de ısrar edip devam ederse bunlardan so­rumlu olacaktır. Sadece tevbe ettiği günahları bağışlanacaktır. Bu ba­zı Mu’tezilîler ile İbn Hazm, İbn Teymiyye ve İbn Raceb’in kabul et­tiği bir görüştür.

Bu görüş sahipleri, âyeti şöyle te’vîl etmiştir: Müslüman olan ki­şi, geçmişte işlediği her ne ise ona son vermek, ondan vazgeçmek süre­tiyle bağışlanacaktır. Küfre son vermiştir. Bağışlanmıştır. Ancak âyet­te sırf küfre son vermek süreriyle -bazılarından tevbe etseler bile- di­ğer günahlarının bağışlanacağı yoktur. Bir şeyden vazgeçen, geçmişte işlediği o şeyden dolayı bağışlanır. Bu, o kişinin geçmişte işlediği baş­ka şeylerden bağışlandığını göstermez.

Amr b. As hadîsine de şöyle cevap verdiler: Amr, geçmiş günahla­rının bağışlanmasını istemiş, Resûlullâh da yukarıdaki ifadeleri buyur muştur. Malumdur ki, tevbe, tevbe edilen şeyin bağışlanmasını gerektirir. Tüm günahların bağışlanmasını gerektirmez.

İnceleyin:  Hint Kur'ancılığından sonra Türk Kur'ancılığı

Ahmed b. Abdilaziz b. Mukrin de bu ikinci görüşü tercih etmiştir, feuna göre, kâfir, Müslüman olduğunda, tevbe ettiği günahları affedilir. Câhiliyede işleyip Müslüman olduğunda da devam ettirdiği günahlara gelince, onlardan sorumlu olacaktır. Âyet ve hadîs bu manaya delâ- let edip birbirine aykırı değildir. Zira âyet mutlak olarak gelmiş, tevbe edilen ve edilmeyen günahların arasını ayırmamıştır. Hadîs ise bu Hpttlakı takyîd etmiştir. Mutlak, mukayyede hamledilir. Bu durumda ayetin manası şöyle olur: Vazgeçerlerse, geçmişte işlediklerinden tevbe edip terk ettikleri bağışlanır.

Amr b. As hadîsindeki durum da âyetle aynıdır. “İslâm, öncekileri pyok eder” ifadesinin anlamı, “tevbe ettiği sürece” demektir. Resûiuî- pâh, ifadeyi mutlak kullanmış, tafsil ve takyîd etmemiştir.

İcma’ iddiasına gelince, umumî olarak Müslüman olanlar hakkın­dadır. Yani tevbe ettiği küfürden dönüp Müslüman olanların bağışla­nacağı konusunda icmâ vardır. Ancak câhiliyede işlenen günaha devam edilmesi durumuyla alakalı bir icmâ yoktur. Hattabî ve İbn Battal’in “icmâ var” şeklinde nakli sarih değildir. Ayrıca Ahmed b. Hanbel’den nakledilen şu görüş, icmâ iddiasını reddeder: Kâfir, câhiliyede işlediği günahlara Müslüman olduktan sonra da devam ediyorsa, yaptıkların­dan sorumlu olacaktır. En doğrusunu Allâh bilir.

 

 Yavuz Köktaş,Kurana Aykırı Görülen Hadisler

Muhammed Ali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir