Hz. Peygamber (s.a.s)’in İstiğfarı

images-1-2 Hz. Peygamber (s.a.s)'in İstiğfarı

 

Allah’dan başka hiçbir tanrı yoktur. Hem kendinin, hem de mü’minlerle, mü’minlerin günahının bağışlanmasını iste. Allah, dolaştığınız yeri de, banndığınız yeri de bilir” (Muhammed, 19)

….

Ayetteki, “Günahının bağışlanmasını iste” ifadesi şu iki şekilde açıklanabilir:

1) Bununla Hz. Peygamber (s.a.s)’e hitab edilmiş; ama mü’minler kastedilmiştir. Bu, uzak bir ihtimaldir. Çünkü zaten ayette mü’minler ve mü’mineler ayrıca zikredilmişlerdir. Bazı kimseler de, “Günahını” ifadesinin, “Ehl-i beytinin (ailesinin), mü’minlerin, yani ehl-i beytin dışındaki ümmetinin günahı için istiğfar et” manasında olduğunu söylemişlerdir.

2) Bu hitab, bizzat Hz. Peygamber (sa.s)’edir. Bahsedilen “günah” ise, Peygamber (s.a.s) açısından, daha efdal olanı terketmeden ötürüdür. Yoksa Peygamberimiz hata, günah işlememiştir.

3) Güzel olan ve istidlale dayanan bir izaha göre, bununla, Hz. Peygamber (sa.s)’in güzel amellere ve kötü amellerden kaçınmaya muvaffak kılınması kastedilmiştir.

Bunun izahı şöyle yapılabilir: İstiğfar, bağışlanmayı istemektir. Bağış (mağfiret) ise, kötü olan şeyi örtmek manasınadır. Dolayısıyla, günahtan korunan kimse, nevasının çirkinliklerinden doğacak kötülükleri örten kimsedir. Mağfiret isteme “Bizi rezil-rüsvay etme” demektir. Bu ise, bazan Hz. Peygamber (s.a.s)’de olduğu gibi, bazan kişinin günahtan korunması sebebiyle ve günaha düşmemesi sebebiyle; bazan da mü’min ve mü’mineler hakkında olduğu gibi, günah meydana geldikten sonra örtülmesi sebebiyle olur. Ayette şöyle bir incelik vardır: Hz. Peygamber (s.a.s)’in üç hali vardır:

-Allah kendisi ile ve başkalarıyla Allah’a karşı olan vazife ve hareketi; O’nu bir bilip, öylece inanmasıdır.

-Kendisine karşı hali, günahlardan dolayı, istiğfar etmesi ve bu konuda, Allah Teâlâ’nın ismetini (muhafazasını) istemesidir.

-Mü’minlere karşı vazifesi ise, onların bağışlanmasını isteyip, onlar için Allah’a istiğfar etmesidir. yani “Allah sizin dünyada, âhirette gece ve gündüzdeki her türlü halinizi bilir.

İnceleyin:  Doğruluğun Lüzum ve Fazileti, Yalanın Çirkinliği

Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Akçağ Yayınları: 20/103.

Muhammed Ali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir